FPS türünün müdavimleri için Wolfenstein‘ın yeri başkadır. Zira yapım, türünün ilk örneği olup, ardından gelen binlerce oyuna da ilham vermiştir. id Software‘in geliştirdiği Wolfenstein’ın ardından, aynı ekip Doom ve Quake fenomenlerine imza atarak, adlarını oyun dünyasının unutulmazları arasına sokmayı başardı. Ancak nerede id Software anılsa, mutlaka bahsi geçecek bir firma daha var. O da Raven Software. id’nin ortağı olan firma, Heretic, Hexen gibi başarılı FPS’ler geliştirerek, oyun dünyasında kendine haklı bir yer kazandı.
Bu iki usta ekibin bir araya gelerek geliştirdiği yeni Wolfenstein, geçtiğimiz günlerde satışa sunuldu. B.J. Blazkowicz adlı ajanı kontrol ettiğimiz yapımda, Nazi‘lerin süper asker deneylerini engellemek için özel bir örgüt tarafından görevlendiriliyoruz. Almanların “Black Sun” adını verdikleri enerji sayesinde gerçekleştirilen deneyler neticesinde, doğa üstü güçler açığa çıkıyor. Biz de zaman zaman bu güçleri kullanarak, tek başımıza Nazi’leri yenilgiye uğratmaya çalışıyoruz.
{pagebreak::+18}
+18
Tek başımıza derken, arada sırada yanımıza katılan, bize yardım etmek veya bir yerden bir yere ulaşmamızı sağlamakla görevli askerler de mevcut. Ancak, figüran oldukları için, kısa bir süre sonra onlarla yollarımız ayrılıyor ve yapay zeka yoksunu Nazi askerleriyle baş başa kalıyoruz. Hemen yanında olmanıza karşın, uzaktaki yandaşlarımızı daha büyük tehlike olarak algılayıp, onlara ateş açan mı dersiniz, yoksa ufacık bir odanın içinde bomba atan mı? Düşmanlar o kadar gaza gelmişler ki, bizi öldürebilmek için daracık odada bomba kullanıp kendilerini de feda edebiliyorlar…
Parlak ceketli dostumuz, gizli bir operasyon için biçilmiş kaftan gibi görünmüyor. Bu grafik hatası, komik bir enstantaneye yol açıyor.
Ancak biz o ufak odadan birkaç saniye içinde çıkabiliyorken, onların tehlikeyi algılayıp çıkması biraz zaman alıyor(!) Zaten genelde patlamayla beraber, bulundukları yerden uçarak ve ölü halde uzaklaşıyorlar. Bu bombalama anlarında veya silahlı çatışmalarda, kopan kol ve bacakları görmek etkileyeci. Zira bu durum oyuna gerçekçilik katıyor fakat eğer yaşınız 18’den ufak ise, Wolfenstein’ın sakıncalı içerikler içerdiğini belirtmek gerek. Zaten yapımın kutusunda 18+ ibaresini göreceksiniz.
{pagebreak::id Tech 4}
id Tech 4
Patlamalar ile beraber çevreye dağılan sadece insan vücudu parçaları değil. id Tech 4‘ün (Doom 3’ün oyun motoru) epeyce modifiyeli bir sürümüyle geliştirilen Wolfenstein’da Havok fizik motoru da bulunuyor. Bu sayede çevredeki objeler de hareket ediyor ve bir kısmı da parçalanıyor. Ancak genellikle, önceden belirlenen yerlerde bu özelliğin aktif olduğunu görüyorsunuz. Oyunun koca dünyası, genellikle sabit ve hasar almıyor.
Dolayısıyla kapalı kapıları kırıp geçmek gibi bir rüyanız varsa, derhal uyanın. Bunun yerine, oyunun konusunun da merkezinde duran Veil modu mevcut. Gücünü gizemli bir kaynaktan alan bir madalyon sayesinde, dört farklı özel yeteneğe sahip oluyoruz. Ateş gücümüzü artırabileceğimiz bu mod sayesinde, ister kalkan yaratıyor, ister zamanı yavaşlatıyor, ister de farklı bir boyuta geçebiliyoruz. Bunlar arasında en dikkat çekeni ve daha oyunun başlarında kullanıcıya sunulanı farklı boyuta geçme özelliği.
Sergei, bu tür ortamlara pek alışık değil(!) Baksanıza yüzüne.
{pagebreak::Veil}
Veil
Prince of Persia: Warrior Within‘i oynadıysanız, bilirsiniz. Bazı kapalı kapıları geçmek için, zamanda geri ya da ileri gider, mekanın farklı bir zaman dilimindeki haline ulaşırdık. Tesadüf eseri o dönemde de o kapı açık olurdu… Şimdi aynı mantık Wolfenstein’da da mevcut. Bir yere geliyorsunuz, geçit yok. Diğer boyuta geçiyorsunuz karşınızda koskoca bir açık alan duruyor. Bu mod ve zamanı yavaşlatmaya dayalı bulmacalarla sık sık karşılaşacağınız yapımda, elbetteki bu özellikleri sınırsız kullanamıyoruz.
Önceki
Enerjisini güç havuzlarında ve bazı tüpler sayesinde doldurabileceğimiz Veil modunu kullandıkça, ekranın alt tarafındaki açık mavi bar azalıyor. Neyseki ne zaman bu modları kullanmak gerekse, çevrede dolum yapabileceğimiz bir yer mutlaka bulunuyor. Tipik, klasik bir FPS Wolfenstein. Ancak silah geliştirmeleri gibi seçenekler ile türün standart örneklerinden daha detaylı duruyor. Öyle ki, oyunda görev yaptıkça para kazanıyoruz ve birikimlerimizi susturucu ya da daha fazla mermi miktarı gibi eklentilere harcayabiliyoruz.
Sonraki
{pagebreak::Konuşarak Etkileşim}
Konuşarak Etkileşim
Kimi mekanlarda silah alışverişi yapabildiğimiz oyunda, bazı insanlarla konuşarak etkileşime girme seçeneğimiz de var. Bu yönden yapım Far Cry 2‘yi andırıyor. Bir binaya giriyorsunuz ve oradaki herkes dost. Onlarla konuşup, bilgi alabildiğiniz gibi, silah ve benzeri mühimmatları da portföyünüze katabiliyorsunuz.
Single player’ın yanında, Lan veya İnternet üzerinden de oynanan Wolfenstein’ın grafikleri türün en iyi örneklerinin bir hayli gerisinde. Crysis ve Call of Duty gibi yapımlarla karşılaştırıldığında, yeni yapımın görselleri pek de etkileyici görünmüyor. Oyunda tatmin edici silah sesleri bulunsa da, düşman seslendirmelerinin kendini tekrar etmesi dikkatlerden kaçmıyor. Genel olarak bakıldığında Wolfenstein, güzel özellikleri olsa da, ne bir Call of Duty, ne de bir BioShock. Senaryonun geri planda kaldığı ilerle öldür mantığı ve yapay zeka hataları, yapımın puanını düşürüyor. Yine de serinin müdavimiyseniz, keyifli saatler geçirmenize yol açabilir.
Puan: 10/7.8
:: Wolfenstein oyunu hakkında görüşlerinizi forumda paylaşın.
Oyunu bitirdim ve baya hoşuma gitti. Şimdiye kadar oynadığım en iyi oyun demek abartı olur ama oyuna bağlayan atmosfer veren güzel bir oyun…
Bir gecede bitirdim oyunu garçekten çok zevkliydi. Hele son bölüm nasıl kastı anlatamam 🙂
usta kalemden şahaser bir inceleme aykut gökerin abonesi oldum