The Dark Knight, Inception ve Interstellar ile karşımıza çıkan ve şimdiden yaptığı filmleri ile kült yapımlar oluşturan Christopher Nolan’ın yeni filmi olan Dunkirk, bu hafta itibari ile vizyondaki yerini alacak. Peki bu film izlemeye değer mi? Bunu hep birlikte görelim.

Öncelikle filmde derin bir diyalog ve senaryo olmadığını belirtelim. Daima silahların ateşlendiği, çatışmanın bol olduğu, kavgalı dövüşlü ve bir o kadar da kahramanlığa ve fedakârlığa dayalı bir savaş filmi değil. Dunkirk, tamamen savaşı bize yaşatan ve savaşın gerçek yüzünü bize sunan ve bir savaştaki askerlerin yaşadığı psikolojiyi 106 dakika boyunca bize hissettiren bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Filmi izledikten sonra da gün sonuna kadar da etkisinden çıkamayacağımız ruh haline giriyorsunuz.

Dunkirk, bir film değil sadece savaş simülasyonu!

Yani film boyunca tamamen askerlerin psikolojisine odaklanıyorsunuz. 106 dakika boyunca savaşı üç farklı şekilde hem karada, hem denizde, hem de havada yaşıyorsunuz.

Özellikle Hans Zimmer‘ın bestelerinin kattığı etki ve verdiği gaz ile kendinizi tamamen filmdeki karakter ve olaylar ile bağdaştırıyorsunuz. Savaşı o an gerçekten yaşıyorsunuz.

17-07/19/780580-1500473985.jpg

Tom Hardy ve Cillian Murphy haricinde filmde öne çıkan oyuncuların tamamen deneyimsiz oyuncular olması, savaşa sürülen gençlerin askeri ruhunu bizzat yansıtmış oluyor.

Fury çok güzel filmdi ancak Brad Pitt’i görünce bir askeri karakter yerine daha çok ünlü Hollywood yıldızı Brad Pitt‘i görüyorduk. Bu yüzden bu konuda oyunculuğu ne kadar harika olursa olsun, Pitt’i sadece Hollywood artisti olarak gördük.

{pagebreak::2}

Interstellar‘dan beri pek bilinmeyen oyuncuları filmlerinde oynatan Nolan böylelikle oyuncular için fazla bütçe ayırmıyor ve yeni isimleri keşfetmemize olanak sağlıyor.

Dunkirk’te ise dönemin askerlerine göre yaş oranı ve genç çocukların eline verilen silah ile ülkelerinin kurtuluşunu görünce ve yetişkinlerin çıkardığı savaşta ölmek zorunda kalan 20’lik gençler ve askerler olunca iş tamamen değişiyor.

Aslında bombaların üzerimize düştüğü o an ve kurşunların birkaç santim ötemizden geçmeye başlayınca, işte o zaman savaşın ne olduğunu, hayatta kalmanın ne demek olduğunu, ömür boyu üzerimizde açılacak olan psikolojik yaraların ne denli bir şey olduğunu öğreniyoruz. Dunkirk bu yüzden bir savaş değil, savaş simülasyonu.

Bir sahnede film boyunca yüzlerini dahi görmediğimiz Alman güçleri, Dunkirk plajında esir kalmış İngiliz ve Fransız askerlere durmadan yaptığı saldırıların arasındaki bir kaç saniyelik sessizlikte gelen bir kurşun, o an öleceğinizi sizlere hissettiriyor.

Filmdeki az diyaloglar ve az hikaye odaklığı yüzünden filmi deneyimleyerek izliyorsunuz.  

17-07/19/b55d7ff1d91fc853d657b8de0450dd6f.jpg

Filmin temel yapı taşını, Hans Zimmer’ın besteleri oluşturuyor!

Filmin özellikle en etkili kısmı da müzikleri. Crysis 2, Modern Warfare 2, Interstellar, Inception gibi filmlerden tanıdığımız ünlü besteci Hans Zimmer, en iyi müzik deneyimini ve ruhunu halen Interstellar ile yarattığını savunsam da, Dunkirk filmi resmen Hans Zimmer’ın besteleri için yapılmış bir film. Yani bu durum Soundtrack’ten öte bir şey…

Filme gitmeden önce dinlediğim müziklerin ardından internette yer alan 8 dakikalık bir müziğin aslında kesilip biçilmeden tamamen filmin o müzik üzerinden yapıldığını düşünmeden edemedim.

Özellikle uçakların uçuş sırasındaki tempo, saldırı sırasına kadar Hans Zimmer notaları ile yönetiliyor resmen. Dunkirk‘in en önemli temel yapı bu yüzden Hans Zimmer‘ın besteleri oluyor.

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=n1VJ39nVIBk]

Uçakların yandan kamera açısı da, bir bakımdan Interstellar’a da benzeyince kendinizi iyice filmin içine sokunca da gelecek ile geçmişi düşünmeden edemiyorsunuz. Bir yandan gelecekte Cooper’un gezegenindeki kaçışın bedelini kaybolan senelere ödememek için mücadele ederken, bir yandan da yüksek teknoloji bir vtol yerine ülkenizin kaderini ve canınınızı eski tip bir savaş uçağına baktığınız an geçmişe çeviriyorsunuz. Beyninizin içinde, havadayken gelecek ile geçmiş arasında gidip geliyorsunuz ve o an her şeyden ürperiyorsunuz.

{pagebreak::3}

Filmi izlediğim tarihte (18 Temmuz 2017), İstanbul‘da haftalardır 40 dereceye yakın sıcaklığı gördüğüm an, aniden gelen yağmur, metro hatlarını bile tıkamış ve ulaşımı güç hale getirmişti. Yine de filmin ön gösterimini sabah kaçırmamak adına ıslana ıslana gittiğim an iyice yağmur altında kalsam da, filmin ilk 30 dakika sonrası direk denize düşen askerlerle ve oradan kaçmak, kurtulmak isteyen askerlerle ben de aynı psikolojiyi yaşamış oldum. Bu da kişisel olarak güzel bir ayrıntı oldu. 

Dunkirk‘in film atmosferi, renk seçimi, görsel kalitesi, ışıklandırma ve ses efektleri tamamen yağışlı bir havaya büren hüzüne odaklı olmuş. Çok detaya girmeyeceğim fakat son derece başarılı olduğunu söylemeliyim.

17-07/19/dunkirk-movie-preview-01_feature.jpg

Sakın film internete düşünce izlerim diye düşünmeyin. Kimsenin kişisel tercihine karışma gibi lüksüm olmadığı gibi yazımı okuyan arkadaşlara vereceğim tek tavsiyem şudur; isterseniz indirin, isterseniz satın alın, isterseniz sinemaya gidin ancak o ruhu beyaz perde karşısında bizzat yaşayın.

Nasıl ki Terminator 2: Judgment Day’i sinemada izleyen efsane nesildik diyen insanlar gibi, Dunkirk‘i sinemada izleyen efsane nesil olma tadını yakalayın.

(Gerçi Terminator 2’de yakında yeniden 3D olarak sinemada karşımıza çıkacak.)

Son olarak ülkemizdeki birçok terör yüzünden şehit askerler verdiğimiz süre gelen yıllarda, o askerler olmadık bir an aklınıza gelirse gerçekten bir askeri psikolojiye giriyorsunuz.

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=Q7qR4BuNovg]

Dunkirk, şimdiden kült bir yapım!

Günümüzdeki filmler genel olarak kötü olsa da, 21 Temmuz 2017 tarihinden itibaren vizyona girecek olan Dunkirk vizyona girer girmez Kült bir yapım olacak. Bu konuda herkes ile sonuna kadar tartışırım. Ne olursa olsun benden sonra gelecek olan yorumlar ve eleştiriler, hangi basın kanalı ne derse desin bu düşüncem asla değişmeyecek.

Yine tekrarlıyorum ki; Dunkirk şimdiden kült bir yapım!

Fırsatınız varken kesinlikle filmi sağlam bir sinema salonunda izleyin. Dunkirk’in seneler sonra televizyonlarda olacak olan gösteriminde araya gelen ve en önemli sahnelerde gelen reklam kesintileri ile yaşadığınız bu duygu yüklü deneyimi tamamen yok edebilirsiniz. Bu derece iddialı konuşuyorum herkes için aynı duygusallık olmayabilir ancak en başında da dediğim gibi askeri bir psikolojiye odaklı film olan Dunkirk‘te her türlü etkileneceğinize de eminim.

Çekim kalitesi, renk tonu olarak da o döneme giden ve o atmosferi bize sunan Dunkirk, sinemaya gelince tekrar izleyeceğim bir yapım. Puanın nedir diyecek olursanız 10 üzerinden 10 diyebilirim.

Mutlaka izleyin ve 21 Temmuz‘a kadar başka bir film öneriniz nedir diye soracak olursanız; Hacksaw Ridge ile aksiyon, çatışma ve diyalogsal açığınızı kapatabilirsiniz.

:: Dunkirk’i izleyecek misiniz?