Hubble Uzay Teleskobu‘nun 31. yıldönümünde, araştırmacılar kutlamak için galaksideki en ünlü yıldızlardan birini görüntülemek için teleskopu kullandılar. Bu kapsamda görüntülenen AG Carinae, göz kamaştırdı. Samanyolu‘ndaki en parlak yıldızlardan biri olan Carinae, 1 milyon güneşe eşdeğer miktarda ışık yayıyor. Ancak, 20.000 ışıkyılı uzaklık ve aramızdaki büyük miktarda toz nedeniyle, genellikle çıplak gözle görülemiyor.
Hubble gibi teleskoplarla görülebilen yıldızı incelemek, ekstrem yıldızların nasıl geliştiği hakkında bilgi verebiliyor ve güzel görüntülere sahne oluyor.
Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan bir ekip, kütlesi ve kapsamı ilk kez kaydedilen NGC 6397 küresel yıldız kümesinde, 7800 ışık yılı uzaklıkta küçük kara deliklerin yoğunlaştığını keşfetti.
Bilim adamları görünür ışık ve morötesi dalga boylarından gelen verileri kullanıyor.
AG Carinae’nin ultraviyole aralığına bakmak bilim adamlarının yıldızı çevreleyen toz yapılarını daha ayrıntılı görmelerine olanak tanıyor. Bu durumda görüntü, hem görünür ışık hem de morötesi dalga boylarından gelen verileri kullanıyor.
AG Carinae çok parlak olduğu için muazzam miktarda yakıt yaktığı ve oldukça dengesiz olduğu belirtiliyor. Hubble bilim adamları, onu normalden daha büyük bir boyuta kadar şişirdiği ve uzaya gaz katmanları attığı için “sarsıcı nöbetler” olarak tanımlıyor.
Ayrıca bu püskürmelerin, güneş kütlesinin 10 katı kadar büyük miktarda malzeme atabildiği düşünülüyor. Bu muazzam patlamadan birinin, 10.000 yıl önce meydana geldiğinde, yıldıza kendine özgü görünümünü veren güzel toz ve gaz kabuğunu yarattığı iddia ediliyor.
Bunun gibi yıldızlar, en azından yıldız açısından uzun süre dayanmazlar ve birkaç milyon yıllık ömürleri vardır. Çünkü yakıtlarını çabucak tüketirler ve genç yaşta ölüyorlar. Böylesine çok parlak bir yıldızın sarsıcı fazına parlak mavi değişken deniyor ve bunları incelemek, yıldızları aşırı koşullarda görme şansı sunuyor.
Shiftdelete.netAlmanya, Bochum‘daki Ruhr Üniversitesi’nde parlak mavi değişken uzmanı olan Kerstin Weis Hubble açıklamasında, “Bu tür yıldızları incelemeyi seviyorum çünkü onların istikrarsızlığından etkileniyorum,” dedi.
