Pandemi ile birlikte dönüşüm çok daha hızlandı. Bu dönüşüm rüzgarı her sektörde belirleyici hale geldi ve dönüşüme ayak uyduramayanlar için küçülme kaçınılmaz oldu. Schneider Electric de dijital dönüşümün önemli olduğu bu noktada yeni dünyanın kapılarını iş dünyası profesyonelleri için açıyor. Innovation Summit Türkiye 2020 etkinliği 17 Kasım (yarın) tarihinde düzenleniyor. Etkinliğe sayılı saatler kala Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer ile etkinlik hakkında konuştuk…
Innovation Summit Türkiye 2020 etkinliğini kaçırmak istemiyorsanız bu linke ulaşabilirsiniz.
Bora Tuncer – Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı
Innovation Summit’in dijital ortamda gerçekleşmesi sizin açınızdan ne gibi önem taşıyor?
Schneider Electric olarak 11 etkinlikle dünya çapında gerçekleştireceğimiz buluşmaların Türkiye ayağında da dijital platform üzerinden interaktif bir paylaşım alanı yaratacağız. Bu platformda katılımcıların ‘chat’ üzerinden Schneider Electric uzmanlarıyla bire bir görüşmeleri de mümkün olacak.
Innovation Summit gibi büyük bir organizasyonu çevrim içi olarak gerçekleştiriyor olmak bizim için çok önemli. Bu etkinlik ile otomasyonunun dijital dönüşümü alanında dünya lideri bir şirket olarak, yenilikçi iş yapış modellerimiz ve müşterilerimiz ile iletişim ve ilişki yöntemlerimizi de başarılı bir şekilde dijitalleştirdiğimizi göstermiş olacağız.
Innovation Summit’in nasıl geçmesini planlıyorsunuz? Daha önce dijital olan ve bu büyüklükte bir oturum içinde yer aldınız mı?
COVID-19 döneminde sektör trendlerinin ve EcoStruxure mimarimizin çözümlerinin anlatıldığı Innovation Talks adlı 80’den fazla çevrim içi seminerlerimize 4000’den fazla müşterimiz katıldı. Şimdi ise 17 Kasım’da dijital olarak düzenleyeceğimiz Innovation Summit’e hazırlanıyoruz.
İnnovation Summit boyunca hem global hem de lokal uzmanlarımız ekonominin güçlendirilmesi ve dijitalleştirilmesi konusunda yenilikçi ve teknolojik dijital çözümlerimizi ziyaretçilerimiz ile paylaşacak.
Oluşturacağımız Innovation Merkezi’nde EcoStruxure çözümlerimizi ve örnek referanslarımız yer alacak. 1000’den fazla son kullanıcı ve partnerlerimizin katılımını beklediğimiz zirvede COVID-19 sürecindeki başarısı kanıtlanmış EcoStruxure çözümlerimiz hakkındaki deneyimimizi paylaşma imkanı bulacağız. Ayrıca, 3D olarak gezilebilecek fuar alanında şebeke, endüstri, veri merkezi, ev, ticari bina ve partnerler için özel içeriklerle hazırlanmış inovasyon turlarımız olacak. Tüm katılıcımlar için oldukça verimli geçeceğini umduğumuz etkinliğimiz ile yeni, dijital dünyanın perdeleri aralanacak.
EcoStruxure çözümünü kısaca özetleyebilir misiniz?
Dünya genelinde 10.000 mühendisimiz ile sayısız teknolojik ve dijital çözümler geliştiriyoruz. EcoStruxure mimarisi adı altında bina, veri merkezi, endüstri ve altyapı sektörlerine sunduğumuz çözümlerimiz internet bağlantılı ürünler, lokal kontrol (edge kontrol), uygulamalar ve servislerden oluşuyor. EcoStruxure platformu, üretim bölümünden yönetim katına kadar işletmelerdeki her şey arasında bağlantı kurulmasını, sensörlerden buluta kadar kritik verilerin toplanmasını, verilerin anlamlı içerikler oluşturacak şekilde analiz edilmesini ve bu döngüyü gerçek zamanlı bilgiyle tamamlayarak eyleme geçilmesini sağlıyor. Böylece müşterilerimizin verimliliği, kârlılığı ve güvenilirliğini garanti altına almış oluyoruz.
2019 yılı boyunca uygulama yaptığımız 330 müşterimizin verisinin analizini yaparak bir dijital dönüşüm raporu hazırladık ve aldığımız verileri sermaye maliyeti, işletme maliyeti ve sürdürülebilirlik olarak 3 kategoriye ayırarak değerlendirdik. Dijital dönüşümün sermaye maliyeti bazı işletmeler için pahalı olarak değerlendirilebilir. Fakat yapılan araştırmada dijital çözüm sağladığımız firmaların yatırım maliyetlerini ortalamada %23 oranında optimize ettiği ortaya çıktı.
Hatta bazı işletmelerde bu fayda %50’ye kadar çıkabiliyor. İşletme maliyeti binaların, veri merkezlerinin ve diğer tesislerin toplam maliyetinin büyük bir bölümünü oluşturmakta. Uyguladığımız çözümler aracılığı ile işletmeler enerjiyi %30’a varan oranda daha verimli kullanabiliyorlar. Diğer yandan bu dijital çözümler sayesinde net sıfır atık, net sıfır enerji ve net sıfır karbon teorik hedefler olmaktan çıkıyor. Bazı işletmeler karbon ayak izlerini yüzde 50’ye varan oranda azaltabildi. Tüm analizlere baktığımızda ise bu oranın ortalamada yüzde 20 olduğunu görüyoruz.
Pandemi dönemiyle birlikte şirketiniz için neler değişti?
Tüm dünyada Covid-19 ile yaşanılan süreçle birlikte kurumlar için dayanıklılık ve çevik olmak çok önemli hale geldi. Çünkü hem daha çok üretim yapmak, hem de daha verimli çalışmak istiyorlar. Tüm bunları yapabilmek için dijitalleşmeye ihtiyaçları var.
Pandemi döneminde dijitalleşme alanında öncü kurumlar operasyonlarını kesintisiz sürdürdü ve hem çalışanlarının hem de paydaşlarının güvenliğini koruma altına aldı. Bu konuda geride kalan kurumlar ise bugün bu alana yatırım yaparak arayı kapatmayı hedefliyorlar. Schneider Electric olarak bu sürecin doğru yönetilebilmesi için yeni nesil dijital teknolojilere ihtiyaç olduğunu devamlı vurguluyoruz.
Tecrübelerimiz bize gösterdi ki dijitalleşme 3 temel ihtiyacımıza cevap veriyor. İlk olarak uzaktan erişim ve izleme teknolojilerinin gelişmesi ve bunlara duyulan ihtiyacın artmasıyla daha çevik bir marka haline geldik. Ayrıca, dijital çözümler bizim daha dayanıklı olmamızı sağlıyor, dijital sistemler sayesinde operasyonlardaki problemleri daha olmadan önleyici bakımla engelleyebiliyoruz. Bir yandan da dijitalleşme verimliliğimizi artırıyor. Çünkü daha dayanıklı olurken yeni koşullara göre kapasitemizi artırmak ve maliyetleri düşürmek istiyoruz. Maliyetleri düşürürken de verimlilik sağlıyoruz. Son olarak, dijitalleşme sürdürülebilir bir dünya yaratmanın anahtarını sunuyor. Nüfus artışı ve şehirleşme sonucu olarak ortaya çıkan iklim değişimi ve pandemi toplumu tehdit eden temel unsurlar. Bu tehditleri aşmak için küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamamız gerekli. Burada dijital çözümlerin varlığı çok önemli. Dijital çözümler sayesinde şirketler enerji ve kaynak kullanımı ile ilgili verileri kullanarak verimlilik sağlayabilir ve karbondan arınmaya odaklanmış bir strateji geliştirebilirler.
Diğer yandan çalışanlarının sağlığını her koşulda birinci öncelik olarak belirleyen bir marka olarak, ilk COVID-19 vakasının görüldüğü günden itibaren oluşturduğu özel çalışma grupları ile gerekli tedbirleri alarak herkesin güvenliği için COVID-19 protokollerini faaliyete geçirdik. Kriz döneminin ardından yeni normale geçiş aşamasında ise ofis hayatına dönüş için yeni bir düzen kurduk. Daha akıllı, daha dijital, daha esnek bir çalışma alanı oluşturmak amacıyla çalışmalara başladık.
Schneider Electric olarak pandemi döneminde fark yaratan projeleriniz oldu mu? Bu projeleri kısaca anlatabilir misiniz?
Covid-19 döneminde, enerjinin kritik önem taşıdığı hastaneler, veri merkezleri ve gıda sektörlerine iş kaybını ve artan maliyetleri engellemek amacıyla uzaktan enerji yönetimi, dijital bakım onarım hizmetleri, 7/24 müşteri desteği ve teknik destek sunduk ve sunmaya devam ediyoruz. Bir örnek vermem gerekirse çevreye duyarlılığın, hasta güvenliğinin öncelik olarak belirlendiği Gaziantep Liv Hastanesinde EcoStruxure çözümlerimiz sayesinde %30’a varan enerji tasarrufu ve %20’nin üzerinde operasyonel maliyet tasarrufuna ulaşılması hedefleniyor.
Türkiye’de TOÇEV Vakfı aracılığı ile ihtiyaç sahibi ailelerin yanında yer aldık ve pandemiden olumsuz etkilenen Türkiye’nin pek çok ilindeki yaklaşık 300 aileye gıda yardım paketlerimizi ulaştırdık.
Schneider Electric Global Vakfı Tomorrow Rising adlı oluşturduğu fon ile 60’dan fazla ülkede 460 binden fazla insana ulaşarak bu krizi aşmalarına yardımcı oluyor.
Ayrıca çalışanlarımız için hayata geçirdiğimiz projeler var. Genel merkezimizi sağlık ve güvenlik standartlarına göre renove ettik ve yeni çalışma kültürüne paralel olarak daha dijital, daha akıllı ve esnek ofise dönüştürdük. Diğer yandan daha akıllı ve daha verimli çalışma kültürünü başlattık. Bu kültürü oluşturmada 3 temel dayanağımız var : daha iyi toplantı planlaması, daha iyi email yönetimi ve daha sosyal çalışma. Böylelikle çalışanlarımızın hem fizyolojik hem de psikolojik olarak enerjilerini yükseltip daha etkileşimde ve paylaşımda bulunabileceği bir ortam oluşturduk.
Dijitalleşme süreçlerinde ne gibi zorluklar yaşadınız ve bu zorlukların üstesinden nasıl geldiniz?
Bugün pek çok endüstride liderlerin yarısından fazlası işlerinde dijitalleşmeye odaklanıyor. Avrupa’da yapılan bir araştırmada yöneticilerin %70’inin dijitalleşme çalışmalarını artırdığı görülüyor. Ülkemizde müşterilerimiz gittikçe artan oranda binalarını, fabrikalarını ve makinalarını daha akıllı hale getirmek istiyorlar. Yeni teknolojiler şirketlerin verimli bir şekilde büyümelerini sağlıyor. Bu nedenle firmalar en zor koşullar altında bile kesintisiz çalışmak için bu yeni dijital teknolojileri kullanmak istiyorlar.
Biz zaten dijitalleşmeyi iş yapış biçiminin merkezine almış, dijital dönüşümde dünya çapında uzman bir marka olarak daha çok bir fırsat olarak gördük. Bu süreçte şirket değerlerimizin verdiği güç ile hızlı kararlar alarak aksiyona geçebildik.
İzmir depremini yaşayan depremzedeler için TEGV ile yürüttüğünüz sosyal sorumluluk projesinden bahsedebilir misiniz? İzmir depremzedeleri için başka sosyal sorumluluk projeleriniz olacak mı?
İzmir depreminden etkilenen çocuklarımıza eğitimlerine kesintisiz devam etmeleri için tablet ve internet desteği verdiğimiz projemizi hayata geçirdik. Bu projede Türkiye Eğitim Gönüllüleri ile güçlerimizi birleştirdik. Schneider Global Foundation’ın da katkısıyla başlattığımız bu projede katkı sağlayacak çalışanlarımıza da bir duyuru yaparak kampanyaya destek vermelerini istedik.
İlk aşamada yaptığımız bu destek projesinden sonra, bölge özelinde yeni sosyal sorumluluk projeleri için de çalışmaya devam edeceğiz. İzmir’de yaşanan doğal afetin ardından mümkün olduğunca çok insana yardım eli uzatmak bizim en önemli sorumluluklarımızdan biri.
Schneider Electric için sosyal sorumluluk projelerinin önemi nedir?
Schneider Electric olarak şirketlerin olumlu bir etki yapabileceğine ve toplumsal ilerlemeye katkıda bulunabileceğine inanıyoruz. Gelecek nesillere “Her yerde herkes için daha parlak bir gelecek yaratmak için acil önlemler alarak çözümün bir parçası olacağız.” diye bir söz verdik. Enerji ve dijitalleşmeye erişimin temel insan hakları olduğu bir gelecek hayali kuruyoruz.
Herkesin her yerde ve her an enerji ve kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmasını sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik için dijital çözümlere öncülük ediyoruz. Kârlı olma görevimizin yanı sıra, enerji ve dijital araçların herkese açık olduğu, dayanıklı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme sorumluluğumuz da var. İyi ve güvenli bir yaşam, eğitim ve ekonomiye erişim gibi temel insan hakları bu sorumluluklarımız arasında. Önümüzdeki on yıl için programımız iyilik yapmak ve bunu de iyi bir şekilde yapmak.
Innovation Summit Türkiye 2020 etkinliğini kaçırmak istemiyorsanız bu linke ulaşabilirsiniz.
Fırsat Ürünleri