İnternetin hayatımıza girdiği kadar hızlı bir şekilde alışveriş alışkanlıklarımız da hızla değişmekte. Çok fazla değil, sadece onbeş yıl kadar önce alış veriş yaparken, bir ürün hakkında bilgi alabildiğimiz kaynaklar iki elimizin parmaklarını bile geçmiyordu.
Genellikle dost ve ahbab ilişkileri ile babalarımız bir buzdolabı alırken satıcının sözlerine güvenirlerdi. Oysa günümüzde forumlardan, sosyal medyaya uzanan yüzlerce farklı sitede kullanıcılar deneyimlerini paylaşırken, bir ürünü satın almadan önce çeşitli şikayet sitelerine bakmak nerdeyse adet haline geldi.
Türkiye’de hacim yetersiz
comScore’un 2011 Kuzey Amerika e-Ticaret analizine göre 161 milyar dolara ulaşan e-ticaret pazar büyüklüğü her çeyrekte ortalama yüzde 14 civarında büyümekte. J. P. Morgan’ın Kıdemli Analistlerinden Imran Kahn ise dünya e-ticaret pazarı büyüklüğünün 2013 yılında 963 milyar dolara erişeceğini tahmin ediyor.
Her ne kadar bu rakamlar kulağa inanılmaz büyük gibi gelse de aslında konvansiyonel perakende pazarının henüz yüzde 5’ine dahi erişmemiş olduğunu görmekteyiz. Türkiye’de ise e-ticaret işlem hacmi perakende pazarın henüz yüzde birine bile ulaşmış değil.
Bir başka deyiş ile e-ticaret adına bildiğimiz her şey aslında henüz başlangıç aşamasında bile olmadığımızı göstermekte. Peki gelecekte e-ticaret nasıl şekillenecek? Bu soruya kimse kesin cevap verebilecek durumda değil ancak güçlü tahminler yapmak mümkün.
{pagebreak::iki}
Principal Analyst Başkan Yardımcısı Brian Walker’a göre artık e-ticaret kavramından ”e” yi atma zamanı geldi. ”E-ticaret kavramı artık sadece internet siteleri için kullandığımız bir kavram olmaktan çıktı” diyor Walker ve ekliyor; ”mobil uygulamalar, mağaza içlerindeki etkileşimli kiosklar, çağrı merkezleri gibi pek çok alan ile e-ticaret uygulamaları bütünleşik hale geldi.”
Doğrudan tüketiciye ulaşılıyor
Elektronik ticaretin hayatımıza getirdiği bir başka yenilik ise konvansiyonel üretici – tüketici ilişkisi arasında yer alan kanal yapısının hızla değişmesi oluyor. Artık üreticiler dağıtımcılara, fiziksel satış noktalarına eskisi kadar çok ihtiyaç duymuyorlar.
eBay, Sahibinden.com veya GittiGidiyor.com gibi internet servisleri sayesinde sıradan tüketiciler dahi e-ticarette dağıtım kanalının birer parçası haline geliyorlar. Bu gelişmelerin yakın bir gelecekte üreticilerin sadece doğrudan doğruya tüketicilere ulaştığı satış modellerine dönmesine yol açabilir zira üretici ile tüketici arasındaki kanal sayısı azaldıkça ürün fiyatları tüketici için düşerken, üreticinin kâr marjı yükselebiliyor.
Her geçen gün yeni uygulamalar gördüğümüz bir diğer elektronik ticaret alanı ise iş ortaklıkları ve gelir paylaşımı modellerindeki uygulamalar. Basit banner yönlendirmelerinin ötesinde kişiler artık sadece birer bağımsız dağıtım ve teslim noktaları gibi faaliyet göstererek gelir edel edebiliyorlar.
Tüm bu işlemler gerçekleşirken resmi bir firma kurma ihtiyacı hissetmiyorlar. Bu değişim o kadar hızlı ki açıkçası yasal düzenlemeleri yapan devlet kurumları bile uyumlu yasaları nasıl hazırlayacaklarından emin olamıyorlar. Elbette bu değişimin alışveriş merkezlerinin gelecekteki pozisyonunun ne olacağı sorusunu akla getirebilir ancak bu dönüşüm ve değişim tek yönlü gerçekleşmiyor.
Cep telefonunuz ile aldığınız görüntüyü analiz ederek size en doğru ev sinema sistemini önerecek bir Dijital Teknosa Çağrı Merkezine ne kadar uzakta olabiliriz? Muhtemelen bu süre iki elimizin parmak sayısını geçmeyecek kadar bizlere yakın.
Bu yazı Ahmet Usta tarafından yazılmıştır.
akakce.com’u karıştırırsanız adını duymadığınız nice ucuz, güvenilir alış veriş siteleri olduğunu görürsünüz. tanınmış birkaç alış veriş sitesine ve balon fırsat sitelerine bağlı kalmayın. sektörde heyecanlı nice girişimler var, onlara da şans verin. cebiniz de rahatlasın.