Fırsatları değerlendirmek açısından oldukça şanslı sayılabileceğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Çok değil, bundan 100 sene önce ne internet vardı, ne de yaygın televizyon yayınları vardı. Buna rağmen, Dünya daha yaşanabilir bir haldeydi. Bunu, teknolojinin gelişimine yüklemek değil amacımız, gezegen olarak Dünya’nın dengesinin daha stabil olmasıyla ilgili bir durum bu!
Japonların Ay’a üs kurma planlarını sizlere yazmıştık
Artık endüstri 100 sene önceye kadar çok daha ileri seviyede. Bu da hava sirkülasyonlarının farklılaşmasına yol açıyor. Aynı şekilde yer altı kaynak bakımından da hızlıca daralan bir kapasiteye sahibiz. Peki bu gidişat nereye kadar böyle devam edecek?
Birçoğunuza göre bilimkurgu gibi gelse de, milyarlarca dolarlık bütçelere sahip firmalar geleceğin konseptlerini çizmeye başladı bile. Shimizu isimli bir Japon teknoloji firması, bakın bu tür sorunlara karşı ne tür mega projelere sahip!
{pagebreak::Ay Halkası}
Ay Halkası
Ay halkası en basit tanımıyla, Ay’ın ekvatörünü boydan boya saracak olan bir tür Güneş paneli. Ay’ın en şişkin bölümü olan ekvatörünü Güneş paneli ile sarmalayarak, devri daim olacak şekilde Güneş‘in enerjisinden yararlanabileceğiz. Hızla artan enerji gereksinimine bir çözüm olarak düşünülen proje, bir hayli maliyetli olacak.
11 bin kilometrelik bir Güneş paneli projesi, gerçek olacak mı yoksa alternatif enerjiler mi geliştirilecek, bunu şimdiden söylemek imkansız. Ay’ın ekvatörünün Güneş’i görmesiyle birlikte depolanmaya başlayacak olan enerji, mikrodalga tipinde lazer ışınlarıyla Dünya’ya iletilecek ve bu enerjiden yararlanmamız sağlanacak.
{pagebreak::Yüzen Ada}
Yüzen Ada
Yüzen Ada projesi aslen, insanoğlunun en saplantılı olduğu hayallerden biri. Daha önce birçok bilimkurgu romanı ve filmine konu olan Yüzen Ada projesi, Shimizu açısından daha farklı bir misyon taşıyor. Shimizu’nun yüzen adası, tamamen ekolojik bir sisteme sahip olacak ve bitki fabrikası olarak da adlandırılacak. Bu fabrikalarda gerekli fotosentez miktarı sağlanacak ve temiz hava sirkülasyonu olacak. Fabrikaların en üstünde ise, yaşanabilir alana sahip olan bir de şehir olacak.
{pagebreak::Piramit Şehir}
Piramit Şehir
Denizin ortasına kurulan bir diğer yapı projesi de Piramit Şehir projesidir. Bu projenin, Yüzen Ada’dan farkı ise, tamamen şehirden oluşacak olması. Yani fotosentez ve buna bağlı olarak oksijen üretmek gibi bir derdi yok. İçerisinde bir şehirde var olan her şey olacak. Shimizu’nun bu projeye oldukça inandığını da söylemeliyiz. Piramidin yüksekliği ise 2000 metre olarak düşünülüyor.
{pagebreak::Uzay Oteli}
Uzay Oteli
Belki de bu projeler arasında en çok bilineni de Uzay Oteli projesidir. Bu proje kapsamında, atmosferin biraz dışına kurulacak olan ve uydu sistemiyle yörüngeye oturtulacak olan otellere, insanoğlu bir hayli sıcak bakıyor. Uzay maceraperestlerinin oldukça ilgisini çekeceği düşünülen bu otelde konaklamak ise bir servete mal olacak.
Shimizu, bu projede 64 misafir odası ve 40 da personel odası inşa etmeyi düşünüyor. Spor salonundan, yemek salonlarına, bir otelde aradığınız her şey bu otellerde olacak. Odaların yerçekimi ivmesi ise 0.7g (Tahmin edersiniz ki bu değer, Dünya’da 1g‘dir) olacak.
:: Sizce insanoğlu bu projeleri bir gün gerçekleştirecek mi?
bu projeler bana “City of Ember” filmini hatırlattı. çok benzerlik var gibi 🙂
doğal olan her şeyi yok edip yapay çözümler üretmek yerine doğal olanı koruyabilsek keşke.
tam da yeri gelmişken yazayım.tam dediği yeri en ucuz olarak kireçle kaplaya bilir biraz,bahalı olarak jiletinle,yani aliminyum folya ile kaplayabilir,daha çok param var derseniz o zaman aynayla kaplayın en azından dünya geceleri ayın yansıttığı güneş ışığıyla aydınlanır.bu da sokak aydınlanmaları belki konut ve işyerlerini aydınlatma derken yüzde elliden fazla elektirik tasarrufu demektir.