Intel‘in geliştirdiği Ultrabook konsepti ile ince, şık ve performanslı PC çağı da başlamış oldu. Bu ürünler sadece performans değil aynı zamanda şıklıklarıyla da dikkat çekiyorlar. Günümüzde aralarında Samsung, Asus, Lenovo, HP, Casper, Acer ve Toshiba gibi birçok marka Ultrabook tarzında bilgisayarlar üretiyor.
B uyazımızda ise Ultrabook konseptini bilişim basınına sorduk. Teknolojiyle konusunda uzman basın mensuplarına ‘Neden Ultrabook” sorusunu yönelttik. İşte aldığımız yanıtlar:
Melih Bayram Dede – Yeni Şafak Gazetesi Teknoloji Editörü
Her şey Steve Jobs‘un o sarı zarftan Mac Book Air‘i çıkarmasıyla başladı. Daha ince ve hafif bilgisayar üretme adına yeni bir ufuk getirdi Mac Book Air. Intel tabanlı ultrabook’lar ise, PC platformunda buna bir cevap niteliğinde. Çoğu zaman olduğu gibi, burada da trend belirleyen, öncü olan Apple oldu. Şimdi ultrabook pazarı yeni yeni oluşuyor. Piyasada hala ağır ve hantal adı ‘taşınabilir bilgisayar’ olan ürünler var.
Intel platformunun desteği ve üreticilerin tasarımlarıyla giderek daha iyi ürünler pazarda yer alacağını umuyorum. Ancak bu noktada da dokunmatik ekranlı taşınabilir bilgisayarların çağı başlamış durumda. Ayrıca Lenovo‘nun tablete dönüştürülebilen taşınabilir bilgisayarı Yoga serisinin de gelecek vaad ettiğini görüyorum. Son olarak performans açısından SSD‘lerin yaygınlığı da sektör açısından önemli bir etken.
Fatih Sarı – BThaber Genel Yayın Yönetmeni
Tabletlerin hayatımıza girmesiyle Windows tabanlı makinelerden vazgeçemeyen mobil kullanıcılar daha hafif ve ergonomik cihazları tercih etmeye başladı. Ancak yıllar önce yaşanan Netbook felaketi; işlemci üreticisinden ana markaya kadar tüm üreticileri akıllandırmış olacak ki hem hızlı, hem hafif hem de tasarımı şık Ultrabooklar hayatımıza girdi. Her ne kadar mevcut modeller tasarım olarak MacBook Air’leri andırsa da yakın gelecekte tablette aradığı performansı bulamayan mobil kullanıcıların uğrak noktası Ultrabook segmenti olacak gibi görünüyor.
İrfan Bülbül – Tele.com.tr Dergisi Haber Müdürü
Dizüstü bilgisayarlara oranla daha hafif ve ince olan Ultrabooklar; kullanıcının günlük ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayan cihazlardır. İş, oyun, çizim ve günlük kullanım için tercih edilebilen bu ürünler, Intel‘in U kodlu işlemcileri kullanmaları ve optik sürücüye sahip olmamaları ile biliniyor. Bu cihazlar; daha güçlü performansa sahip olmaları, uzun pil ömürleri sayesinde daha uzun kullanım olanağı sunmaları, ince ve hafif olmaları, işlevsel bir donanım ile daha hızlı açılma-kapanma süreleri gibi avantajlar sağlamaları ve tasarım açısından görece daha şık olmaları gibi farklılıklarla kullanıcıya kolaylık sağlarlar.
Smart Connect teknolojisi ile uyku modunda e-posta alışverşinde, sosyal ağ etkileşiminde aktif olan bu cihazlar, barındırdığı SSD‘ler sayesinde hızlı bir şekilde çalışabiliyor. Ultrabooklar‘daki görüntülerin kablosuz olarak TV’lere aktarılabilmesi da mümkün. Anti-Theft, Intel Identity Protection gibi özellikleriyle kullanıcılarına güven veren bu cihazların diğer bir avantajı da mobil deneyimi farklılaştırması.
Güçlü performans ve kolay taşınma gibi farklılıkları ile tercih sebebi olan bu ürünlerin, fiyatlarının düşmesiyle birlikte, bilgisayar pazarındaki ağırlığını kısa ve orta vadede artıracağını beklemek hata olmaz.
:: Ultrabook konseptini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Her şey Steve Jobs’un o sarı zarftan Mac Book Air’i çıkarmasıyla başladı”
PC hep Mac’in arkasından gelecek…
Apple’ın üretkenliği yok artık. Çıkardığı tüm ürünler bir öncesinin upgrade edilmiş hali. Eğer bu halde giderse piyasada fazla barınmaz. Apple’ın elinde çok büyük miktarda nakit var bunu değerlendirmeli.
yani kısaca PC Ler MAC in arkasından geldiği yok.
nedir bu Elma severlik bu işi bilenler bile bunu yazarsa artık pes.. zarfdan çıkandan öncesi vardı
“Her şey Steve Jobs’un o sarı zarftan Mac Book Air’i çıkarmasıyla başladı” PC hep Mac’in arkasından gelecek…
ama artık steve yok.
Steve Jobs olmadan Apple bir hiç….
hazebe
Apple steve’tan sonra oldu, allah rahmet eylesin…
Birileri Vaio X i hatirlatsin.. World Lightest..