Geçmişte "Neden Linux değil?" sorusunun cevabı olarak parmaklar iki yönü gösterirdi: Microsoft ve donanımla ilgili uyum sorunları. Ancak günümüzde, bunlar geçerli mazeretler olabilirse de, Linux’un bu kadar çok dağıtımı varken genel bir ilginin oturmamış olmasını yeterince açıklayamıyor. Linux’un Windows’a rakip bir işletim sistemi olarak genele yayılamamasının sebepleri biraz daha derinde yatıyor.

İstikrar Her Şeydir

Linux dağıtımlarının en büyük sorunlarından biri, belirli bir rotaya sahip olmamaları. Üstelik ilginç bir şekilde en popüler olan en büyük sıkıntıyı çıkaranla aynı: Ubuntu. Özelliklerdeki dengesizlik bir yana, donanım uyumluluklarında sürümden sürüme görülen farklılıklar gerçekten can sıkıcı. Örneğin kablosuz yongalar bir sürümde sorunsuzca çalışırken, bir sonrakinde uyumsuzluk çıkarıyor. Bir önceki sürümde çalışan yazıcılar, birden yeni sürümde hack benzeri uygulamalar gerektiriyor. Bu gibi istikrarsızlıklar da Linux’u güvenilir bir işletim sistemi olmaktan uzak tutuyor.

Mobil Cihazlara Yönelim

Kullanıcıdan kullanıcıya değişen bir özellik olsa da, mobil cihazı ile bilgisayarı arasında bağlantı kurmak isteyenler, PDA, Blackberry veya PocketPC gibi cihazlarını Linux dağıtımlarından birinin kurulu olduğu masaüstü bilgisayarıyla senkronize etmekte hayli zorluk çekiyor. Linux dağıtımlarının mobil uyumluluğu, daha uyumlu hale getirmeleri gerekiyor.

Ayrıca işletim sistemini değiştirirken uyumlu yazılım bulabilmek de büyük bir sıkıntı. Osalt.com gibi siteler bu konuda yardımcı olsa da, ilk başta bahsettiğimiz ‘genel görüş’ün bu gibi sitelere erişmesi ancak uzun ve sıkıntılı aramalar sonucunda olabiliyor.

Kablosuzda Suç Üreticinin mi Dağıtıcının mı?

Linux = Kablosuz ağ sıkıntısı gibi bir durum var neredeyse. Üstelik bunun için üretici firmaları suçlamak sadece kısmen doğru. Çünkü sorunun büyük bir bölümü de Linux dağıtımlarından kaynaklanıyor. Linux dağıtımlarında sınırlı bir çeşitliliğin dışına taahhüt verilmiyor. Üstelik bu çeşitlilik (yani Broadcom) dizüstü bilgisayarlarda Linux ile kullanıldığında tam anlamıyla çuvallıyor. Yine de çoğu Linux dağıtımı bu yonga için taahhüt veriyor. Son kullanıcıya da Linux desteği olan adı sanı duyulmamış markalardan kablosuz aparatı satın almak kalıyor. Birilerinin dizüstü bilgisayarına ekstradan kablosuz aparat takmanın geçtiğimiz binyılda kaldığını hatırlatması lazım.

Buradan yola çıkarak bir başka sıkıntıdan bahsetmek de mümkün; donanım uyumluluk listesi. Windows veya OS X kullanıcıları için muhtemelen böyle bir sıkıntı akla bile gelmez. Ancak Linux kullanıcıları, donanımlarının uyumluluğunu ancak kendi dağıtımlarıyla ilgili donanım uyumluluk listelerinin yer aldığı sitelerden öğrenebiliyor. Üstelik bu sitelerdeki bazı bilgiler eski veya hatalı olabiliyor. Bu da Linux’e olan güveni önemli derecede sarsan bir diğer faktör.

İşin İçine Ticaret Girmeli

Öyle veya böyle, bir yerde maddi çıkar söz konusu değilse, gelişim beklemek de pek mümkün değil. Linux dağıtımlarının tıkandığı noktalardan biri de bu. Şimdilerde Novell, Red Hat, IBM ve Intel gibi firmalar büyük yatırımlarla Windows’un karşısına güçlü bir rakip çıkarabilmek için Linux’e destek veriyor, ancak sektörün kilit noktalarından, yani film veya müzik firmalarından henüz açık bir yatırım gözlenmiyor. Amazon‘un müzik indirme bölümüne bir Linux uygulaması koyması gerçekten şık bir hamle örneğin. Tek sorun, satılan ürünün MP3 olması! Bu biraz Linux’e Microsoft Office satmaya benziyor.

Ticaretten bahsetmişken, Linux’un orada bir yerde olduğunu belirtmek, konudan tamamen habersiz kesimlerin dikkatini çekmek adına raflarda da Linux yazılımları görmek fena olmaz. Büyük teknoloji mağazalarında Windows yazılımlarına neredeyse ayrı bir bölüm ayrılırken, Linux’un bu konuda çok çok geride olduğu acı bir gerçek.

Mazeret Değil Çözüm Üretmeli

Elbette burada bahsedilenler, Linux’un artı yönlerinin yanında göz ardı edilebilir yönler. Ancak biz de zaten Linux’un eksi yönlerini değil, neden daha geniş kitlelere erişemediğini masaya yatırdık. Bu noktada yolu Linux’ten geçen herkesin, kullanıcısından yapımcısına ve üçüncü parti yazılımcısına kadar, "Gençler yapmış bir şeyler, o kadar kusur olacak." mantığından kurtulup, ücretsiz dağıtılan bir ürünün de gayet başarılı ve titizlikle hazırlanabileceğine inanmaları gerekiyor. İçi boş emeğe saygı konuşmaları, Linux topluluğunun ilerlemesinin önündeki en büyük engellerden biri. Madem ciddi bir uğraş var ve yavaş yavaş emeğin karşılığı alınıyor, o zaman Windows gibi her yönden titiz(!) ve sorunsuz(!) bir ürün ortaya koymak gerekiyor… Aslında, Windows bu konuda o kadar da iyi bir örnek olmayabilir.

Yazan: Erhan Kahraman
SDN – http://shiftdelete.net