Geçtiğimiz günlerde patlak veren bir skandalla tüm dünyanın internet trafiğinin takip edildiği ortaya çıktı. Her şey eski CIA ajanı Edward Snowden‘in NSA‘in (ABD’nin en üst düzey gizli servisi) tüm dünya çapında internet trafiğini takip ettiğini açıklamasıyla başladı.

Ajanın iddiasına göre NSA, PRISM (Prizma) adı verilen özel bir yazılımla internet kullanıcılarını ve telefonları izliyordu. Üstelik bunu 2007 yılından beri yapan NSA, bütün çevrimiçi trafiği bu sayede denetliyor.

  

Bu açıklamalardan sonra başı derde giren Edward Snowden, kendine sığınacak bir ülke arayışına girdi. Halen Moskova’da bulunan ajanın şimdilik hangi ülkeye sığınacağı belli değil (Rusya Snowden’e resmi olarak ülkeye giriş izni verdi). NSA cephesinde ise iddialar yalanlanmadı hatta ‘bu tip verilerin toplandığı’ kabul bile edildi. Veri toplama sebebi olarak ise terör olaylarını gösteren NSA, üstü kapalı olarak ‘bunların normal çalışmalar olduğunu da’ ifade ediyor.

Gelinen noktada internette attığımız adımlar, girdiğimiz siteler ve diğer bütün bilgiler bir şekilde toplanıyor. Çoğu zaman bu bilgiler tarayıcılar, reklam şirketleri, yayıncılar ya da benzeri kuruluşlar tarafından kullanılıyor.

Ancak PRISM örneğinde dikkat çeken şey bunun izinsiz ve kabul edilemez bir şekilde yapılmış olması. Üstteki paragrafta anlattığım çalışmaların tamamının kullanıcı izniyle olması gerekiyor. Aksi durumlar (sebebi ne olursa olsun) kabul edilebilir şeyler değil.

Kişisel haklar ve mahremiyet konusu çok önemli ve her geçen gün önemi daha da artan konular. Bunların izinsiz, haber vermeden ve kabul edilemez şekilde ihlali beraberinde birçok sıkıntıyı da getiriyor.

Gelinen noktada durum kullanıcılar aleyhine bir duruş arz ediyor. Umarız ki bu tarz ihlaller azalar ve hatta tamamen ortadan kalkar. Galiba fazla hayal kuruyorum.

:: Devletlerin interneti takip etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?