Oyuna başlar başlamaz DOOM evrenine hızlı bir giriş yapıyoruz. Daha kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi anlamamıza fırsat verilmeden iblislerin kafalarını koparmaya, bağlı olduğumuz zincirleri kırmaya çalışıyoruz.
Bu noktadan sonra oyun size derinlemesine işlenen bir senaryo sunmuyor. Zaten Bethesda DOOM’un adı her geçtiğinde oyunun kan ve vahşet dolu olacağını bizlere söylüyordu.
DOOM, devamlı birilerini öldürerek kapalı kapılar arkasına ulaşmaya çalıştığımız bir evrene sahip. İlk bölümlerdeki UAC tesislerinde ilerlediğimiz anlar fazlasıyla sıkıcı.
Bu süre zarfında DOOM değil, daha öncesinde piyasaya sürülen zevksiz FPS oyunlarından birini oynuyormuşsunuz hissiyatı oluşuyor ister istemez. İblislerin kafalarını koparıp ilerleyen zamanlarda cehennemin derinliklerine indiğinizde asıl DOOM oynama zevkini tadıyorsunuz.
Cehennemin Derinliklerine Giriş
Oyunda tahmin edebileceğiniz üzere hem karakter hem de bulunduğumuz haritalar için birçok detay bulunuyor. Bu detayların hepsini oyun içerisindeki Codex bölümünde detaylı olarak inceleyebiliyoruz. S
ilahların ne denli geliştirildiği, yaratıklar, haritaların üzerindeki bölgeler gibi birçok detay en ince ayrıntısına kadar anlatılmış durumda.
Her DOOM oyununda alışık olduğumuz gibi birilerini öldürüp yolumuza devam etmemizin yanı sıra, haritaya gizlenmiş drone, rune gibi birçok detayı bulmamız gerekiyor.
Toplanılan drone‘lar sayesinde her silahın kendine özgü seçeneklerini aktif hale getirebiliyoruz. Rune kısmı ise işin eğlenceli kısmı diyebiliriz. Topladığınız bu rune’lar sayesinde karakterinizin belli özelliklerini arttırabiliyorsunuz.
Tabi bunu yapmanız için de harita içerisine saklanmış Stone‘ları aktif edip oyundaki challenge‘ları tamamlamanız gerekiyor. Oyun içerisinde toplamda 12 adet rune bulunuyor.
Oyunda silah kullanımı dışında en dikkat çekici özellik hiç şüphesiz Glory Kill. Önümüze çıkan iblisleri silah kullanarak öldürebilmemizin yanı sıra, kafalarına dipçik indirmemiz veya kollarını /kafalarını kopararak öldürmemiz de mümkün.
Ben şahsen oynadığım sürenin büyük kısmını bu şekilde oynayarak geçirdim. Neredeyse önüme çıkan her iblisi öldürmek için Glory Kill kullandım.
Önünüze çıkan yaratıkların kendi aralarında sınıflandırması mevcut. Az önce yukarıda bahsettiğim Codex bölümünden her yaratık için detaylı açıklama bulmanız mümkün.
Bu yaratıklar silahla belli ölçüde hasar aldıktan sonra sersemliyor ve üzeri parlamaya başlıyor. Glory Kill dediğimiz hareketi tam bu esnada kullanmanız gerekiyor.
Onun dışında direkt olarak dipçik vurmaya çalışırsanız iblisler üzerinde pek etkili olmuyor. Glory Kill size haz vermesinin yanı sıra sağlık paketleri de kazandırıyor.
Birçok yaratığın aynı anda saldırması size fazlasıyla can kaybettirebiliyor. İşte tam bu noktada düşürdüğünüz sağlık paketleri imdadınıza yetişiyor.
Oyundaki güzel kısımlardan birisi de Power-Up‘lar. Bunlar karakteriniz belli özelliklerini arttırmanızı sağlıyor. Hızlı koşma, fazla hasar verme gibi çoğu oyundan alışık olduğumuz birçok özellik DOOM evreninde de mevcut.
Duyulan İblis Homurtuları
DOOM‘daki seslerden bahsedecek olursak, oynadığınız esnada ürpermenize neden olabilir. Yaratıkların homurdanmaları veya üzerinize atlarken ki çığlıkları sizi hem korkutabilir hem de moda sokabilir.
Bölüm geçişleri arasındaki müzikler eğer bir aksiyon başlıyorsa hızlanıyor. Bölgedeki iblisleri temizlediğiniz de ise tekrar sakin bir moda geçiyor.
Oyun boyunca gaipten gelen asistan seslendirmeleri de gerçekten başarılı. Çıkan robotik seslerin DOOM evrenine çok uyumlu bir yapısı var.
Oynanabilirlik esnasında can sıkıcı birkaç nokta gözüme battı açıkcası. Her bölümde içeri gir, yok et, bir sonraki yere geç teması oyunu oynadığınız esnada sıkılmanıza neden olabilir.
Bölümler, haritalar farklı olabilir ama oyunun başından sonuna kadar hissiyat hiç değişmiyor. Ben oyunu Play Station 4 üzerinde oynayanlardım. Aim konusunda sıkıntı yaşadığımı açıkça söyleyebilirim.
DOOM konsoldaki diğer FPS oyunlarından alışık olduğumuz Aim sisteminden biraz farklı bir yapıya sahip. Konsoldaki oynanabilirlik hissiyatı konusunda çok memnun kalacağınızı düşünmediğim DOOM, haritaları ve evreninin güzel etkileşimi sayesinde sizi içerisinde tutmayı başarabilir.
İncelememizin sonunda, FPS dünyasında bir efsane haline dönüşen DOOM’un başarılı bir oyun olduğunu söyleyebiliriz.
Görsellik konusunda eksi olarak bahsedilecek herhangi bir nokta yok desek yanılmış olmayız sanırım. Vahşet, kan ve aksiyon dolu bu oyunu alıp cehennemin derinliklerine dalmalısınız!
DOOM Video İnceleme
Dilerseniz sözü daha fazla uzatmayalım ve sizi DOOM video incelememiz ile baş başa bırakalım. İyi seyirler.
#video_11947#
Voidu'da daha ucuzu var. Öyle aldım ben. Gayet iyi ya. O kadar da sıkıcı değil.
henüz oynamadım ama izlediğim videolarda grafikler çok renkli oyuncak gibi duruyorlar. doom 3 de insan oyunda olduğunu bi an unutabiliyordu baklım buda aynı hissi verebilecek mi
Doom tarzinda dizayn edilmis bir oyun ama bıktık artık bu tür oyinlardan.bedava verseler almam.o kadar yani. amaçsızca vur kır.ne bileyim tat vermez oldu.
doom 4 half life benzemiş ben hiç beğenmedim ama sadece doom 3 oynamama ragmen onun verdiği korku atmosferi fantastik yerleri bu vermicek
Oyun iki kelime ile MUHTEŞEM ÖTESİ. Bazı arkadaşlar oyun için 200 küsür lira etmez demiş. Uzun yıllardır bir kaç iyi fps oyun serisi ve COD serisi hariç iyi bir fps oyunu yapılamıyor ki COD'un da kalitesi iyi ama oynaması basittir. DooM ise COD'dan çok daha zor ve oynaması çok daha keyifli bir oyundur. Zaten benim gibi yaşı olanlar bu oyunun dünyada çıkan ilk fps olduğunu bilirler, Doom'dan sonra çıkan fps oyunlarının tamamı DooM'u örnek almıştır ancak onun kadar iyi bir oyun hiç bir zaman yapılamamıştır. Bu sebeplen DooM ödeyeceğiniz 200 küsür lirayı, her bir kuruşuna kadar hak eder. Sizde benim gibi sadece fps oyunu sevenlerdenseniz, kaçırmayın hemen satın alın derim. Ancak oyun oynama zevki gazete bulmacası çözer gibi, oyundaki ingilizce yazıları okuyup, etrafta mal mal gezmekten hoşlananlardansanız (RPG) bu oyunu kesinlikle almayın, sizi tatmin etmez. DooM 1993 yılında çıktığında tüm dünyaya bir bilgisayar oyununun nasıl olması gerektiğini göstermişti. Bence DooM 2016 oyunu tam da bu çizginin üzerinde duruyor. Oyunun multiplayerı genelde beğenilmemiş ve yerden yere vurulmuş. Kesinlikle katılmıyorum, Half-Life'a bakın, multiplayerı olan Çounter'a bakın. Arada bariz fark var. DooM da böyle camping ile multiplayerı arasında dağlar kadar fark var çünkü multiplayerı en az Counter kadar iyi. Evet daha iyi olabilirmiş ama yerden yere vurulmayı kesinlikle hak etmiyor. Çünkü multiplayerı Counter havasının üzerine bir kaç yenilik yapılarak verilmeye çalışılmış.
doom 4 aldığı paranın fazlasını bile hak ediyor mükemmel bir oyun her bakımdan şu ana kadar gördüğüm oyunların içinde optimizasyonu en iyi oyun gerçekten övgüye değer bir oyun.