Yeni bir bilgisayar alırken belki de en az üzerinde durduğumuz bileşenlerden biri RAM’dir. Birçoğumuz sadece kapasitesinin ne kadar olacağına bakar ve geçer. Ancak RAM’ler sadece kapasiteleri ile değerlendirilmemeli. Kapasite tek başına daha yüksek performans anlamına gelmiyor.

Aslına bakılacak olursa, bir bilgisayarın sorunsuz ve hızlı şekilde çalışabilmesinde RAM’lerin çok önemli bir rolü var. Bunun için de kullanılan RAM’lerin hangi standartlara sahip olduğu önem taşır.

RAM’ler tarih içinde büyük değişim gösterdi

Günümüzde piyasada satılan RAM’lerin çok büyük çoğunluğunu DDR2 ve DDR3 RAM’ler oluşturuyor. DDR3′ler daha yeni yaygın hale gelmişken, yakın bir gelecekte yeni bir standart ile karşılaşacağız. DDR4 için geri sayım artık başladı.

DDR4′in getireceği yeniliklerden ve farklarla beraber DDR bellek teknolojisini ve günümüzdeki noktaya nasıl geldiğine bir göz atalım.

{pagebreak::DDR ne demek?}

DDR ne demek?

Çift veri transfer oranı olarak çevirebileceğimiz Double Data Rate’in kısaltması olan DDR, SDRAM’lerin (Synchornus Dynamic Random Access Memory) hızını SDR (Single Data Rate) SDRAM’lere göre iki kat artıran bir teknoloji.

İki kat veri aktarım hızı ise Duble Pumping denilen bir yöntem ile elde ediliyor. Sadece RAM yerine SDRAM terimini kullanmamızın sebebi ise, bellek transferinin saat sinyali yoluyla yapılması. Bu teknolojiye SDRAM deniliyor.

DDR teknolojisi belleklerin büyük ölçüde hızlanmasını sağladı

Tüm SDRAM modellerinde veriler bir saat sinyali ile aktif hale gelen bellek hücrelerinde saklanırlar. Bu sinyal sayesinde veri, harici veriyoluna iletilir. Geçmişte kullanılan SDR SDRAM’lerde veri iletimi sadece sinyalin zirve noktasında yapılıyordu.

{pagebreak::Double pumping}

Double pumping

Double Pumping adı verilen yöntem ile sinyalin hem zirve, hem de dip noktalarında veri iletimi yapılabiliyor. Bu sayede sinyal aynı frekansta olsa bile, iki kat daha fazla veri iletimi yapılabiliyor. İşte DDR’ın farkı da burada yatıyor.

Double Pumping ile sinyalin iki ucunda da veri aktarımı yapılıyor

DDR bellekler, Double Pumping yöntemi sayesinde aynı frekansta iki kat fazla veri iletimi yapmasının yanı sıra SDR belleklerden daha az güç tüketimi yapıp, daha düşük voltajda çalışabiliyorlar.

Bunun dışında DDR bellekler, geçmiş nesildeki bellek türlerine göre elektriksel veri ve saat sinyalleri üzerinde daha çok kontrol sağlıyorlar.

{pagebreak::DDR’lar gelişiyor}

DDR’lar gelişiyor

Single Data Rate SDRAM’lere oranla iki kat daha hızlı olan DDR SDRAM’lerin ilk örneği 1996 yılında tanıtılmıştı. 100 MHz frekansta 1600 MB/sn’lik bir veri aktarım hızına ulaşan bu bellekler, o döneme göre büyük bir gelişmeydi. Ancak daha sonra, tüm teknolojilerde olduğu gibi DDR teknolojisi de eskidi.

DDR2’ler piyasada hala güçlü bir yere sahip

2003 yılında DDR SDRAM’lerin yeni nesli olan DDR2 SDRAM’ler ortaya çıktı. DDR2 SDRAM’ler, ilk nesil DDR’lara oranla iki kat daha hızlı ve daha az güç harcıyor.

Yapısal olarak bakıldığında DDR ile DDR2 arasındaki fark, bir saat sinyali boyunca aktarılan veri miktarından ileri geliyor.

{pagebreak::DDR2’nin farkı}

DDR2’nin farkı

DDR belleklerde saat sinyalinin en üst ve en alt noktasında 1 bit olmak üzere toplamda bir sinyalde 2 bit’lik veri aktarımı yapılırken, DDR2 belleklerde bir sinyalde toplam 4 adet veri transferi yapılıyor.

Böylece aynı frekansta gönderilen bir saat sinyalinde DDR SDRAM’lere oranla iki kat daha fazla veri iletimi yapılabiliyor. 100 MHz frekansta bir saat sinyali ile DDR2 bellekler 3200 MB’sn’lik veri transfer hızına ulaşabiliyorlar.

DDR2 ve DDR arasında iki kat hız farkı var

İlk nesil DDR bellekler yaklaşık 2.5 V civarında bir voltaja gereksinim duyarken, DDR2 belleklerin 1.8 V seviyesinde olması da güç tüketimi açısından DDR2 bellekleri daha verimli kılıyor.

{pagebreak::DDR3, DDR2’ye karşı}

DDR3, DDR2’ye karşı

DDR2 belleklerin 2003 yılında piyasaya çıkmasından iki sene sonra DDR3 bellekler hayatımıza girdi. Daha önceki nesillerde olduğu gibi, DDR3 de kendinden önceki DDR2 belleklerden iki kat daha fazla hıza sahip olmasının yanı sıra daha az güç harcamasıyla öne çıkıyor.

DDR3′ün iki kat hızı, bir saat sinyalinde aktarılan veri miktarının iki katına çıkmasından ileri geliyor. Böylece 100 MHz frekanstaki bir saat sinyaline sahip DDR3 bellek saniyede 6400 MB’lık veri transferi yapabiliyor.

DDR belleklerin geriye uyumluluğu yok

Bunun dışında DDR3 bellekler DDR2′lere göre %30 daha az güç gerektirmesiyle öne çıkıyor. Bunda ilk dönemdeki modellerin 90 nm’lik yongalara sahip olmasının büyük etkisi var. DDR3 bellekler, DDR2′lerden iki kat daha hızlı ve daha az güç harcıyor olmalarına rağmen, piyasada hemen başarı yakalayamadılar. Fiyatların yüksek olması, insanların uzun bir süre DDR2 bellekleri kullanmaya devam etmesine yol açtı.

{pagebreak::DDR4 geliyor}

DDR4 geliyor

Daha yeni yaygınlaşan DDR3′ün de yenisi gelmek üzere. İlk olarak IDF 2008′de (Intel Developer Forum) tanıtılan DDR4 bellekler, yapısal olarak nesilden nesle gelen geleneği devam ettirecek.

Bu da, bu belleklerin DDR3′lerden iki kat daha hızlı olacağı ve daha az güç harcayacağı anlamına geliyor. DDR3 bellekler 1.5 V civarında voltaja gereksinim duyarken DDR4′lerin ilk üyelerinin 1.2 V’ta çalışacağı belirtiliyor.

Qimonda, DDR4’ün çıkış tarihini 2012 olarak öngörüyor

Bunun dışında, DDR4 belleklerin bir diğer etkileyici özelliği de frekansları olacak.İlk DDR4 belleklerin en düşük modellerinin 1600 MHz olacağı belirtiliyor.

{pagebreak::40 nm atılımı}

40 nm atılımı

Bu belirtilen iki değerin zaman içinde değişeceği de söylenenler arasında. İlk DDR4 belleklerin piyasaya çıkmasının üzerinden bir sene geçmeden frekansların 3200 MHz’, minimum çalışma voltajının ise 1 Volt’a geleceği tahmin ediliyor.

40 nm’lik bellek yongaları DDR4 için önemli bir adım olarak görülüyor

Qimonda ve Samsung gibi, dünyanın önde gelen bellek üreticileri DDR4 için harıl harıl çalışıyorlar. Samsung, 40 nm’lik bir bellek yongası geliştirdiğini açıklayarak, DDR4 için en önemli adımlardan birinin atıldığını belirtmişti.

DDR4 SDRAM’lerin ilk örneklerinin en erken 2012 yılında piyasaya sürüleceği belirtiliyor.

:: Kullandığınız belleklerin kapasitesi ve tipi nedir?