Ubisoft, 2008 yılında Assassin’s Creed serisinin ilk oyununu yayınladığında, büyük bir çoğunluk bu yapımın, sonlanan Prince of Persia serisinin yerini doldurmak amaçlı yapılmış bir hamle olduğunu düşünmüştü.

Assassin’s Creed’in yakaladığı satış başarısı Ubisoft’u, sunduğu tarihsel açık dünya havası ise oyuncuları fazlasıyla memnun etmişti. Assassin’s Creed’in yakaladığı başarılı çizgi, çok geçmeden yapımı her sene tekrar eden bir seri haline çevirdi.

Ubisoft, seriyi uzun ömürlü hale getirebilmek için her Assassin’s Creed oyununda bizlere farklı bir atmosfer sunmaya çalıştı. Oyunun geçtiği zaman ve mekanın değişmesinin yanı sıra, oynanış dinamiklerini de değiştiren Ubisoft, bu hususta kimi oyuncuların takdirini kazanırken, kimi oyuncuların ise tepkisine maruz kalmıştı.

Zira ilk Assassin’s Creed oyunu ile şuan geliştirme aşamasında bulunan Assassin’s Creed 4: Black Flag’ın arasında gerek mekansal olarak, gerekse oynanış dinamikleri olarak büyük farklılıklar göze çarpıyor.

{pagebreak::2}

Derin okyanuslara yelken açan bir korsan

Edward Kenway isimli bir korsanı kontrol edeceğimiz Assassin’s Creed 4: Black Flag’de yolumuz bazen uçsuz bucaksız okyanuslara, bazen de ufak ada kasabalarına düşecek. Oyun için şimdiye kadar yayınlanan oynanış videoları ve ekran görüntülerini göz önüne aldığımızda, Black Flag’da çok farklı bir Assassin’s Creed deneyimi ile karşılaşacağımızı rahatlıkla söyleyebilirim.

Ubisoft, Assassin’s Creed 4: Black Flag’ta serinin diğer oyunlarında da yararlandığı Anvil Next isimli oyun motorunun geliştirilmiş bir versiyonundan faydalanmış. Ubisoft, bu oyun motorunu ilk defa Scimitar ismi ile Assassin’s Creed serisinin ilk oyununda denemişti. Sonra motor Anvil ismi ile Assassin’s Creed 2, Brotherhood ve Revelations oyunları ile karşımıza çıkmıştı.

Assassin’s Creed 4: Black Flag genel yapı itibari ile Havana, Kingston ve Nassau şehirlerinde geçecek. Oyundaki ana şehirlerin haricinde 50’den fazla ufak yerleşim birimi de Black Flag’ta yer alacak.

Bu yerleşim birimlerinde bizleri birçok yan görevin bekliyor olması, Black Flag’ın oynanış süresini bir hayli uzatacaktır. Ayrıca, Ubisoft’un belirttiğine göre şehirler ve ufak köyler haricinde okyanusun üzerinde bulduğumuz minik kara parçaları da bizleri beklenmedik maceralara sürükleyebilecekmiş.

{pagebreak::3}

Kaderi denizlere bağlı bir suikastçı

Oyun için yayınlanmış olan 14 dakikalık oynanış videosunu incelediğimizde, görsel kalitenin serinin önceki yapımlarına oranla bir kalem daha ileriye taşındığı hemen fark ediliyor. Özellikle, oyunun büyük bir bölümüne etki edecek olan su efektleri bir hayli geliştirilmiş.

Assassin’s Creed 4: Black Flag’da “Assassin Contract” sistemi aynen devam ediyor. Mini haritamızda beliren ikonlardan bu bölgelere gidip suikast görevleri alabiliyoruz. Görevi kabul ettiğimizde, hedeflerimiz haritamızda beliriyor ve sonrasında av başlıyor.

Diğer Assassin’s Creed oyunlarında olduğu gibi, yine suikasti kolayca sonlandırabilmemiz için, düşmanlarımız tarafından deşifre edilmemiş olmamız gerekiyor. Bu olay ekranın sol üst köşesindeki bar ile bizlere gösteriliyor. Bar ne kadar dolu ise, düşmanlarımızın bizi tanıma olasılığı da o kadar fazla oluyor.

Eğer fark edilme barımız boş ise, suikast sırasında tek yapmamız gereken halkın arasına karışıp, hedefimizin yakınına iyice sokulmak oluyor. Sonrasında ise tek bir tuşla Edward, hedefin işini bitiriyor.

Bazen işler ters gidip, hedef elimizden kaçabiliyor. Bu da bizleri deniz aşırı bir mücadeleye, okyanusun ortasında bir deniz savaşına götürebiliyor.

{pagebreak::4}

İskele, alabanda! Yelkenler fora!

Ubisoft bu keskin geçişi oyuna son derece iyi adapte etmiş. Hedefimizin peşinden denize açılmak için gemiye bindiğimizde, tayfamız bizi hazır bir halde karşılıyor ve dümenin başına geçip diğer geminin peşine düşüyoruz. Oynanış videolarından anlaşıldığı kadarıyla geminin sürüş dinamikleri bir hayli tutarlı gözüküyor.

Düşman gemiye iyice yaklaştığımızda, gemimizin çeşitli noktalarına konuşlandırılmış olan toplarla saldırıya geçiyor ve çetin bir savaşa tutuşuyoruz. Düşman gemiye yeteri kadar zarar verdiğimizde, diğer gemiye geçerek hedefimizi öldürüyoruz. Genelde öldürdüğümüz hedef geminin kaptanı olduğundan, geminin geri kalanı da bize direnmeden teslim oluyor.

Bir gemiyi bu şekilde ele geçirdikten sonra gemide bulunan ganimetlere el koyarak kendi gemimizi tamir edebiliyor ya da geliştirebiliyoruz. Ayrıca bu geliştirme ve tamir işlemlerini uğradığımız limanlarda para karşılığında da yaptırabiliyoruz.

{pagebreak::5}

Fırtınalara ve düşmanlara dikkat!

Assassin’s Creed 4 Black Flag’da ana görevleri takip etmek yerine, denizler üzerinde dilediğimizce korsanlık faaliyetinde bulunabileceğiz. Yalnız, denizlere açılmadan önce gemimizin, karşımıza çıkacak olan düşmanlara ve hava şartlarına dayanabilecek güçte olmasına dikkat etmemiz gerekecek.

Oyunda dilediğimiz zaman kullanabileceğimiz bir fırtına haritası sistemi bulunacak. Bu sayede kendimizi bu fırtınalardan sakınarak farklı rotalar çizebileceğiz. Ya da gemimize güveniyorsak fırtınanın içerisine dalarak, harap olmuş gemilerden ganimetler toplayabileceğiz.

  

Denizlerde bir gemi ile savaşa tutuşmadan önce onun türünü, sahip olduğu tayfa sayısını vb. özelliklerini görüntüleyebileceğiz. Bu da bizi beklenmedik sürprizlerden koruyacaktır. Oyun boyunca İngiliz ve İspanyol donanmasına karşı savaşacağımızı düşünürsek, bu ülkelerin ticaret gemileri bizler için en karlı hedefler olacaktır.

{pagebreak::6}

Beklenmedik maceralar!

Denizlerdeki maceralarımız bu kadarla da sınırlı olmayacak. Az önce de belirttiğim gibi, denizin ortasında ufacık bir kara parçasında bulabileceğimiz bir define haritası bizi apayrı bir maceraya sürükleyebilecek.

Karşımıza çıkan bu define avcılığını dilersek gizli yollardan, dilersekte açık bir şekilde savaşarak bitirebileceğiz. Bu defineler genelde İngiliz ya da İspanyol donanmasının koruması altında olan bölgelerde olduğundan işler zaman zaman beklediğimiz kadar kolay olmayabilir.

İşte tam bu noktada devreye donanmış olduğumuz silahlarımız girecek. Assassin’s Creed 4 Black Flag’da belimize taktığımız tabancanın yanı sıra bir çok envantere de sahip olacağız. Revelations’ta olduğu gibi bombalar tasarlayabilecek ve bu bombaları toplu düşman kitlelerine karşı kullanabileceğiz.

Ayrıca, Assassin’s Creed 4 Black Flag’de yolumuz zaman zaman denizin dibine de düşecek. Denizin dibinde, derin maviliklerde zaman zaman köpek balıklarıyla da uğraşmak zorunda kalacağız. Kısacası Assassin’s Creed 4 Black Flag’de bizleri çok geniş bir dünya bekliyor olacak.

Toparlamak gerekirse, Assassin’s Creed 4 Black Flag’de, şu ana kadar alışık olmadığımız bir Assassin’s Creed deneyimi yaşayacağız. Yazımın başında da belirttiğim gibi Ubisoft, serinin oynanış dinamikleri ve yapısını her oyun ile biraz daha değiştiriyor. Bu değişiklikler, bir sonraki Assassin’s Creed oyununda ne gibi yeniliklerle karşılaşacağımız konusunda bizi hem meraklandırıyor, hem de heyecanlandırıyor.

Assassin’s Creed 4 Black Flag raflardaki yerini aldığında, geniş bir oyun incelemesinde görüşmek üzere, hoşçakalın.

#//www.youtube.com/embed/yKkc4IoMb70?rel=0#

:: Assassin’s Creed serisinin zaman içerisinde bu kadar değişmesini nasıl karşılıyorsunuz?