Bir okur olarak bilgisayar dergileriyle tanışıklığım,90’lı yıllara denk gelse de, bu dergilere içerik üretmeye 2002 yılında başladım. O zamanlar, bazı aylarda 100 binden fazla aylık satış adedine ulaştığımız dönemler vardı.

Okurlarımız, dergi editörlerini birer pop star gibi görüyordu. Öyle ki, bilgisayar başında nasıl yazı yazdığımızı 3-5 dakika da olsa yerinde izlemek için şehir dışından gelen fanatik okurlarımız bile vardı. Aldığımız mektupların (e-posta değil) sayısı inanılmazdı.

Konuyu mizahi açıdan değerlendiren Zaytung, bilgisayar dergileriyle ilgili çok ilginç bir görsel paylaşmış. İlgili kapağın büyük haline, buradan ulaşabilirsiniz.

Yıl 2011…

Dergilerin çoğu kapandı, kalanlar da satış rakamlarının azlığıyla mücadele ediyor. PC World, Byte, PC Magazine gibi önemli markalar artık yok. Yayına devam eden iki dergi de (PCNet ve Chip) Doğan Yayın Holding bünyesinde devam ediyor.
{pagebreak::Sorun Var}

Bu İşte Bir Sorun Var!

Teknolojiye ilgi duyan kişi sayısı artıyor, genç nüfusun tamamı hedef kitleyken, orta yaşlı kesim de bu dünyadan soyutlanmamak için kendini geliştirmek istiyor. Kısaca; bilgisayar dergilerinin hedefinde 100 binlerce okur kitlesi var. Ancak, satış rakamları 20 binin üzerinde, çoğu zaman da altında.

ShiftDelete.Net‘i ilk kurduğumuz dönemlerde, her ay düzenli olarak yayınladığımız bir makale vardı. Benim için önemli bir okul olan bu dergilere destek olmak için “Bilgisayar dergilerinde bu ay” başlıklı içeriklerle, o aya ait dergilerin tanıtımını yapıyorduk.

Hemen hemen tüm dergilere aboneydik. 7-8 sayfada anlattığımız, her biri on binlerce kişi tarafından okunan, yüzlerce yorum alan bu içerikler için şu anda sadece 2 dergi kalınca, bu içeriklerden de vazgeçtik.
{pagebreak::Neden Bu Halde?}

Dergiler Bu Hale Nasıl Geldi?

Başlıktaki bu sorunun cevabını, farklı açılardan değerlendirerek vermekte fayda var. Herkesin ilk tahmin ettiği gibi, İnternet. Kişiler, merak ettikleri teknoloji konularını dergiler yerine, internetteki arama motorları sayesinde buluyoralar.

Bu, kesinlikle doğru bir tespit.

Dergilerin çok sattığı zamanlara dönelim. Eve bir bilgisayar alınacaksa, önce bir bilgisayar dergisi satın alınıyordu ve arka sayfalarında bulunan market ilanlarından faydalanılarak bu bilgisayar toplanıyordu.

Burada bir başka sebep daha kendini göstermiş oldu. Teknoloji…

O zamanlar, ses için ayrı, Ethernet için ayrı bileşenler almak gerektiğinden (şimdi hepsi onboard) çok iyi bir analiz yaparak, hem uyumlu hem de uygun fiyatlı bir çözüm bulmak hedefleniyordu.

Şimdi, bazı robotlar bu işi sizin yerinize yapıyor. Zaten çoğu kullanıcı, masaüstü bilgisayar yerine dizüstü bilgisayar tercih ettiğinden, konfigürasyona da pek dikkat edilmeden markaya ve bütçeye göre karar veriliyor.

Bir diğer önemli sebep de, okur kitlesi olacak kişilerin tüketim alışkanlıkları. Bu durum, nüfusumuz açısından ezici üstünlük sağladığımız Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında daha net ortaya çıkıyor.

Bir yılda kişi başına okunan kitap sayısı Türkiye’de birkaç tane iken, bu rakam diğer ülkelerde onlarca kat daha fazla. Bu eğilim, dergilerde de kendini gösteriyor.

Kişiler, okumaktan uzaklaşıyor. Aylık dergileri okumak için para harcamak, çoğu kişiye gereksiz geliyor.

Şimdi bir neden daha ortaya çıktı. Aylık…
{pagebreak::Geç Kalınıyor!}

Aylık Dergiler Geç Kalıyor

Bilgisayar dergileri, ayda bir yayınlanıyor. Dergi yapmak gerçekten çok zor bir iş. İçerik planı yapmak, bu içerikleri üretmek, baskı ve dağıtım işleri… Her biri, başlı başına ayrı uzmanlık alanı demek.

Ayda bir çıkan dergiler bile tam vaktinde çıkmak için çalışanlar, çoğu geceler ofiste sabahlıyorlar. Bu durum ise, hızlı bir şekilde haber almak isteyen okur kitlesinin iştahını kapatmıyor.

En basiti, teknoloji tutkunları Eylül’ün 12’sinde gösterilen Windows 8‘i internet sitelerinden takip ettiler, indirdiler, denediler bile. Dergiler ise bunu Ekim’in ilk haftası çıkacak olan sayılarında yer verecekler ve bu süreç, Ekim sonuna kadar devam edecek. Yani, ayda bir dergi demek, teknoloji, dünyasına geç kalmakla aynı anlamı taşıyor.

İçeriklerden bahsetmişken, eskiden sıkı dergi okuyan ama şimdi bu takibi bırakan okurlarla yaptığım sohbetlerde şu sözleri çok duyuyorum; “Her ay kendini tekrar eden yazılar okumaktan sıkıldık“, “Windows’u hızlandırmanın bilmem kaç yolunu okumak istemiyoruz artık” gibi samimi itiraflar.

Dergiler, içerik üretirken ister istemez kısır döngüye giriyor ve okurun karşısına geçen yıla ait olan ama güncellenmiş makalelerle çıktığı zamanlar olabiliyor. Önceki sayfalarda paylaştığımız Zaytung görseli, bu konuyu en iyi şekilde anlatıyor diyebilirim.
{pagebreak::Yüksek Maliyetler}

Dergi, Çok Maliyetli!

Çöküşü hızlandıran bir diğer faktör de, dergi yöneticilerinin dünyadaki değişimi yakından takip edemiyor olması. Dergiler için şimdi yeni bir fırsat var; tablet bilgisayarlar. Yurt dışındaki dergiler, kendilerini çoktan bu ortamlara taşıdılar bile.

Ayrı içerik ekipleri, ayrı gelir modelleri oluştu. Tıpkı zamanında internete yatırım yapan dergiler gibi. Ülkemizde ise henüz tablet cihazlara özel olarak çıkan bir bilgisayar dergisi yok. Olanlar, aylık yayınları tarayıp küçülterek tablet ekranlarında okurun karşısına çıkıyorlar.

İşin bir de yatırım kısmı var. Dergicilik, eskiden olduğu gibi yatırımcılar için çok kazançlı bir iş gibi görünmüyor. Geniş insan kaynağı, baskı ve dağıtım maliyetleri, dergi başına elde edilen karı çok aza indiriyor.

Çoğu dergi, yurt dışındaki lisanslı yayınların Türkiye‘deki yansıması olduğundan, sadece adı için bile her ay önemli bedeller ödeniyor.

Yayınların büyük kısmı zarar ediyor ama yayın grupları, bu dergileri yayınlamaya devam ediyor. Kayıpları, diğer gelir modelleriyle karşılamaya çalışıyorlar.
{pagebreak::Sonuç}

Özet

Bilgisayar dergilerinin önemi çok büyük. Kapanan her dergi için üzüldüğümü itiraf etmeliyim. Hem değişen şartlara ayak uydurmada, hem de farklı gelir modellerini zamanında kurmamaları nedeniyle raflarda gövde gösterisi yapamıyor olmaları, bilişim yayıncılığı adına kötü bir son.

Giden gitti ama kalan sağlar, belki bu değişimi çok daha iyi izleyerek, eskiden olduğu gibi çok daha fazla geniş kitlelere ulaşmak için önemli adımlar atabilir.

Ama bunun için de yürekli yatırımcılar gerekiyor. 

:: Konuyu, SDN Forum’da bu başlık altında tartışıyoruz.
Katılmak için tıklayın.