Astronot Christina Koch ve bilim adamları, DNA‘ya zarar vermek ve mikro yerçekiminde nasıl onardığını incelemek için yeni bir tekniğin parçası olarak, CRISPR-Cas9‘u ilk kez uzayda başarıyla gösterdiler. Araştırmacılara göre, “teknik ve güvenlik endişeleri“, bunun gibi daha önceki çalışmaları engellemişti. Ancak şimdi atılan bu adımın uzun vadeli uzay yolculuğunun anahtarı olabileceği öngörülüyor.
Uzay savaşlarında yeni perde: Jeff Bezos bir unvanını kaptırdı!
Mars’ın yolu açıldı
Deney, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki bir maya hücre kültüründe özellikle zarar verici, çift iplikli DNA kırılması üretti. Koch testi bundan çok önce tamamladı. Ancak bulgular geçen haftaya kadar mevcut değildi. Ve geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı.
Ek olarak deney malzemelerinin çoğunun ISS’e Mayıs 2019’da ulaştığını da belirtelim.
Yeni yaklaşımın, uzayda DNA onarımı ile ilgili diğer araştırmaların önünü açtığı belirtiliyor. Yeterli çalışma ile bilim adamları, uzun vadeli uzay uçuşunun diğer etkilerinden bahsetmeden, iyonlaştırıcı radyasyondan kaynaklanan genetik hasarı çoğaltabileceklerini umuyorlar.
Bunun da NASA‘nın ve diğer kurumların astronotlarını koruyan ve derin uzay araştırmalarını pratik hale getiren teknolojilerin geliştirmesine yardımcı olabileceği düşünülüyor. Belirtilene göre CRISPR yaklaşımı insanları Mars’a ve ötesine götürmede de önemli bir rol oynayabilir.