Birleşmiş Milletler Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) yeni raporunu yayımladı. Panelin 2014’ten bu yana yayımladığı ilk büyük bilimsel değerlendirmesi, küresel ısınmanın korkulandan daha hızlı yayıldığını gösteriyor. Ayrıca rapor, krizin neredeyse tamamen insanlığın suçu olduğunu açıkça gösteriyor. İşte raporda dikkat çeken bazı gerçekler…
Erkekler iklim değişikliğine daha çok neden oluyor
Yeni bir çalışmaya göre, erkekler kadınlardan daha fazla iklim değişikliğine neden oluyor. Peki, bunun nedeni sizce ne olabilir?Doğal iklim müttefiklerimiz zayıflıyor
Yaklaşık 1960’tan beri ormanlar, toprak ve okyanuslar, insanlığın atmosfere saldığı tüm CO2‘nin (karbondioksit) yüzde 56’sını emiyor. Bu emisyonlar yarı yarıya artmış olsa bile. Doğanın yardımı olmasaydı, Dünya zaten çok daha sıcak ve canlı yaşamı için daha kötü bir yer olurdu.
Bununla birlikte, küresel ısınmaya karşı mücadelemizdeki bu müttefikler (karbon yutakları) doyma belirtileri gösteriyor. Emdikleri insan kaynaklı karbon yüzdesi, yüzyıl ilerledikçe muhtemelen düşecek.
Rapor, insan kaynaklı küresel ısınmanın sıcak hava dalgası, kasırga veya orman yangını gibi belirli aşırı hava olaylarını artırdığını açıklıyor.
Örneğin, birkaç hafta içinde bilim insanları, Haziran ayında British Columbia‘yı harap eden rekor kıran sıcak hava dalgasının iklim değişikliğinin etkisi olmadan “neredeyse imkansız” olacağını belirledi. Daha genel olarak, 2021 IPCC raporu, öncekinden çok daha fazla güvenli bulgu içeriyor.
Küresel okyanuslar 1900’den bu yana yaklaşık 20 santimetre yükseldi. Artış oranı son on yılda neredeyse üç katına çıktı. Antarktika ve özellikle Grönland‘ın tepesinde parçalanan ve eriyen buz tabakaları, ana itici güç olarak buzul erimesinin yerini aldı.
Küresel ısınma 2 °C ile sınırlandırılırsa, okyanus filigranı 21. yüzyılda yaklaşık yarım metre yükselecektir. 2300 yılına kadar yaklaşık iki metreye yükselmeye devam edecek. Bu, 2019’da IPCC’nin tahmin ettiğinin iki katı.
İklim değişikliği mücadelesinde yeni düşman
Rapor, CO2′den sonra en önemli ikinci sera gazı olan metan (CH4) hakkında her zamankinden daha fazla veri içeriyor. Emisyonların durdurulamamasının Paris İklim Anlaşması hedeflerini baltalayabileceği konusunda uyarıyorlar.
İnsan kaynaklı kaynaklar kabaca bir tarafta doğal gaz üretimi, kömür madenciliği ve çöplüklerden kaynaklanan sızıntılar ve diğer tarafta hayvancılık ve gübre işleme arasında bölüştürüldü. CH4, atmosferde CO2 kadar uzun bir süre kalır. Ancak ısıyı tutmada çok daha verimli. CH4 seviyeleri en az 800.000 yıldaki en yüksek seviyelerinde.
Raporda araştırmacılar, ele aldıkları beş sera gazı emisyonu senaryosunun hepsinde, Dünya’nın ortalama yüzey sıcaklığının 2030 civarında sanayi öncesi seviyelerin 1,5 veya 1,6 santigrat derece üzerine çıkacağını tahmin ediyor. Bu, IPCC’nin 2018 tahminlerinden tam on yıl önce sıcaklığın artacağı anlamına geliyor.
Yüzyılın ortalarına gelindiğinde, 1.5 °C eşiği aşılmış olacak. Buna karşın, her şeyi doğru yaparsak küresel sıcaklıklar, 1,5 °C hedefini aştıktan sonra 2100 yılına kadar 1,4 °C’ye düşecek.