Hayatımızın vazgeçilmez iletişim aracı haline gelen akıllı telefonlar, baz istasyonları ve büyük şehirlerde bizleri adım adım izleyen MOBESE kameralar ile adım adım takip ediliyoruz. Sosyal medya kullanıyorsanız bu takip başka bir boyut kazanıyor. Son yıllarda devreye giren yapay zeka teknolojileriyle de bu durumu daha da ‘bilinmez’ hale getiriyor. Yoğun teknoloji kullanımı ile kişisel veri güvenliği ve mahremiyet sorunları da beraberinde geliyor. Bıraktığımız her iz şirketler ve devletler için ‘veri’ye dönüşüyor.

AB’den teknoloji devlerine yeni kurallar

AB’den teknoloji devlerine yeni kurallar

Avrupa Birliği, teknoloji devlerini mercek altına alacağı yasaları sunmaya hazırlanıyor. Yasanın firmaları dolaylı olarak etkileyeceği ifade ediliyor.

Dijital kuşatma altındayız

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Araştırmacısı olan aynı zamanda Kaliforniya ve Brandman üniversitelerinde yapay zeka konusunda dersler veren Zafer Acar, dünya genelinde akıllı telefon, bilgisayar ve internet kullanımının yüksek seviyelere ulaştığını belirterek insanların her 2 kilometrede bir dijital iz bıraktığını söyledi.

Bir etkinlikte online söyleşiye katılan Acar, “büyük veri” ve “yapay zeka” konularında bilgiler verirken internette her saniye milyonlarca fotoğraf, video ve yazının paylaşılarak milyonlarca dolarlık alışveriş yapıldığını belirtti.

Yapay zeka uygulamalarının yaygınlaştığını ve kullanım alanlarının arttığını anlatan Acar, şunları kaydetti:

“Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla yüksek düzeyde veri paylaşımı yapılmaya başlandı. Hal böyle olunca çok yüksek veri ortaya çıkıyor. Bu verileri zamanında analiz ederek bir sonuca ulaşılması için bir bilgisayar yetmiyor. Böyle olunca normal programlama dilleri çöküyor. Önceden bilgisayar programcılığı çok yaygındı. Veri tabanında veri duruyor ve program yazılıyordu ardından bir sonuç çıkıyordu.”

“Ancak yapay zekaya geçtiğimizde ise veri var, biz birkaç tane sonuç veriyoruz ve programı yapay zeka hazırlıyor. Böyle olunca bilgisayar programıyla aylar yıllar sürecek projeler birkaç milisaniyede bitebiliyor. Burada çok büyük bir değişim ve gelişmeden bahsediyoruz. İnsanlığın hayatını değiştirebilecek bir devrim niteliğinde bir gelişme. Böyle olunca işlerimiz hızlanıyor, şirketlerini masrafları ve israfları azalıyor.”

Sürekli iz bırakıyoruz

İnsanların yapay zeka uygulamaları ve teknolojik aletleri kullanarak sürekli dijital iz bıraktığına dikkat çeken Acar, şöyle devam etti:

“Artık her 2 kilometrede bir dijital iz bırakıyoruz. Ya cep telefonumuz iz bırakıyor, ya petrol istasyonlarının kameralarına takılıyoruz ya MOBESE kameralarına takılıyoruz ya da kendimiz bilerek ve isteyerek sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapıyoruz. Orada konum bilgilerimiz ve nerede olduğumuz yazılıyor, kaydediliyor.

Bunun yanında fotoğraflarımızın arka planlarındaki her şey tüm nesneler tanınıyor ve bunların ne olduğu veri tabanlarına kaydediliyor. Yani sürekli bir dijital iz bırakıyoruz.”