1960’lı yıllardan beri hem Türk hem de Dünya havacılığı için çok önemli bir yere sahip, Türk Hava Kuvvetleri’nin en sevilen ve en popüler savaş uçağı olan “Baba” lakaplı F-4 Phantom uçakları, 3. nesil savaş uçaklarının ilk örneklerinden. Zamanın birçok ileri teknolojisini barındıran ve günümüzde dahi kullanılan bu uçaklara gelin daha yakından bakalım…
Bir efsanenin doğuşu: F-4 Phantom II hakkında her şey!
1955 yılında ABD merkezli McDonnell Douglas yeni nesil bir savaş uçağı için çalışmalara başladı. Bu çalışmalar sonucunda 1957’de F-4 Phantom’un atası diyebileceğimiz XF4H modeli uçak ortaya çıktı. 1958’de ilk uçuşunu yapan uçak, daha sonra uçak gemisi pistine inmek gibi birtakım sınamaların ardından genel anlamda başarılı oldu.
Öyle ki bu uçak ses hızının iki katının (2 Mach) üstündeki hızlara kadar ulaşabildi. Bu sürecin ardından 1961 yılında F-4 Phantom ilk aşamada ABD donanmasına girmek suretiyle resmi olarak hizmete girmeye başladı. F-4’lerin üretildiği yıllar Vietnam Savaşına denk geldiğinden uçaklar verilen görevlerde kendilerini bolca ispatlama şansı buldular.
Savaştan sonra uçaklar; Japonya, İran, Almanya, Mısır gibi muhtelif birçok ülkeye satıldı. Ayrıca Vietnam Savaşı dışında Arap-İsrail Savaşları, İran-Irak Savaşları gibi birçok başarılı operasyonda da yer aldılar.
Bugüne kadar 5195 adet F-4 Phantom üretildi. Günümüzde hala bu uçakları kullanan bazı ülkeler mevcut: Türkiye, Yunanistan, Kore ve İran. 1960’lardan bugüne kadar uzanan hikayeye sahip Baba uçakların teknik detaylarına göz atalım.
Mürettebat | 2 |
Boyutlar | 19,2m boy, 11,7m kanat açıklığı, 5m yükseklik |
Ağırlık | Azami kalkış ağırlığı 28 ton, 13,75 ton boş ağırlığı |
Motor | 2x General Electric J-79-GE-17A Ardyanıcılı Turbojet |
Hız | 940 km/s (2,23 Mach) |
Muharebe Yarıçapı | Standart görev yükü ile 680 km |
Azami Menzil | 2699 km |
Servis Tavanı | 18300 metre |
Radar | AN/APQ-120 (İsrail ve Türk F-4’lerinde EL/M-2032 SAR) |
Phantom ismi nereden geliyor?
F-4 Phantom ‘un isminin hikayesi ise şu şekilde. Amerikalılar uçağa ilk aşamada Satan (şeytan) ismini vermeyi düşünüyorlar. Fakat daha sonra uçak donanmada çok başarılı bulununca Amerikan donanmasında hizmete giren ilk nesil jetlerden olan “MC Donnell Douglas FH Phantom” uçağından esinlenilerek Phantom II ismini veriyorlar.
F-4 Phantom’un Türkiye macerası
F-4 Phantomların ülkemizdeki öyküsü 1971 yılında verilen 40 adetlik sipariş üzerine 30 ağustos 1974’te ilk 8 uçağın teslim edilmesiyle başladı. Teslimatlar o dönemki ambargolar sebebiyle bir süre sekteye uğrarayak 1978 yılında tamamlandı.
Daha sonra yeni verilen siparişlerle ve çeşitli ülkelerden alınan hibe uçaklarla 1992 yılına gelindiğinde Türk Hava Kuvvetleri envanterinde 236 adet F-4 vardı. Uçakların bazıları,1999’da İsrail ile yapılan bir çalışmayla modernize edilerek önemli elektronik beceriler kazandı.
Modernize uçaklar 2000 yılında “F-4 2020 Terminatör” adıyla filoya tekrar girdi. Günümüzde THK elindeki birçok F-4 Phantom’u emekliye ayırdı. Yaklaşık 50 civarında F-4 ise hala envanterimizde kullanılıyor.
F-4 Phantom namıdiğer Baba savaş uçağından bahsettik. Siz bu uçak hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.
İsmi Vietnam’da yerden havaya atılan füzelere karşı kullanılan elektronik harp podu sayesinde füzelere görünmemesi (tabi belli sayıda uçak kaybından sonra oluyor bu iş) sebebiyle verilen bir isim phantom-hayalet.
Verdiğiniz ek bilgi için teşekkürler Zafer Bey.
BU BİZİM 2. BABAMIZIT
Askerlik yaptığım 2. Ana Jet Üssü’ne T-37 ve T-38 jetlerine sesiyle, görkemiyle “Çekilin, ağa babanız geldi” diyerekten inişine şahit olduğum muhteşem tayyare..
Bu uçakların geldiği dönemde 1974 yılında Sinop’un Boyabat ilçesinde Boyabat Fantom Turizm isminde bir otobüs şirketi kuruluyor. 1990 larda kapanıyor bu şirket. Biz tanıdığımız olduğu için Boyabat Seyahatle memlekete giderdik ama ben Fantomla seyahat etmeye çok heves ederdim. uçak logolu otobüs 10 lu yaşlarında bir çocuk için çok ilgi çekiciydi.
1980 lerde bu uçağın Üsküdar Zeynepkamil’de ki evimizin hemen üstünden alçak uçuş yaptığını hatırlıyorum. 12 eylül darbesi sonrası olduğu için bu tip olaylar normal karşılanıyordu sanırım. Uçak o kadar alçak geçmişti ki altını falan çok net gördüğümü hatırlıyorum. Jet motorunun sesini o kadar yakından duymak çok heyecan vericiydi.