Baykar Teknoloji, geliştirdiği İHA, SİHA ve TİHA’lar ve bu hava araçlarının farklı cephelerde göstermiş olduğu başarılar sayesinde son 5 yıldır hem ülkemiz hem de dünya basınında kendine yer edinmeyi başardı. Aynı zamanda Baykar’ın uzun zamandır jet motorlu insansız hava araçları üzerinde de çalıştığı biliniyordu. Son olarak da Bayraktar KIZILELMA (MİUS) ortaya çıktı.

Geçtiğimiz hafta ise Selçuk Bayraktar -Tabiri caizse dronelara fısıldayan adam- MİUS’un beklenen prototipinin artık yalnızca bir fikir olmaktan çıkıp üretim hattına geçtiğine dair ilk fotoğraflı paylaşımı yaptı. Peki Bayraktar KIZILELMA (MİUS), F-16 ve F-35’lerin yerini alarak beklentileri karşılayabilecek mi?

Milli insansız savaş uçağı üretim hattında! İşte özellikleri

Milli insansız savaş uçağı üretim hattında! İşte özellikleri

Selçuk Bayraktar sosyal medyadan yaptığı açıklama ile insansız savaş uçağının üretim hattına girdiğini duyurdu. İşte MİÜS özellikleri!

Bayraktar KIZILELMA özellikleri ve beklentiler

  • Uçuş süresi/ Havada kalış süresi: 5 saat
  • Maksimum kalkış ağırlığı: 6 ton
  • Operasyonel irtifa: 35 bin feet
  • Görev yarı çapı: 500 NM (deniz mili)/ 900+ km
  • Seyir hızı: 0.6 Mach (gelecekte 0.8+ Mach ve 1.2+ Mach hızlara çıkabilir)
  • Faydalı yük kapasitesi: 1500 kg (dahili silah istasyonları ile)

Bayraktar KIZILELMA için paylaşılan ilk verilere baktığımızda aslında oldukça umut vadeden bir prototipin karşımıza çıkacağını görüyoruz. Zira bu hava aracı TB2 ve Akıncı’nın yapay zeka özelliklerinin yanı sıra F-16 ve F-35’te gördüğümüz bazı yenilikleri de beraberinde getirecek. Ayrıca diğer İHA’lara nazaran yüksek bir manevra kabiliyetine sahip olacak. Tabii bunun KIZILELMA’nın F-16’lar ile dog fight -it dalaşı- yapabileceği anlamına gelmediğini belirtelim.

Envantere alınacak ilk modellerin Subsonic yani 800+km hıza çıkması planlanıyor. Gelecek dönemde ise transonik (1000+ km/s) ve supersonic (1200+ km/s) modellerin karşımıza çıkması oldukça muhtemel. Ayrıca TB3’lerin de kullanılacağı TCG Anadolu amfibi hücum gemisine de iniş-kalkış yapabileceğini, F-16’larda kullanılan AESA radarına sahip olacağını ve F-35 gibi gövde içerisinde mühimmat taşıyarak (ayrıca yapımında kullanılan malzemeler ve boyası sayesinde) düşük radar görünümüne sahip olacağını da söyleyelim.

Bayraktar KIZILELMA

Bayraktar KIZILELMA, yeni nesil savaş uçakları (F-35 ve MMU/TFX), insansız hava araçları (TB2- Akıncı, Anka ve AKSUNGUR gibi) ve istihbarat birimleri (AWACS uçakları) ile haberleşebilecek. Dolayısıyla onların gördüğü hedefleri kendi görüyormuş gibi hareket edip vurabilecek. Asli görevleri havadan karaya olacak. Tabii havadan havaya mühimmatlarını da taşıyacak. Fakat bu özelliğin savaş uçaklarına karşı değil, İHA-SİHA-TİHA ve helikopter benzeri hava araçlarına karşı kullanılması bekleniyor.

Motor tarafında ise Baykar’ın Ukraynalı Ivchenko-Progress ile çeşitli anlaşmalar (AI-322F Turbofan Motor ve AI-25TLT Turbofan Motor için) yaptığı biliniyordu. Fakat Rusya tarafından saldırıya uğradıktan sonra Ukrayna’nın verdiği olası sözleri yerine getirip getiremeyeceği henüz kesin değil. Dolayısıyla Baykar, gelecek dönemde TEİ’nin ya da başka ülkelerin kapısını çalabilir.

Bayraktar KIZILELMA

Ancak aradığını, istediği zaman bulabilir mi sorusu şu an için cevapsız. Ayrıca bir ilki başarırken, özellikle de yeni bir uçak geliştirirken birden fazla aksilik yaşanması, yeni şeylerin öğrenilip prototipin geliştirilmesi oldukça normaldir. Dolayısıyla proje teslim tarihlerinde geniş esnemeler görebiliriz. Bu sebeple ilk uçuş (planlanan 2023) ve teslim tarihleri (planlanan 2025) bir kaç sene gerileyebilir.

Özet olarak söylemek gerekirse, Bayraktar KIZILELMA (MİUS), MMU (Milli Muharip Uçak) üretilene kadar F-16’larla, üretildikten sonra da MMU’lar ile birlikte göreve çıkabilecek. Zaman zaman onların yüksek maliyetli operasyonlarını üstlenecek. Bazen de bireysel gizli istihbarat görevlerine çıkacak. Gerekli görülen durumlarda ise taşıyabileceği çok çeşitli ve sayıdaki mühimmatları ile her türlü hedefi imha edebilecek.

Bu sebeple pek çok havadan karaya senaryoda F-16 ve F-35’lere Akıncı ve Hürjet’ten daha iyi bir alternatif olacağı tahmin ediliyor. Ancak havadan havaya görevlerde onların yerini en azından şimdilik alamayacak gibi duruyor. Tabii transonik ve supersonic modelleri geliştirilirse, o zamana kadar edinilecek tecrübe ile bilinen sınırları zorlayabilir.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi burayı tıklayarak SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın!