Gelişen yapay zeka teknolojisi her ne kadar heyecan verici olanaklar sunsa da, çevre üzerinde yaratacağı uzun vadeli etkiler giderek daha çok konuşuluyor. Yapay zekanın günlük hayatımıza girmesiyle birlikte veri merkezleri, devasa bilgi işlem kapasitesine sahip GPU ve CPU donanımlarıyla dolmaya başladı. Ancak, Çin Bilimler Akademisi, Kaliforniya Üniversitesi ve Lehman Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü yeni bir araştırmaya göre, bu donanımların oluşturacağı elektronik atık (e-atık) sorunu göz ardı edilmemeli. Araştırmacılar, yapay zekanın 2020-2030 yılları arasında toplamda 5 milyon ton e-atık üretebileceğini tahmin ediyor; bu miktar, yaklaşık 25 milyar adet iPhone 16 Pro ağırlığına denk geliyor!
Yapay zekanın görünmeyen bedeli: Yılda 500 bin ton e-atık sorunu kapıda!
E-atıkların büyük kısmı, Kuzey Amerika, Doğu Asya ve Batı Avrupa’daki veri merkezlerinden kaynaklanıyor. Araştırmaya göre, bu atıkların %58’i Kuzey Amerika’dan gelirken, Doğu Asya %25, Batı Avrupa ise %14’lük bir paya sahip. Veri merkezlerindeki donanımlar genellikle birkaç yılda bir yenileniyor; çünkü yapay zeka teknolojisi, daha fazla güç ve hız gerektiren uygulamalara doğru ilerliyor.
Özellikle büyük teknoloji şirketleri, yapay zeka yarışında geri kalmamak adına en son donanımları satın almayı tercih ediyor. Bu da, eski donanımların hızla hurdaya dönüşmesine ve e-atıkların artmasına yol açıyor. Bu konuda araştırmacılar, aslında basit bir çözüm öneriyor: Eğer yapay zeka veri merkezlerindeki sunucuların kullanım ömrü uzatılırsa, bu yolla e-atık miktarı %58’e kadar azaltılabilir.
ABD istihbaratı artık bu yapay zekayı kullanacak!
Örneğin, bazı yapay zeka cihazlarının modülleri yeniden kullanılarak yükü daha düşük işlerde değerlendirilebilir. Ancak, büyük şirketlerin bu öneriye sıcak bakıp bakmayacağı tartışma konusu. Çünkü teknoloji devleri, hızla ilerleyen yapay zeka alanında en güncel donanımları kullanmak konusunda ısrarcı. Meta gibi şirketler de sunucuların kullanım ömrünü uzatma planını rafa kaldırarak yeni nesil cihazlara geçiş yapmayı tercih ediyor.
Yapay zeka dünyasındaki bu hızlı donanım yenileme döngüsünün, karbon ayak izimizi artırmanın yanı sıra e-atık sorununu da büyütmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Çevre dostu bir yapay zeka geleceği için, donanımların daha sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve geri dönüşüm süreçlerinin iyileştirilmesi gerekiyor.
Gelişen teknolojinin gölgesinde, e-atık sorunu giderek daha büyük bir çevre sorunu haline geliyor ve çözüm, sadece teknolojiyi kullanmak değil, aynı zamanda onu doğru şekilde yönetmekte yatıyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.