Bazı filmler vardır, etkisinden uzun süre kurtulamazsınız. Arkadaşlarınızla tartışırsınız, bir çıkış yolu ararsınız. Çünkü beyniniz yanmaya başlamıştır. Yatağınıza yatarsınız, düşünmekten uykunuz kaçar. Yolda, evde her yerde etkisinden kurutlana kadar düşünürsünüz. Bu etki üzerine bir kaç film izledikten sonra geçecektir ama o film aklınıza geldiğinde “Ne filmdi be” diye yüzünüzde ufak bir tebessüm, her zaman baki kalacaktır.

Gelin şimdi yazımızın üçüncü bölümünde beyin hücrelerimizin ölümünü hızlandıran bu filmleri incelemeye devam edelim. Hepsini arka arkaya izlemenizi tavsiye etmeyiz. Zira ciddi sorunlar yaşayabilirsiniz.

:: Beyin Hücrelerimizi Öldüren Filmler! Bölüm #1

:: Beyin Hücrelerimizi Öldüren Filmler! Bölüm #2

Usual Suspects

15-09/13/usual.jpg

Beşi de oldukça yetenekli suçlu, hiç olmayacak bir hata yüzünden göz altına alınır. Olayı araştıran ajan, bir çok insanın öldüğü liman patlamasıyla, bu beş kişinin bağlantısı olduğuna inanmaktadır. Olayların tek canlı tanığı olan Verbal Kint hikayeyi anlatmaya başlar. Bütün olaylar, filmi izleyen herkesin aklına kazınan isim Keizer Soze’de birleşmektedir. Olağanüstü finaliyle izleyenleri şok eden, sinema tarihinin başyapıtlarından sayılan filmi, mutlaka izlemenizi öneririz.

{pagebreak::2}

12 Monkeys

15-09/13/12.jpg

Büyük bir savaştan sonra dünya artık yaşanmaz hale gelmiştir. İnsanlar yer altında yaptıkları sığınaklarda yaşamaktadır. Günün birinde bütün bu olan biteni değiştirmek için bir zaman makinesi yapılır. Denek olarak seçilen karakterimiz önce yanlış bir zamana gönderilir, ikinci denemede de doğru yerdedir; bütün olayların başladığı akıl hastanesinde. Brad Pitt ve Bruce Willis’in muhteşem performansıyla, akıllardan asla çıkmayacak bir film.

{pagebreak::3}

Dark City

15-09/13/darkcity.jpg

Karakterimiz bir küvette uyanır, kaçmaya başlar. Peşinde telekinetik güçleri olan insanlar vardır. Hatırladıkları ve yaşadıkları sayesinde, yapay bir dünyada yaşadığını farkeder. Matrix’in ilham aldığı filmlerden biri olan Dark City, sürekli ters köşe yapan senaryosu, olağanüstü atmosferiyle, en başarılı bilim kurgu filmleri arasındadır.

{pagebreak::4}

The Man From Earth

15-09/13/manfrom.jpg

Tarih profesörü John Oldman, çalıştığı okuldan ayrılmaya karar verir ve arkadaşları da ona bir veda yemeği düzenler. Muhabbet oldukça farklı yönlere gider ve John 14.000 yaşında olduğunu açıklar. Yani yaklaşık olarak buzul çağında doğmuştur. Başta hiçkimse böyle bir şeye inanmaz tabii ki. Film ilerledikçe kafaları allak bullak eden detaylarla izleyenleri oldukça şaşırtan film, şaşırtıcı ve bir o kadar da başarılı senaryosuyla, gerçekten çok etkileyici.

{pagebreak::5}

Coherence

15-09/13/coherence.jpg

Bir grup arkadaşın birlikte yemek yediği sırada, dünyanın çok yakınından, çok nadir geçen bir kuyruklu yıldız geçmektedir. Bunun insanlar üzerindeki etkisi çok farklı olacaktır. Paralel evren üzerine düşük bütçeli ama oldukça başarılı bir film.

{pagebreak::6}

Mr. Nobody

15-09/13/nobody.jpg

2092 yılında, 117 yaşında ve dünyadaki tek ölümlü olarak kalan kahramanımız, günün birinde bir tren istasyonunda olduğunu hatırlar. Hayatının dönüm noktası olan bu an, trene binmesi ve binmemesiyle ilgili sonsuz olasılık doğuracaktır. Kafanızın oldukça karışacağını garanti ederiz.

{pagebreak::7}

Cloud Atlas

15-09/13/cloud.jpg

Matrix’in yaratıcılarından, 1700’lü yıllardan uzak gelecekteki zamanlara kadar, aynı oyuncularla farklı hikayeler bulunduran ama temelinde hep aynı mesajları içeren bir film. Süre olarak da oldukça uzun ve kurgusu da oldukça karışık. Sakin bir kafayla izlemek en iyisi.

{pagebreak::8}

Donnie Darko

15-09/13/donnie.jpg

Lise yıllarındaki Donnie, çevresine uyum sağlamakta güçlük çeken biraz sorunlu bir gençtir. Gerçek olmayan bazı görüntüler görmeye başlar. Özellikle tavşan kostümü giymiş bir adam sürekli Donnie’nin karanlık dünyasında belirmektedir. Donnie, zamanla bu adama güvenecek ve söylediklerini yapmaya başlayacaktır. En iyisi bir kaç kere izlemek!

 

:: Size göre hangi filmler beyin hücrelerinizi öldürüyor?