Uzun zaman önce, uzak bir galakside… diye başlayan ve sinema dünyasının en önemli eserlerinden olan serinin yedinci filmi için geri sayım başladı! Artık sadece günlerle hatta saatlerle bile ifade edebileceğimiz kadar az zaman kaldı.

Dev Star Wars Dosyası #2

İki bölümlük yazı dizimizde bu efsaneyi birlikte analım ve yeni serinin ilk filmini izlemeden önce hafızalarınızı da tazeleyelim istedik. Bu bölümde serinin ilk üç filmi ve başlıca karakterleri inceleyeceğiz. Eğer ki seriyi hiç izlememiş biriyseniz, yazımızın oldukça yüksek seviyede SPOILER içerdiğini belirtmek isteriz. Keyifli okumalar!

Jedi Şövalyeleri

Kökenleri binlerce yıl eskiye dayanan, galaksinin barışına kendilerini adamış savaşçılardır. Çocukluk dönemlerinde keşfedilip, eğitim alırlar. Hayatlarında hiç bir zaman öfke, nefret duygusuna yer yoktur. Güce hükmetme kabiliyetleri vardır. Ayrıca bazı canlıların zihnini yönetme  yetileri de oldukça gelişmiştir. Işın kılıcı, en önemli silahlarıdır.

Sith Lordları

Gücün karanlık tarafına bağlanan savaşçılardır. Usta ve çırak ilişkisiyle ilerlerler. Sith lordları tarafından, Sith olmaya uygun  seviyede güç ve nefrete sahip çocuklar eğitilir. İçlerindeki öfke yüzünden güçleri çok yüksek seviyelere çıkabilmektedir. Işın kılıçları da Jedi’lar gibi en bilinen silahlarıdır. Çoğunlukla siyah kostümler giyerler, kırmızı renk kılıç kullanırlar.

{pagebreak::2}

Başlıca Karakterler

Anakin Skywalker / Darth Vader

Ufak bir çocukken güce denge getirecek seçilmiş kişi olarak Jedi’lar tarafından eğitilmiş fakat içindeki bitmek tükenmek bitmeyen öfke ve nefret duyguları yüzünden karanlık tarafa geçmiştir. Oldukça kötü şeyler yapmasına rağmen, son anlarında yine kalbimizi kazanmıştır. Sinema tarihinin en ünlü ikonik karakterlerindendir. 

Yoda

Tam ismi Yoda D’Kana olan, Jedi’ların hayattaki en büyük, en güçlü ustasıdır. Öğrencileri de kendi gibi en önemli mertebelere ulaşmış Jedi ustalarıdır. Oldukça yaşlı olmasına rağmen, dövüş stili ve yetenekleri, bizi bizden almıştır.

Obi-Wan Kenobi

Jedi tarihinin efendi Yoda’dan sonra yaşamış en güçlü üyesidir. Eğitimini Qui–Gon Jinn ve Yoda’dan almıştır. Bilgeliği, efendiliğiyle gönlümüzde yeri hep bir ayrıdır.

{pagebreak::3}

Luke Skywalker

Anakin Skywalker, nam-ı diğer Darth Vader ve Kraliçe Amidala‘nın ikiz çocuklarındandır. Taşıdığı Jedi genleri sayesinde, Galaktik İmparatorluğa karşı savaşan asilerin umudu olmuştur. Eğitimini Obi-Wan Kenobi ve Yoda’dan almıştır.

Han Solo ve Chewbacca

Han; aksi, geveze ve bir o kadar da eğlenceli bir pilottur. Obi-Wan ve Luke’un macerasına, gemisi Millenium Falcon ve yardımcı pilotu Chewbacca ile katılmıştır. Oldukça farklı bir mahlukat olan Chew’in dilinden bir tek o anlar. Ayrıca Jedi olmamasına rağmen ışın kılıcı kullanan (oldukça kısa da olsa) nadir  karakterlerdendir. Star Wars evreninin en sevilenlerindendir. 

Senatör Palpatine / Darth Sidious

Amidala’nın da doğduğu galaksinin en barışçıl gezegenlerinden biri olan Naboo’da doğmuştur. Daha küçük yaşlarında gücünün farkına varan Sith Lordu Darth Plagueis tarafından Sith olarak eğitilmiştir. Hocasının gücünün kendisine engel olacağını düşünüp, onu uykusunda öldürmüştür. Böylece yaşayan en büyük Sith Lordu mertebesine ulaşmıştır. Bu kimliğini gizleyip, türlü entrikalarla senatörlüğe kadar ilerlemiş ve sonralarında bütün galaksinin imparatoru olmuştur. Star Wars evrenindeki en kötü karakterdir (şimdilik).

{pagebreak::4}

Prenses Leia

Luke Skywalker’ın ikiz kardeşidir. Annesi Amidala’nın doğum sırasında ölmesinin ardından evlatlık olarak verilmiştir. Yıllar sonra yolları kardeşi Luke ile kesişmiş ve asilerin prensesi olmuştur.

Kraliçe Amidala

Naboo gezegeninin daima barış yanlısı, sevgi dolu kraliçesi ve Anakin Skywalker’ın eşidir. Değişik kostümleriyle biraz dalga konusu olsa da, Star Wars evreninin en cefakar karakteridir, diyebiliriz.

Qui-Gon Jinn

Eğitimini efendi Yoda’dan almış, Obi-Wan Kenobi’nin ustası karizmatik, ileri görüşlü, yetenekli bir Jedi şövalyesidir. Darth Maul ile yaptığı düelloda ölmüş ve bizleri oldukça üzmüştür.

{pagebreak::5}

Stormtroopers

Galaktik İmparatorluğun askerleridir. Beyaz zırhları, harika kask tasarımıyla Star Wars eveninin en ikonik karakterlerindendir. 

C3PO / R2D2

Serinin bütün filmlerinde yer alan iki kafadar robotu nasıl unutabiliriz ki… Başlarına gelen onca şeye rağmen, hep bizi güldürmeyi başarmışlardır.

Darth Maul

Darth Sidious’un ilk çırağıdır. Vücudu tamamen dövmelerle kaplıdır, kırmızı derisi ve ufak boynuzları vardır. İki taraflı ışın kılıcı kullanır, konuşmayı pek sevmez ve oldukça acımasızdır. Ömrü sadece bir filmden ibaret olsa da, çok ilgi çeken bir karakterdir.

Boba Fett

Star Wars evrenindeki en önemli olaylardan biri olan klon askerlerin atası Jango Fett’in, genleriyle oynanmamış saf kopyasıdır. Jango gibi kelle avcılığı mesleğini icra etmektedir. Bütün seri boyunca aslında çok fazla gözükmese de, ortaya çıktığı anlarda oldukça kötü şeyler yapmaktadır.

{pagebreak::6}

Episode I – Phantom Manace (Gizli Tehlike) – 1999

Uzun zaman önce, uzak bir galakside, yönetim barışcıl bir cumhuriyet tarafından sağlanmaktadır. Jedi şövalyeleri de bu cumhuriyetin koruyucularıdır.  Binlerce yıl önce galakside hüküm sürmüş ve her bir yanı karanlığa sürüklemiş Sith’ler “hazır bu kadar barışçıl ortam var, farkedilmeden ortalığı biraz karıştıralım” diye yıllardır çalışmalarını sürdürmektedirler. Jedi’lar o kadar kör olmuşlardır ki, artık galaksinin en yüksek yönetim mertebelerine kadar yükselen senatör Palpatine’in (Nam-ı Diğer Darth Sidious) komplolarını farketmemişlerdir.

Oldukça açgözlü olan ticaret federasyonu, arkasına aldığı bilinmeyen bir güç tarafından, Naboo denilen bir gezegene ambargolar uygulamaktadır. Bu ambargolar yüzünden artık savaşın eşiğine gelinmiştir. Ticaret federasyonunun yıldız gemisine, bu anlaşmazlığı çözmek için iki Jedi şövalyesi Qui-Gon Jinn ve onun öğrencisi Obi-Wan Kenobi gönderilir. Ama bu görüşme pek iyi geçmez ve saldırıya uğrarlar. Canlarını kurtarıp Naboo gezegenine ulaştıklarında ise durumun çok ciddi olduğunu anlarlar. Çoktan gezegen droid ordusu tarafından işgal edilmiştir. Jedi’larımız Naboo’nun kraliçesi Amidala’yı  kurtarıp gezegenden ayrılırlar. 

Kraliçeyle birlikte cumhuriyetin başkenti olan Coruscant’a doğru yola çıkarlar fakat gemileri aldığı hasardan dolayı, Tatooine adı verilen, çoğu kısmı çölden ibaret bir gezegene inmek zorunda kalırlar.  Medeniyetten oldukça uzak olan bu gezegende, kölelik sistemi de vardır. Gerekli tamiratı yapabilmek için gittikleri yerde Anakin Skywalker adında yaşça küçük ama zeka olarak oldukça büyük bir çocukla tanışırlar. Qui-Gon şıp diye bu çocukta daha fazlasının olduğunu farkeder. Çaktırmadan yaptığı testte, midichlorian denilen ve kan hücrelerinin içerisinde yer alan maddenin, çocuğun kanında oldukça yüksek seviyede olduğunu farkeder. O kadar yüksektir ki, güce denge getirecek seçilmiş kişi, bu küçücük çocuktur.

Gemilerini onarmak için, Tatooine gezegeninde yapılan, türlü türlü mahlukatın katıldığı pod yarışına katılmaları ve kazanmaları gerekiyordur. Bu yarışa katılabilecek tek kişi de Anakin’dir. Anakin yarışa katılır ve kazanır. Artık Jedi’lar ile birliktedir. Hem özgürdür hem de gemiyi onaracak parçaları kazanmıştır. Hep birlikte cumhuriyetin başkenti Coruscant’a doğru yola çıkarlar. Bu sırada peşlerinde gizemli bir Sith şövalyesi olan Darth Maul vardır. Kendisini kısa da olsa, Qui-Gon Jinn’e bir düello ile tanıtır.

Senatör Palpatin’in hain planları çok güzel işlemektedir. Bu olaylardan sonra beceriksizlikle suçladığı cumhuriyetin başkanı Valorum’a güvensizlik oylaması çıkarttırır ve cumhuriyetin başına geçer. Bu sırada Qui-Gon Jinn, Anakin’i Jedi eğitimi alması için büyük usta Yoda ile tanıştırır. Yoda, Anakin’de ne yazık ki Jedi ışığı görmez ve eğitim almasının yanlış olacağını söyler. Konsey de Qui-Gon çok üzülmesin diye olacak ki, “sonra konuşuruz bunu” diye geçiştirir. 

Bu sırada kraliçe Amidala, gezegenindeki halkı acı çektiğinden dolayı, oldukça sıkıntıdadır.  Qui-Gon Jinn ve Obi-Wan, kraliçeyi korumakla görevlendirilirler. Her zaman ezdikleri, pek ciddiye almadıkları Gungan halkını da aralarına alarak, federasyonun bu anlamsız işgaline karşı savaşmaya başlarlar. Tam umutlar tükenmişken, Anakin çok güzel bir işe imza atarak, ana geminin güç reaktörünü (tesadüfen de olsa) yok eder ve savaşı kazanırlar.  

Bu sırada ise oldukça heyecanlı bir düello yaşanmaktadır. Qui-Gon Jinn, Obi-Wan Kenobi ve uzun yıllardır görülen tek sith Darth Maul ile dövüşmektedir. Ne yazık ki Qui-Gon bu dövüşten sağ çıkamaz, Obi-Wan ise Darth Maul’u iki parçaya bölerek öldürür. Ama unuttukları bir şey vardır. Sith’ler daima iki kişidir. Usta ve çırak… Darth Maul ise sadece çıraktır…

{pagebreak::7}

Episode II – Attack of the Clones (Klonların Saldırısı) – 2002

Uzun zaman önce, uzak bir galakside, Anakin artık 19 yaşında genç bir delikanlı olmuştur. Obi-Wan Kenobi ise usta mertebesine yükselmiştir. Anakin halen Jedi şövalyesi olmaya hak kazanmasa da, oldukça yetenekli bir Padawan’dır. Havalara girmesin diye seçilmiş kişi olabileceği kendisinden saklansa bile zaten oldukça havalardadır. Kraliçe Amidala ise Naboo’daki görevini Jamillia’ya devretmiş, Coruscant’ta senatör olarak gezegenini temsil etmektedir. Bu sırada usta bir Jedi olan Count Dooku, karanlık tarafı seçtiğini ve gizemli Darth Sidious’un yanında olacağını açıklar ve bütün galaksi bu olayı konuşmaya başlar. Amidala’ya yapılan başarısız bir suikastten sonra Amidala’yı koruma görevi (önceden tecrübeleri de olduğu için olabilir) yine bizimkilere verilir.

Buradan sonra Anakin ve Obi-Wan’ın yolları ayrılır. Anakin Amidala ile Naboo gezegenine, Obi-Wan ise suikastin izini sürmek için arşivlerden silinmiş bir gezegen olan Kamino’ya gider. 

Obi-Wan Kamino’ya vardığında, oldukça iyi bir şekilde karşılanır. Gezegen, klonlama işinde dünya markası olan Kaminolullar tarafından, adeta bir fabrikaya dönüştürülmüştür. Obi-Wan’ın 10 yıl önce ölen bir Jedi tarafından, cumhuriyetin izniyle verilen sipariş için geldiğini sanırlar. Obi-Wan da durumu çaktırmamaya çalışır. Klonlar çok yetenekli, çok beceriklidir. Yaklaşık beş yılda doğumdan süper asker haline gelmektedirler. Obi-Wan, klonların kaynağıyla tanışmak ister. Suikast girişiminin ardında olan isme yaklaştığının farkındadır. Klonların kaynağı Jango Fett isminde, oldukça yetenekli bir kelle avcısıdır. Yanında da saf klonu ve ileride oldukça fazla karşımıza çıkacak olan Boba Fett vardır. Boba, burada daha küçük bir çocuktur. Obi-Wan bu işin arkasında oldukça karanlık bir olay olduğunu farkeder. Jango ve Boba kaçmaya çalışırken saldırır. Oldukça heyecanlı bir dövüşten sonra, gemilerine bir izleme cihazı yerleştirir ve takibe başlar. Gittikleri yer Geonosis isminde oldukça vahşi bir gezegendir. Burada Count Dooku’nun tuzağına düşer ve yakalanır.

Obi-Wan bu olaylarla uğraşırken Anakin, Amidala ile çimenlerde yuvarlanıp, gökyüzünde kalp şeklinde bulutlar arıyor, şömine başında romantik konuşmalar yapıyordur. Unuttuğu şey ise Jedi’ların asla aşık olmamaları, asla arkalarında kendilerini düşünecek birini bırakmamaları gerektiğidir.

Tatooine gezegeninde bıraktığı annesi gece rüyasına girer ve apar topar Amidala ile birlikte doğduğu, büyüdüğü gezegen olan Tatooine’e doğru yola çıkar. Annesi kölelikten kurtulmuş, mutlu bir evlilik yapmış fakat Tuskan’lılar tarafından kaçırılmıştır. Tuskan’ların köyüne gizlice gider ve annesini ölüm döşeğinde bulur. Annesi kollarında ölen Anakin’in karanlık tarafa geçme yolculuğu da bu andan itibaren başlar. İçindeki öfke hiç olmadığı kadar büyüktür. Tuskan köyündeki küçük, büyük, genç, yaşlı herkesi katleder.

Amidala ile gemilerine döndüğünde Obi-Wan’ın gönderdiği mesajı alırlar. Mesajı konseye iletip Obi-Wan’a yardım için Geonosis’e giderler. Yakalanıp Obi-Wan ile arenaya çıkartılırlar. Arenada türlü mahlukatın karşısında savaşırken yardım mesajını alan  Jedi’lar ve klon ordusunu yanına alan Yoda çıkagelir. Count Dooku’nun droid ordusuyla kıyasıya bir savaşa girişirler. Ayrıca, bu savaş esnasında usta Jedi Windu, klonların atası Jango Fett’I öldürür. Count Dooku ile giriştikleri düelloda Anakin kolunu kaybeder. Yoda’nın akıllara zarar dövüş performansını da ilk defa bu sahnede gördüğümüz düellodan sonra, Count Dooku kaçmayı başarır. Bütün olaylar durulduktan sonra da Amidala ve Anakin gizlice evlenirler. Anakin’in karanlık yolculuğu da oldukça hızlanmıştır…

{pagebreak::8}

Episode III – Revenge of the Sith (Sith’in İntikamı) – 2005

Uzun zaman önce, uzak bir galakside, yüce başkan Palpatine, ayrılıkçı yarı organik robot general Grevious ve ordusu tarafından kaçırılmıştır. Kurtarma görevi ise Obi-Wan ve Anakin’e verilmiştir. Düştükleri pusudan kurtulup Palpatine’e ulaşırlar, fakat bu sefer de karşılarına Count Dooku çıkar. Kıran kırana geçen düelloda Obi-Wan bilincini kaybeder ve Anakin, Dooku’yu alt eder. Palpatine’in ısrarları sonucu, öldürmemesi gerekirken Dooku’yu öldürür. Palpatine yeni çırağını artık bulmuştur… 

Hasar almış gemileriyle oldukça zorlu bir yolculuktan sonra Coruscant’a dönmeyi başarırlar. Anakin, gizlice evlendiği Amidala’nın hamile olduğunu öğrenir. Ardından aynı annesinin ölümü öncesinde yaşadığı gibi kabuslar görmeye başlar. Her kabusunda sonsuz aşkı Amidala ölmektedir.

Bu sırada yüce başkan Palpatine ile oldukça yakınlaşmıştır. Bir nevi kişisel koruması gibi, her yerde onun yanındadır.  Anakin gördüğü bu kabuslardan bahsettiğinde ise Palpatine, Sith lordlarının ölümsüz yaşam sağladığı yalanıyla onu kandırmaya çalışır. Durumun farkına varan Anakin, Palpatine’in bir Sith olduğunu usta Windu ve diğer Jedi’lara iletir. Haraketlerini takip etip raporlaması istenir ve çok geçmeden Palpatine’in Darth Sidious olduğu gerçeği ortaya çıkar. Windu ve diğer Jedi’lar Darth Sidious’u tutuklamaya giderler. Giriştikleri büyük düellodan sonra sadece usta Windu ve Darth Sidious hayatta kalır. Windu ışın kılıcını Darth Sidious’un boğazına dayamışken içeri Anakin girer. Amidala’nın ölümünün yaklaştığını hisseden Anakin, ani bir hamleyle Windu’nun kolunu keser ve Darth Sidious’u kurtarır. Artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Gözü dönen Anakin tamamiyle Darth Sidious’un etkisindedir. Verdiği emirleri birer birer yerine getirir. Yanına aldığı klon askerlerle, karşısına çıkan herkesi katleder, Jedi tapınağındaki küçük padawanlara kadar… Bütün bu olaylar olurken, Obi-Wan tapınağa gelir ama çok geç kalmıştır. Kayıtları izlediğinde gözlerine inanamaz. Gerçekleri Amidala’ya anlatmak zorunda kalır. Bu sırada da Yoda ve Darth Sidious bir düello içersindedir. Fakat Darth Sidious Yoda’nın elinden kaçar. Anakin Amidala’yı yanına, Mustafar’a çağırır. Fakat gemiye gizlice Obi-Wan da sızmıştır.

Amidala ve Anakin konuşurken Obi-Wan gemiden çıkar ve Star Wars tarihinin en büyük düellosu da böyle başlar. Oldukça duygu yüklü bu kapışma sonrasında, Obi-Wan Anakin’i oldukça kötü şekilde yener. Kolları ve bacakları kopan Anakin’in öfkesi hala geçmemiştir. Obi-Wan Amidala’yı da alarak, oradan uzaklaşır. Darth Sidious, Anakin’i bu berbat durumdan kurtarır ve yavaş yavaş en güçlü çırağını oluşturmaya başlar. Anakin artık Lord Darth Vader’dır!

Amidala, Anakin’in kabuslarındaki gibi, doğum sırasında ölür. Çocuklarından erkek olan Luke, babası Anakin’in gezegeni Tatooine’de üvey amcasının yanına, kız olan Leia ise senatör Bail tarafından evlat edinilip Alderean’a götürülür. Cumhuriyet yok olmuştur. Yerine Galaktik İmparatorluk kurulmuştur. Yönetim Darth Sidious ve Lord Vader’ın elindedir.

Yoda ve Obi-Wan da hayatta kalan son Jedi’lar olarak, inzivaya çekilirler. Bekledikleri tek şey yeni bir umuttur…

:: Star Wars 7: Güç Uyanıyor filmine gitmeyi düşünüyor musunuz?