Puan: 9/10

Prince of Persia gibi bir fenomene imza atan Ubisoft, oyun dünyasının zirvelerinde dolaşan bu müthiş ismi, kendi elleriyle hazırladığı Assassin’s Creed ile geçmeyi başardı. Prince of Persia’nın dar alanları ve tek düze devam eden, özgürlük sunmayan yapısını yerlebir eden firma, ortaya yeni bir yıldız çıkardı!

 

 

2007 yılında raflarda yer bulan ilk Assassin’s Creed’de, kalıtsal hafıza üzerinde yürütülen bir araştırmanın parçası olan Desmond Miles’ı kontrol ediyoruz. Onun hafızasının en karanlıklık köşelerine ulaşan bilim adamları, Miles’ın atası olan ve 1191 yılında yaşamış Altair adlı Haşhaşin Tarikatı üyesi bir suikastçıdan haberdar oluyor.

Bu andan itibaren asıl oyun başlıyor. Desmond’dan ziyade, Altair’i kontrol ederek, tarihin karanlık sayfalarında, gerçekte yaşamış kişilere suikastler yapıyoruz… Oyun, Piece of Eden denen ve illüzyonlar yaratma özelliğine sahip olan tarihi eseri ele geçirmemiz ile son buluyordu.

 

{pagebreak::Hikaye Daha Yeni Başlıyor!}

Hikaye Daha Yeni Başlıyor!

2009’da ise Assassin’s Creed 2 serüvenine adım attık. İlkinin eksiklerini bir bir kapatan yapımcılar, ortaya öyküsü ve oynanışıyla müthiş bir yapım çıkarmayı başarmıştı. Bu kez 15. yy’de, Ezio Auditore de Firenze adlı, ailesi katledilmiş bir suikastçıyı kontrol ettiğimiz yapımda, Papa’ya kadar uzanan uzun bir görev listesini tamamlıyorduk.

Sürpriz sonu ile oyun, bir sonraki randevuyu daha bir heyecanla beklememizi sağlamıştı. Üçüncü yapım için takvim yaprakları sökülürken, Ubisoft farklı bir ismi duyurdu: Assassin’s Creed: Brotherhood.

 

 

Yayınlanan videolarıyla büyük ilgi uyandıran yeni yapım, serinin önceki oyunlarında olduğu gibi, yine önce PS3 ve X360’a, bir kaç ay sonra ise PC platformuna çıkacak. Ubisoft’un bu satış stratejisi, Assassin’s Creed ismini bir değil, iki defa gündeme taşıyacağı için, başarılı diyebiliriz. Ancak bilgisayar kullanıcıların bu serüvene şimdilik seyirci kalması bir hayli üzücü. Zira Ubisoft, yine yapacağını yapmış!

 

{pagebreak::Kaldığımız Yerden Deva}

Kaldığımız Yerden Deva

İkinci oyunun bitiş sahnesiyle yeni yapıma başlıyoruz. Ancak bu Assassin’s Creed 3 değil. Bu tamamen bir ek paket mantığıyla hazırlanmış olmasına karşın, yenilenmiş yapısıyla başlı başına bir oyun.

 

 

Yıl 1500. Papa’ya yaptığımız suikast girişiminden istediğimiz sonucu alamadık. Bu yüzden de bunun bir bedeli olacaktır. İkinci oyundaki en yüksek zırh (Üzerimizde Altair zırhı var) ve silah kapasitesiyle yapım start alıyor. Birbirinden basit görevleri yaparken, yeni özellikler de kapımızı çalmış oluyor. Aksi halde Papa Borgia’nın karşı atakları karşısında duramayız.

 

 

{pagebreak::Yeni Özellikler}

Yeni Özellikler

Artık Ezio ile, tıpkı ilk yapımda yer alan Al Muallim gibi yönetici konumundayız. Zira yanımızda dolaşmasalar da, onlara görevler verip, dünyanın çeşitli bölgelerine gönderebiliyoruz. Yılın 1500+ olmasına karşın halen Konstantinapolis olması, biraz komik olmuş. Tabii bu tür yolculukları biz yapamıyoruz. Görevlerimiz Roma’da ve artık tapınakçılara hiç olmadığımız kadar yakınız.

 

 

Yolda, yardım ettiğimiz insanları, tarıkatımıza katabileceğimiz oyunda, bir ıslık ile onları çağırıp, düşmanlarımızı kolayca alt edebiliyoruz. Roma’da kendimize bir yer edinmek için, orada satın alabileceğimiz dükkanlar var. Ancak önce, çevrede bulunan be Borgia’ya ait olan yapıları ele geçirmeliyiz. Ancak bu sayede  dükkanların sahibi olmamız söz konusu.

 

 

Yeni yapımda artık bazı bulmacalarda yalnız değiliz ve bize yardım eden arkadaşlarımız oluyor. Bu da yine Ubisoft imzalı, 2009’da satışa sunulmuş Prince of Persia’yı hatırlatıyor.

{pagebreak::Geleceğe Uzun Bir Bakış}

Geleceğe Uzun Bir Bakış

Serinin yeni oyununda, öncekilere nazaran Desmond ile daha çok vakit geçiriyoruz. Animus’u Ezio’nun evinin olduğu yerdeki harabelere kurup, orada çalışamaya başlıyoruz. Artık dilediğimiz zaman Animus’tan çıkıp, çevrede dolaşabiliriz. Bir sürpriz, Desmond’ın kıyafetinde yaşanıyor. Artık onun da bir Assassin kostümü var!

 

 

Oyunun senaryo kısmı Assassin’s Creed 2 kadar uzun değil. Buna karşın multiplayer desteğiyle, ikinci yapımdan çok daha uzun bir oynanış vadediyor. Birçok suikastçıyı aynı anda aynı haritaya bırakırsanız ne olur? İşte bunun yanıtını Assassin’s Creed Brotherhood’da bulabiliyorsunuz.

Genel olarak bakıldığında, kamera açısı hataları haricinde kayda değer büyük bir problemi yok yeni oyunun. Aksine animasyonlar zenginleştirilmiş, yeni kostümler ve özellikler eklenmiş. Eğer ikinci yapımı beğendiyseniz, daha çok seveyeceğiniz bir oyuna hazırlıklı olun. Zira Assassin’s Creed Brotherhood, sizi uzun süre sosyal hayatınızdan mahrum edebilir.

Puan: 9/10


:: Assassin’s Creed Brotherhood hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşın.