Geçtiğimiz günlerde merkezi İstanbul/Silivri olan bir deprem meydana geldi. Depremi yaşayan herkese geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Orta seviye olduğu belirlenen depremin şiddetinin ise 5.7 olduğu açıklandı. Bu değeri ve depremin konumunu belirleyen kurum ise Kandilli Rasathanesi. Biz de bu videomuzda “deprem nasıl ölçülür?” ve “depremler nasıl ölçülür?” sorususunun cevabını veriyoruz.
Şimdi dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan sizleri “deprem nasıl ölçülür?” videomuzla baş başa bırakalım. İyi seyirler…
Peki Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü ve konumunu nasıl belirliyor? Bunun için kullanılan ana araçlardan bir tanesi Sismograf. Sismograf, deprem ve zelzele gibi yer sarsıntılarını sürekli olarak kaydederek sismik dalgaların şiddetini ölçmeye, süresini, merkezini ve saatini saptamaya yardımcı oluyor.
Deprem nasıl ölçülür? – İlk sismograf
İlk sismograf, nam-ı diğer sismoskop oldukça ilginç bir tasarıma sahip. Bir vazo, etrafında 8 adet ejderha kafası ve 8 adet kurbağa figürü bulunuyor. Ejderha kafaları ve kurbağa figürlerinin her biri farklı yönleri temsil ediyor. Deprem ya da herhangi bir sallantı durumunda ejderhaların ağzında bulunan bakır bilyeler, kurbağa figürlerinin ağzına düşüyor. Böylece kurbağa figürünün bulunduğu yönün tersinde bir deprem gerçekleştiği anlaşılıyor. Bu vazo görünümünde aracın içinde ne olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Tabii sismoskopların depremin büyüklüğünü belirleme konusunda yetersiz kaldığını belirtelim.
Şimdiki sismograflar ise depremin şiddetini anlık olarak belirleyebiliyor. Bunu nasıl yapıyor? Aslında sismograflar oldukça basit bir yapıya sahip. Yere sabit bir kasaya konumlandırılan alet, sarkıç ucunda bir kütleye sahip. Sarkıç ucunda ise bir kalem bulunur. Bu kalemin ucu tambur halindeki kağıda değer. Yer sarsıldığında (yani deprem olduğunda) yaya asılı olan kütle konumunu korurken, kağıt tamburu hareket eder. Sarkıcın ucundaki kalem ise tamburdaki kağıda bu hareketleri çizer. Bu şekilde deprem kaydedilir.
En güncel sismograflar, hareketleri kalemle kaydetmek yerine direkt olarak dijitale aktarır. Ancak çalışma prensibi olarak bakıldığında kalemli sismograflar ile aynıdır.
Eskiden bir deprem olduğunda sismik verilerin istasyondan biri tarafından alınması gerekiyordu. Dijitalleşen dünya ile birlikte bu sorun da ortadan kalkmış oluyor. Veriler kablosuz bağlantılarla merkeze gönderilebiliyor.
Depremin büyüklüğü 5.7, şiddeti değil. Büyülüğü açığa çıkan enerjinin göstergesidir (Richter ölçeği). Şiddeti ise yüzeydeki etkisidir yani bölgeyi nasıl etkilediğine göre değişim göstereceğinden görecelidir. Sonuç olarak büyülük ile şiddet aynı değildir.