Önümüzdeki 10 yıllık süreç içerisinde Avrupa başta olmak üzere dünyadaki pek çok ülke yeni içten yanmalı binek araçların satışını yasaklamaya hazırlanıyor. Bu sebeple pek çok üretici 2030’a kadar üretim hattını dönüştüreceğini ve bugünden 8 yıl sonra içten yanmalı motor üretimlerinin duracağını söylüyor. Planlar bu kadar yakın gelecekte olmasına rağmen insanların endişeleri devam ediyor ve soruları cevapsız kalıyor. Biz de elektrikli otomobiller hakkında sıkça karşılaştığımız 5 soruya odaklandık.

Togg fabrikasından yeni görüntüler geldi! Yerli araba böyle üretilecek

Togg fabrikasından yeni görüntüler geldi! Yerli araba böyle üretilecek

Togg, Bursa'nın Gemlik ilçesinde inşası süren Gemlik tesisleri hakkında son durumu paylaştı. İşte yerli otomobil fabrikasında gelinen son nokta!

Elektrikli otomobiller hakkında bilinmesi gerekenler

Dünya çapındaki elektrikli otomobil satışları giderek artıyor. Özellikle İskandinav ve Baltık ülkelerinde yıllık bazda satılan araçların oranlarına baktığımızda yüzde 70 seviyelerini aştığını görüyoruz. Yani satılan her 10 otomobilden 7’si elektrikli.

Elektrikli otomobiller

Fakat biraz daha Doğu Avrupa ve Asya tarafına doğru ilerlediğimizde maalesef bu oran yüzde 1’in altına kadar düşüyor. Bunun en büyük sebebi ise fiyatının yüksek olmasından kaynaklanıyor. Peki elektrikli otomobiller neden içten yanmalı motorlu araçlardan daha pahalı?

Elektrikli otomobiller aslında yakın gelecekte içten yanmalı modelleri ile aynı fiyatlara satılabilir. Fakat şu an için daha pahalı olmasının 2 farklı sebebi var. İlk olarak yeterli pil üretim tesisinin olmaması ve bunun da arka planında hammadde fiyatlarının oldukça yükselmiş olması yatıyor.

Elektrikli otomobiller

Diğer bir neden ise otomobil üreticileri 2030 ve 2035’e kadar sürecek bu dönüşüm sürecindeki yeni fabrika maliyetlerini ceplerinden ödemek yerine kullanıcılarına yansıtıyor. Buna ek olarak elektrik fiyatlarının tüm dünyada yükseldiğini belirtelim. Ancak yine de benzinli rakiplerinden daha bütçe dostular.

Buna ek olarak elektrikli otomobiller, içten yanmalı motorlu araçlara kıyasla uzun yıllar boyunca kullanıldığında bakım masrafları daha azdır. Örneğin, yağ ve filtre değişimlerinin hiçbirinin yapılmasına gerek yoktur. Yalnızca silecek suyu eklemeniz gerekiyor. Ayrıca akıllı telefonlara kıyasla batarya ömürleri de en az 3 ile 5 kat arası daha uzun. Yani 2 yıl sonra pil ömrüm yüzde 80’e iner mi diye düşünmenize gerek yok.

Elektrikli otomobiller

Gelelim bir diğer soruya, yeterince elektrikli şarj istasyonunun olup olmadığı son dönemin en çok tartışılan konusu oldu. Zira ABD’de bile bir dönem Tesla SuperCharge istasyonları önünde uzun kuyruklar oluştuğunu gördük. Tabii evdeki prizlerinden şarj etmek isteyenler için şarj süresi çok daha uzun, fakat hızlı şarj istasyon sayısı yeterli seviyeye çıkana kadar mantıklı bir çözüm olabilir.

Gerekli istasyon sayısına gelecek olursak, her bir otomobilin benzin istasyonunda kaldığı ortalama süre 5 dakika civarıdır. Öte yandan menzili 1000 kilometreyi bulabiliyor. Şarj olan bir elektrikli aracın ise 500 kilometreye varan menziline nazaran, benzinlinin en az 20 katı, yani 100 dakika civarı konaklama yapması gerekiyor. Tabii yüksek hızlı şarj ile 1 saatin altında tam dolum yapan bir aracınız varsa o zaman işler sizin için daha kolay olacaktır.

Bununla birlikte, tüm Türkiye’de bulunan otomobillerin bir anda elektrikli versiyonlarına dönüştüğünü hayal edecek olursak ve çoğumuz İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir gibi büyük kentlerde yaşadığı için 15. kattan priz sarkıtamayacağımızı düşünürsek, mevcutta sayısı 15 bine yaklaşan akaryakıt istasyon sayısının 150 ila 300 bin arasında bir elektrikli şarj istasyonuna dönüşmesi gerekecek.

Tabii bunu bir seferde 100 araç şarj eden yerler olarak düşünmeyin. Örneğin hemen hemen her semtte var olan İBB’nin İsparklarında park yerlerinin yanında birer şarj kablosu olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat 300 bin istasyon sayısı oldukça hayalidir.

Elektrikli otomobiller

Zira 30 yıl boyunca sürecek bu dönüşümü istesek bile bir günde yapamayız. Dolayısıyla başlangıçta satılan araç sayısına oranla ihtiyacın 2 katı kadar yeni şarj istasyonları yapılması ile uzun vadeli bir dönüşüm oldukça olması daha mantıklı olacaktır.

Öte yandan teknoloji şirketleri ise yeni bir katı hal pili -solid state batteries- üzerinde çalışmalarını hızla sürdürüyor. Bu teknolojinin ticarileşebilmesi durumunda gerçek bir etken madde olacaktır. Çünkü şu anda kullanılan lityum iyon pillerden hem daha hafifler, hem de çok daha hızlı şarj olabiliyorlar.

Örneğin, geçtiğimiz dönemde OPPO, 240W şarj adaptörü ile akıllı telefonları 9 dakikada şarj edebileceğini gösterdi. Eğer yeni pil teknolojisini kullanabiliyor olsaydı bu süre saniyelere kadar inebilirdi.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da veya yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!