Çocukluğumdan beri duyarım elektirikle çalışan otomobilleri, bir de uçan arabaları… Şimdi bakıyorum da, uçan otomobiller hâlâ tatlı bir düş olsa da, elektirikle çalışan araçlar çoktan iktisadi bir kimliğe büründü ve üretilmeye başlandı. Bu alanda ülkemize 2009’da giriş yapan Toyota’nın Prius modeli, alanında ilklerden biri.

Peki ne yapıyor bu Prius ve türevi otomobiller? Kısaca hibrit teknolojisiyle çalışıyorlar. Yani yakıtı sadece aracın çalıştırıldığı anda kullanıp, geriye kalan işi elektrikli motora devrediyorlar.

Bunun anlamı, petrol tüketiminin düşmesinden tutun da, atmosfere salınan zararlı gazların azalmasına ve hatta 2030’da yaşanacağı tahmin edilen büyük enerji krizinin, düşünülenden daha düşük şiddette gerçekleşmesine kadar gidiyor…

Neresinden Baksanız, Kazanan İnsan

2009’u özel yapan ise, hibritin git gide yaygınlaşması ve firmaların birbiri ardına bu teknolojiyle ilgili çözümler hazırlamalarıydı. Toyota, 2010’da kuracağı hibrit istasyonları planladı ve Japonya’nın 11 farklı bölgesine, 21 istasyon açacağını duyurdu.

Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden Ferrari de bu teknolojiye uzak durmayanlardan. Hız devi, hibriti yüksek performanslı araçlarına taşıyacağını açıkladı. 2010 Los Angeles Auto Show fuarında, Audi de yeni hibrit Q5 modelini tanıtacak… Bu örnekler böyle uzayıp gidiyor…

Hibriti gündelik yaşama sokmak isteyen şehirler de mevcut. Bu açıdan Londra kenti için hazırlanan uzun vadeli planlarda, 2015’de 22.500 şarj noktasının oluşturulacağı belirtiliyor. Uzun lafın kısası, anı kurtaran teknolojilerin yanında hibrit, geleceğe atılmış sağlam bir adım gibi görünüyor…

:: Hibrit teknolojisi hakkında görüşlerinizi bizimle paylaşın.