Üzerinde yaşadığımız galaksi oldukça yaşlı. Her ne kadar bilimsel çalışmalar hızla ilerlese de evrenin sırlarına daha vakıf olamadık. Araştırmalar hız kesmeden devam ediyor. Bilim adamları yakın zamanda yeni bir soruyu gündeme taşıdılar: Galaksimiz devasa bir boşlukta mı yüzüyor? İşte detaylar…

Hubble Balonu teorisi, Einstein’in teorisini çürütüyor!

Bilim dünyası yıllardır evrenin sırlarını çözmeye çalışıyor. Uzay teleskoplarının gözlemleri, evrenin gizemini çözmeye çalışıyor. Bunun için üzerinde yaşadığımız galaksinin nasıl oluştuğunu çözmek için gözlemler yapıyor. Bilim insanları neredeyse bir asırdır bu duruma yanlış yaklaşmış olabileceğini düşünüyor. Galaksimizin bir boşlukla çevrelenmiş olabileceğini öne süren yeni bir teori, ortaya koydular. Bu durum ivmeyi daha iyi açıklamaya yardımcı olacak. Bilim insanları bu teoriye “Hubble Balonu Teorisi” adını veriyor.

Hubble Baloncuk Teorisi

Bilim insanları yıllardır evrenin genişlemesindeki ivmeyi, Hubble-Lemaitre sabiti olarak bilinen bir teoriyi kullanarak açıkladılar. Bu teori, galaksilerin birbirlerinden uzaklaşma hızının, birbirlerinden ne kadar uzak olduklarıyla doğru orantılı olduğunu söylüyor. Ne yazık ki, gerçek dünya gözlemleri bu sabitle tam olarak örtüşmüyor.

Hubble’dan sıra dışı bir keşif! Sıra sıra dizilmiş galaksiler!

Hubble’dan sıra dışı bir keşif! Sıra sıra dizilmiş galaksiler!

Hubble, kısa süreli bir molanın ardından görevine tüm hızıyla geri döndü. Çektiği görüntüde sıra sıra dizilmiş galaksileri yakaladı.

Almanya’daki Bonn Üniversitesi ve İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi bu konuyu araştırmak için bir araya geldiler. Bilim insanları bu soruna farklı bir çözüm arıyorlar. Araştırmacıların yaptığı yeni bir araştırmaya göre, galaksimiz pasta içindeki hava kabarcığına benzeyen devasa bir boşluğun içinde yüzüyor.

Hubble Balonu Teorisi, evrenin galaksimizin yakınında diğer yerlere kıyasla daha hızlı genişlediğini öne sürüyor. Araştırmacılar, bunun etrafımızda bir miktar boşluk oluşturduğunu iddia ediyor. Ayrıca galaksiyi çevreleyen uzay bölgesinin, etrafımızdaki kozmosun geri kalanından daha düşük bir yoğunluğa sahip olduğunu belirtiyor.

Evreni açıklamak için kullandığımız mevcut modeller, bu tür baloncukları hesaba katmıyor. Bu nedenle, bu tür araştırma astronomide kullandığımız formülleri kökten değiştirebilir. Ayrıca otorite olarak kullandığımız yasaları ve temelleri yeniden incelememiz gerekiyor.

Mevcut teori ve formüllerin birçoğu Einstein’ın çekim kuvveti teorisine dayanıyor. Ancak bu kuvvetler Einstein’ın öngördüğünden çok daha farklı tepki veriyor. Dolayısıyla, eğer evreni gerçekten anlamak istiyorsak, onları tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.