İnsanlık tarihi boyunca her yeni teknoloji dalgası biraz korku ve yanlış bilgi ile karşılandı. Özellikle de konu çocukları ilgilendiriyorsa.
Sinema ve filmler ilk ortaya çıktığında, radyo icat edildiğinde, televizyon hayatımıza girdiğinde, bu yeni teknolojilerden rahatsızlık ve endişe duyan, hayatı olumsuz etkileyeceklerini savunan insanlar oldu.
Benzer endişe ve kaygılar, günümüzde bilgisayarlar söz konusu olduğunda da kimi ebeveynlerin aklını kurcalıyor. Bazı ebeveynler, her geçen gün evlerimize daha fazla giren bilgisayarların çocukları miskin ve uyuşuk olmaya teşvik ettiğine inanıyor (Intel Geleceği Araştırıyor).
Bilgisayarın Faydaları Bilinmiyor
Intel Türkiye olarak 2009 yılında Türkiye’de bilgisayar tutumlarına yönelik görüşleri değerlendirmek amacıyla yaptırdığımız araştırma Türkiye’deki kullanıcılarla ilgili de benzer sonuçları ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre bilgisayarın faydaları ülkemizde halen yeterince bilinmiyor. Yapılan ankette evde bilgisayar olmasının zararları konusundaki görüşleri sorulan kişilerin yüzde 81’i bilgisayar başında çok zaman geçirildiğini, yüzde 76′sı bilgisayarın sosyal ilişkilere zarar verdiğini, yüzde 69‘u ise zararlı internet sitelerine erişim sağladığını belirtiyor.
Örnek kitlenin sadece yüzde 13‘ü bilgisayarın bir zararı olmadığını söylüyor. Araştırmaya göre ülkemizde bugüne kadar hiç internet kullanmayanların oranı yüzde 19’ken, kadınların üçte biri hiç internet kullanmadığını ifade ediyor.
Ülkemizde 16-19 yaş grubunun dörtte üçü internette her gün en az bir saat zaman geçiriyor.
Oysa tıpkı radyo, televizyon ve sinema gibi, bilgisayar ve teknoloji de hayatımızın gelişiminde önemli rol oynuyor ve önümüzdeki dönemde hayatımızdaki olumlu etkileri daha da iyi kavranacak gibi görünüyor.
Çocukların açık görüşlülüğü ve çabucak güven duyan yapıları da, onların bilgisayar teknolojilerine çok hakim olmalarına ve çoğu zaman bu konuda ailelerinin önüne geçmelerine yol açıyor.
Bilgisayar Neden Satın Alınıyor
Intel Türkiye’nin “Bilgisayar Kullanımı ve Tutum Araştırması“nda da yaş ilerledikçe internete ilişkin bilgi düzeyinin zayıfladığı ve internet kullanımının düştüğü, ancak internetin gençlerin önemli bölümü için bir yaşam tarzı haline gelmiş durumda olduğu görülüyor.
Araştırmaya göre ülkemizde 16-19 yaş grubunun dörtte üçü internette her gün en az bir saat zaman geçiriyor. Şu anda bilgisayara sahibi olmayan fakat almayı planlayan hanelerin satın alma nedenlerinin başında da üçte iki ile “internete bağlanabilmek”, ikinci sırada “çocukların ödevleri” geliyor. Bu veriler ülkemizde de yeni neslin teknolojiyi kabullendiğini ve benimsediğini gözler önüne seriyor.
{pagebreak::Çocukların Gelişiminde Büyük Önem Taşıyor}
“Çocuklar için bilgisayarlar gerçek dünyanın ta kendisi, öğrenme ve gelişme süreçlerinin birer parçası. ” diyen Amerikalı ünlü pedagog Dr. Richard Woolfson, bilgisayarların çocukların öğrenme dünyalarını genişlettiğini, onlara yeni bir sosyal iletişim yolu sunduğunu söylüyor.
Woolfson, “Çocukların sosyal ağlar kurmalarını, gerçek hayatlarında yeni insanlar tanımalarını sağlıyor. Ayrıca eğitim süreçlerinde daha aktif katılımcılar olmalarını sağlayarak öğrenme biçimlerini değiştiriyor. Sosyal hayata dahil olma, müzik ve resim yapma, okur -yazarlığa yardımcı olması gibi yararlarıyla karşılaştırıldığında, çevrimiçi dünyanın zararları çok daha az” diye konuşuyor.
Çocukların tüm diğer etkinlikleri gibi bilgisayar kullanımının da dengeli olması gerektiğini vurgulayan Woolfson, çocuklara çevrimiçi tehlikeler hakkında bilgiler verilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Çevrimiçi ortamda kesinlikle kişisel bilgilerini paylaşmamaları gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri, istenmeyen e-postalar ve siber saldırılar gibi negatif hareketler konusunda bilinçlendirilmeleri, bunlara uygun biçimde tepki vermeleri konusunda teşvik edilmeleri gerektiğini belirtiyor. Woolfson, korkunun ebeveynin öncelikli motivasyon aracı olmaması gerektiğinin de altını çiziyor (Intel Sarfiyatı Azaltıyor).
Hükümetler, ekonominin büyümesinde ve gelecekte daha iyi duruma gelmesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin rolünü iyi biliyorlar.
Birçoğumuz bilgisayarların internete eriştiğimiz, iş yaptığımız ya da çocuklarımızın oyun oynadıkları araçlar olduğunu düşünüyoruz. Oysa bu günlük kullanım biçimlerimizin dışında, farkında olmadan gözümüzle görmediğimiz birçok ağın da birer parçası oluyoruz.
Örneğin beğendiğimiz bir kıyafeti denediğimizde bir mağazanın tedarik zinciri sürecine katılmış oluyoruz. Ya da hava durumunu dinleyip sabah evden çıkarken yanımıza bir şemsiye almamız, tamamen yeni teknolojilerle donatılmış meteoroloji sistemlerinin sayesinde gerçekleşiyor.
Bu nedenle günümüz dünyasında ilerleyebilmek için teknolojideki gelişmeleri anlamak, bilgisayar tabanlı becerilere sahip olmak gerekiyor.
Teknolojinin hayatımızdaki yaygın etkisini ve gelecekte çocuklarımızın hayatlarında daha da artacak etkisini anlayan okullar, bilgi teknolojisine en az okuma yazma kadar önem veriyor, bilgi ve iletişim teknolojilerini eğitim programlarının merkezine yerleştiriyorlar.
{pagebreak::Sınıfta Yaratıcılık}
Sınıfta teknoloji kullanımı, çocukların yaş gruplarına bağlı olarak değişiklikler gösteriyor. Erken yaşlardaki öğrenciler bilgisayarlarla temel yazma ve sayı becerileri gibi basit etkileşimli programlar aracılığıyla iletişim kuruyor, bilgisayar programlarını çizim ve boyama için kullanıyorlar.
Bu temel kullanım seviyeleri onları sadece klavye ve ekrana alıştırmakla kalmıyor, el ve göz koordinasyonlarını geliştirmelerine de yardımcı oluyor. Çocuklar büyüdükçe bilgisayar kullanımı daha karmaşık bir hal alıyor, öğrenme biçimlerini değiştirmeye başlıyor.
Örneğin öğrencilerin matematik ve fen bilimlerini daha iyi anlamalarını sağlamak için konuların animasyonlarla anlatıldığı ve canlandırıldığı programlar, öğrencilere birbirlerinin anlattıklarına katılma ve onları eleştirme, böylece bilgiyi ve çalışma biçimlerini geliştirme şansı veriyor.
Bilgisayarlar İşbirliği ve Yaratıcılığın Gelişiminde de Büyük Rol Oynuyor
Avrupalı öğretmenler, öğrencilerinin büyük bölümünün bilgisayarların faydalarından etkin biçimde yararlandıklarını belirtiyorlar. Örneğin istatistiksel bir tablodan haritalar çıkarmanın öğrenciler için son derece kolay olduğunu ve ilgilerini daha fazla çektiğini ifade ediyorlar.
Teknoloji ve çevrimiçi öğrenme, çocukların matematik formüllerini hızlı öğrenme yollarını keşfetmelerine ve konuyu daha hızlı kavramalarına da yardımcı oluyor.
Karmaşık figürlerle ifade edilen teorileri bir bilgisayar programı ve görsel sunumlarla beslerseniz, bu teoriler çocuklar için son derece eğlenceli, anlaşılır ve düşünmeye teşvik eden bir hal alabiliyorlar (Intel, Akıllı Bilgi İşlem Çağını Başlatıyor).
Intel eğitime her yıl 100 milyon dolar ayırıyor
Intel ülkelerin bilgi toplumlarına dönüşümü ve gelişebilmeleri için çocukların doğru araçlara sahip olmalarının, doğru becerilerle donatılmalarının ve eğitimin büyük önem taşıdığına inanıyor. Bu nedenle bilgisayar kullanımının yaygınlaşması, çocukların ve gençlerin teknoloji eğitimi alabilmeleri için yoğun çaba harcıyor.
Eğitime her yıl 100 milyon dolar ayıran Intel, özellikle matematik, bilim ve teknoloji alanlarında dünyanın dört bir yanında öğretmenlere, öğrencilere ve üniversitelere yardım etmek için eğitim alanındaki projelere önemli yatırımlar yapıyor. Intel 7 kıtada 50’nin üzerinde ülkede, Intel Öğretmen Programı ve Intel Öğrenci Programı gibi özel projelerle eğitimi geliştirmek için çalışıyor.
Türkiye’de 2003 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile uygulanan “Intel Öğretmen Programı” kapsamında bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmî okullarda görev yapan 130 bin öğretmene eğitimler verildi.
Yine Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile 2005 yılından bu yana uygulanan “Intel Öğrenci Programı” ile de, ev ve okullarında teknolojiye sınırlı erişim imkânı bulunan 50 bin öğrencinin okul saatleri dışında bilgisayar tabanlı öğrenme deneyimi yaşamaları sağlandı.
:: Bilgisayarların en büyük faydaları ve dezavantajları neler?