Ulsan Ulusal Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden (UNIST) araştırmacılar, insansı robotların topluma tam entegrasyonu için önemli bir adım attı. Yeni geliştirilen giyilebilir yüz sensörleri, insanoğlunun karmaşık duygusal durumlarını okuyup buna uygun şekilde yanıt verebilme yeteneğine sahip. İşte ayrıntılar…
Bu giyilebilir yüz sensörleri duyguları anlıyor
Robotlar birçok alanda etkileyici yeteneklere sahip olabilirler, ancak insan duygularını gerçek anlamda anlama konusunda hâlâ oldukça sınırlılar. UNIST araştırmacılarının geliştirdiği bu yeni sistem, teknolojik duygusal zekânın hızla ilerlemesine katkı sağlayabilir.
Araştırma ekibi, cilt sürtünmesi ve titreşim izlemesi yapabilen, enerjisini kendi üreten esnek bir giyilebilir yüz sistemi geliştirdi. Bu sistem, yüzün sol ve sağ tarafına yapıştırılan ince, şeffaf, esnek sensörlerden oluşuyor.
Bu yıl sağlık alanında akıllı bilekliğin yerini “biyosensör” alacak!
2024'te sağlığınızı daha derinlemesine anlama ve yönetme çağı başlıyor. Akıllı bilekliğin yerini biyosensörler alacak! İşte ayrıntılar...Her bir sensör, göz ve kulak arasına yapıştırılıyor ve dalları gözlerin üzerinden ve çevresinden, çeneye ve başın arkasına uzanıyor. Ekip, bu sensörlerin herhangi bir yüze özel olarak üretilebileceğini belirtiyor.
İnsan duygularını anlamada yeni bir adım
Sensörler yerleştirildiğinde, yüzdeki gerilme kalıplarını ve ses titreşimlerini analiz ederek insan duygularını kodlamayı öğrenen entegre bir sisteme bağlanıyorlar. Diğer benzer sistemlerden farklı olarak, bu sistem sensör materyalinin gerilmesiyle piezoelektrik ilkesine dayanarak tamamen kendi gücünü üretiyor.
Bu, sensörlerin gün boyu şarj ihtiyacı olmadan giyilebileceği anlamına geliyor. UNIST ekibi, bu teknolojiyi VR ortamlarında başarıyla uyguladı. Araştırmacılar, test sürecinde duygusal duruma dayalı olarak kitap, müzik ve film önerileri sunabilen yeni duygusal algılama sistemini kullandılar.
Ruh halini söylemeye ya da yazmaya gerek kalmadı
Bu, VR başlıklarının gelecekte duygularımızı izleyerek sanal dünyalarımızı buna göre ayarlayabileceği anlamına geliyor. UNIST’in çalışması, teknolojinin insan kullanıcılarına karşı daha duyarlı hale gelmesine yönelik çabaların en son örneği olarak dikkat çekiyor.
Bu yeni giyilebilir yüz sensörleri, insan duygularını daha iyi anlamaya yönelik teknolojik gelişmelerde önemli bir adım teşkil ediyor. İnsan duygularının geniş yelpazesini deneyimleyen bir tür olarak, bu tür teknolojilerle yaşamımızın her alanında nasıl etkileşime gireceğimiz ve bu etkileşimin sonuçlarının ne olacağı merakla bekleniyor.