Max Payne ve Alan Wake serilerinin yaratısı olan Remedy’nin yeni oyunu nihayet elime ulaştı. Bir Remedy hayranı olarak hemen bütün işlerimi bırakıp bu oyuna saldırdım. Sanırım biraz fazla kaptırmışım ki bu oyunu da sonlandırana kadar başından kalkmadım.

Night Springs’e Hoşgeldiniz!

Oyunumuz, ilk oyunda da rastladığımız Night Springs dizisinin içinde geçiyor. Dizinin bir bölümünün senaryosu Wake tarafından yazılmış ve bu bölümü oynuyoruz.

Bu sefer oyundaki baş düşmanımız bizzat şeytani ikizimiz olan Mr. Scratch. İlk oyunda da rolü olan bu karakteri daha önce oynayanlar da hatırlayacaktır. Çok fazla spoiler vermeden ilk oyunun bittiği yerden başlıyoruz ve ilk oyundaki Mr. Scratch olayına odaklanıyoruz diyeyim.

Oyun boyunca Mr. Scratch’in geçtiği yerlerden geçip, ona ulaşmaya çalışıyoruz. O da bunu anlayıp sürekli bizi engellemeye çalışıyor. Derken bir döngüye giriyoruz. Yaptığımız şeyleri tekrardan yaptırmaya çalışıyor. Biz de bunu avantaja çevirmeye, daha önce yanlış yaptıklarımızı düzeltmeye çalışıyoruz.

Oyun, bizi 3 farklı haritada bir döngü içinde dolandırıyor. Üç ayrı mekanda da çeşitli insanlarla karşılaşıp, yardımlarını alıyoruz. Hikayemiz kısaca bu şekilde ilerliyor arkadaşlar.

{pagebreak::2}

Crossbow + Magnum = Aşmış oyun zevki!

Elbette ki hikayede bize engel olmaya çalışan ilk oyunda da korkulu rüyamız olan Taken’lar bu oyunda da mevcut. Sayıları da arttırılmış. İlk oyundaki karga tarzındaki düşmanlarımızı sevmemiştim.

Onların işleyişi biraz değiştirilmiş. Kargalar birleşip karga-adam tarzı bir şey oluyorlar. Ayrıca ışık tuttukça bölünen ve sayısını arttıran Taken eklenmiş. Bir de sayıları çok olan ama kolayca ölebilen örümcek tarzı var. Taken sayısına hoş bir çeşitlilik gelmiş arkadaşlar.

Taken’lar elini güçlendirirken, bize de yepyeni silahlar veriliyor. Silahlardan bahsedecek olursak artık ilk oyundaki gibi silah sıkıntısı çekmediğimizi söyleyebilirim. Aksine, oyunda uzi veya magnum alıp Taken’ların korkulu rüyası olabilme şansınız var. Ayrıca oyuna o kadar yeni silah eklenmiş ki, hepsini deneyeceğim derseniz ikinci kez oynamanız gerekebilir.

{pagebreak::3}

Tabii ki bu silahların büyük bir kısmını etrafta dağılmış vaziyette bulunan kilitli çantalardan alıyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi çantayı açmanın da bir bedeli oluyor.

Her çanta sizden belirli miktarda Manuscript denen senaryo parçacıklarından istiyor. Merak etmeyin, etrafa dağılmış halde olan bu sayfaları kolayca toplayabiliyorsunuz. Çok yaklaşırsanız haritada kendinlerini belli de ediyorlar.

Manuscript sayfaları sadece çantaları açmaya yaramıyor. Aynı zamanda oyunda ilerlememize de yardımcı oluyorlar. Oyun içinde bolca haşır-neşir olacağımız bir diğer nesne ise televizyonlar.

İlk oyunda da karşılaştığımız televizyonları açıp çeşitli programlar izleyebiliyorduk. Buradaki görevi ise Mr. Scratch’in bize olan mesajlarını ve onun neler yaptığını iletmesi. Televizyonların oyunun atmosferine ciddi derecede katkısı var. Oyunun havasına daha rahat girebiliyorsunuz. Geçmeyip zaman ayırmanızı öneririm.

{pagebreak::4}

Claude Speed’e özenmiş Taken’lar

Grafikler ise ilk oyuna göre biraz daha geliştirilmiş durumda. Zaten ilk oyunun gölge anlayışı süperdi. Burada da daha da geliştirilmiş. Oyunun atmosferi gereği gölge ve ışık oyunları üzerinde oldukça uğraşmış olmalılar. Zaten bunu da büyük ölçüde başarıyorlar.

Oyunun en beğendiğim kısımlarından biri ise müzikler. İlk oyunu oynayanlar bilirler, müzikleri şahaneydi. İkinci oyunda da bu gelenek devam ediyor arkadaşlar. Özellikle ilk bölümde çalan “Kasabian – Club Foot” şarkısı muhteşem cidden. Oyunun bu kısmı benden tam not ile geçti diyebilirim.

#video_1793#
İşte Kasabian’ın Club Foot şarkısı

Seslerde ise bir şaşkınlık yaşadım. İlk oyunda Taken’lar size konuşarak saldırıyordu. Bu oyunda tabiri caizse direkt dalıyorlar arkadaşlar. İlk oyundaki sistem daha iyiydi. “Dünya çapında 250.000 inek vardır” deyip, sonra saldıran çiftçi Taken’ı özledim ben. Keşke ilk oyundaki gibi kalsaydı bu özellik.

Zaten kaç tane karakter var oyunda, bu sesleri de kaldırmaları oyunda iyice diyalogsuz kalmanızı sağlıyor. Zira geriye Alan Wake’in monologları ve konuştuğumuz kişilerle olan muhabbetimiz kalıyor.

{pagebreak::5}

Night Springs’in son saniyeleri

Kapanışı yapmadan önce biraz da oyuna yeni eklenen Arcade Action modundan bahsetmek istiyorum. Bu modu Call of Duty’nin zombie moduna benzetebiliriz.

#video_1794#

Düşmanlara karşı kendimizi savunuyoruz ve yapabildiğimiz en yüksek seviyeye kadar hayatta kalmaya çalışıyoruz. Etrafta yine çantalar mevcut ve silahlarımızı bu çantalardan sağlıyoruz. Bu mod da sizi bir süreliğine oyalayabilir.

Hikayemizin süresi gayet uzun. Modu da yanına eklersek oyun gayet doyurucu halde arkadaşlar. Remedy’e bu oyuna başladığı ve Max Payne’i boşladığı gerekçesiyle oldukça içerlemiştim ama bu çabaları bize yeni bir efsane seri kazandırdı gibi gözüküyor.

Oyunu şiddetle tavsiye ediyorum. Zaten oyunun hayranları gözleri kapalı alacaktır. Oyunu daha oynamayan, gerilim ve gizem türü maceraları seven arkadaşlara da tavsiyemdir. Hepinize bol oyunlu günler dilerim.

Not: Oyunun ilerleyen dönemlerde internetten indirilebilir ekstra içeriklerinin yayımlanacağı açıklandı. Yüksek boyutta olması muhtemel bu dosyaları Turkcell Superonline Fiber İnternet kullanarak çok daha kısa sürede indirebilirsiniz.

Bu yazı Ali Aşkın’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

7/10

Artılar:  Oyun süresinin doyuruculuğu, silahlardaki ve düşmanlardaki çeşitlilik, atmosferin oyuncuyu içine çekmesi.

Eksiler:  Oyunun aynı mekanlarda dönmesi sıkabilir, Taken’ların sesleri gitmiş.