İlk olarak modern tüketicilere ve ihtiyaçlarındaki değişimlere bakalım. Modern tüketiciler işlerine giderken metroda alışveriş yapmak, bunu yaparken bilgilerini güvende tutmak ve gün sonunda da aldıkları ürünleri kapılarında bulmayı istiyorlar. Biz şımartılmış tüketicileriz,  daima hayatımızı basitleştiren ve kolaylaştıran şeyler arıyoruz. Kişisel asistanımız olacak, bizi tanıyarak “Bu, seveceğiniz bir şey” diyecek bir cihaz istiyoruz.

Cep telefonlarımız ile alışveriş yapıp, buradaki tercihlerimizi kaydetmeyi ve bilgisayarımız veya tabletimizde hazır olmasını hayal ediyoruz. Online alışveriş yaparken fiziksel alışveriş deneyimi yaşamayı istiyoruz. Bunların hepsini, üstelik bedava, istiyoruz.  Cep telefonlarımızın aynı anda hem cüzdanımız, hem sadakat kartlarımız ve hem de satış danışmanımız olmasını istiyoruz.

Yeni ve oyunun kurallarını değiştiren elektronik ve mobil ticaret teknolojileri (E&M teknolojiler) ortaya çıkıyor ve bu durum firmaları alışılmışın dışına çıkmaya itiyor. Amazon, Netflix ve Groupon  alışveriş deneyimimizi daha kişiselleştirmek için pazarlama otomasyonu sistemlerini kullanırken; . Retail Week‘e göre Tesco, Kingfisher ve Argos gibi perakende firmaları mevcut fırsatları dinamik fiyat stratejileri kullanarak keşfediyorlar. Ayrıca Microsoft, Jeep ve The North Face yeni konum tabanlı hedefleme teknolojisinden yararlanan mobil önceliğindeki reklamlarını hayata geçirirken Apple ise giyilebilir cihaz pazarına girmek üzere.

Büyük perakende şirketlerinin mevcut hizmetlerine entegre ettiği NFC (Near Field Communication) ve kontakt lens ile ödeme sistemleri gibi sayısız yeni yazılım çözümleri ve E&M Ticaret platformları her gün hızla geliştiriliyor. Bir tür “offline tarayıcı geçmişi” de denilebilecek mağaza içi takip sistemleri, biz tüketicilere daha uygun ve daha iyi kategorilendirilmiş ürünler sağlayabildiklerinden perakende şirketlerinin yeni favorisi oldu.

Bu, alışveriş deneyimimizi çok daha kolaylaştırsa da tüketici olarak halen şüphelerimiz mevcut. Kişisel veri güvenliği -E & M ticaretin yumuşak karnı- bizi firmalara karşı şüphe duymaya itiyor ve elde ettikleri tüm bu veri ile neler yaptıkları konusunda tedirgin olmamıza neden oluyor. Aynı zamanda, online perakendecilerin büyük çoğunluğu Amazon’un aynı gün teslim servisi ve iade prosedürleri ile rekabet etmekte zorlanıyor.

Bununla birlikte, ellerindeki büyük veriden yararlanarak; bizim için en iyi çözümü bulmakta, daha kişiselleştirilmiş ve verimli pazarlama ve reklam içeriği üretmekte ve bize daha kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi yaşatmakta zorlanan firmalar da görüyoruz. Bu arada, tüm büyük online perakendeciler sosyal medyada aktif, bizlerle dijital ilişkiler kurma çabasında ve pazarlama araçlarına sosyal reklamları eklemiş durumda.

Bütüne baktığımızda buna “Omni Channel” perakendecilik deniyor ve halihazırda uygulamada olduğunu görüyoruz. Firmalar; offline ile online deneyimi, perakende ile e-perakendeyi birleştirerek bizlere tüm satış kanallarını kapsayan kusursuz bir deneyim sunmak istiyorlar. IBM gibi firmalar bu amaç doğrultusunda ilk platformları oluşturdular bile.

Değişiklikler, çabalar, fırsatlar; tümü bakış açısına bağlı. Ellerindeki akıl almaz fırsatı değerlendirmeyi başarabilecek kadar akıllı davrananlar, geleceğin perakende liderleri olacaklar.

:: Konuyla ilgili siz neler düşünüyorsunuz?

Konuk Yazar: Jonas de Groot (Startupbootcamp)