Bütün internet ve yerel ağ yapıları temel olarak bilinen adreslere tespit edilen yollardan paketleri bir şekilde ulaştırmak, paketler ulaştığında da geriye dönük bir alındı mesajını geri göndermek prensibi üzerinden çalışıyor. Akıcı medya (streaming media) uygulamalarının da bizi sinir etmesinin sebeplerinden birisi de bu. Çok yüklü, çok paket var ama açık yolu bulmak bazen zorlaşıyor.
Paket göndermeyelim de ne yapalım?
Danimarka’daki Aalborg üniversitesinde yapılan çalışmalar paket mantığını ortadan kaldırarak farklı bir yaklaşım getirmek üzerine yoğunlaşmış durumda. Ağ üzerinde taşınacak verinin her noktaya ayrı ayrı gönderilmek yerine çeşitli matematiksel ifadeler biçiminde ağa dağıtılması ve her istemcinin kendi işine yarayacak veri parçacığını bu yayından çekerek farklı noktalardan gelen parçacıkları bir araya getirerek işine yarayacak kayıpsız ve eksiksiz veriyi oluşturması gibi bir prensip düşünülmüş.
Birçok farklı yazılımsal kodlamayı desteklediği belirtilen bu uygulama geliştirme arayüzü varsayılan olarak Rastgele Doğrusal Ağ Kodlaması‘nı (random linear network encoding, RNLC) kullanıyor. Bu teknolojinin cihazlarda yer bulabilmesi ve internetin şeklinin değişebilmesi için geliştirici ekip Steinwurf isimli bir şirket aracılığıyla Silikon Vadisi‘ne de merhaba demiş durumda. Matematiği iyi olanlar gereksiz derecede ayrıntılı bilgiyi buradaki belgeden edinebilirler.
Bu olay internet tarihini silip yeni baştan yazmak demek. Geçiş başladıktan sonra, geçişin tamamen tamamlanması belkide yüz yıl sürer. Ancak ulusal internet trafiğini %40 – %50 ölçüde azaltacağıda kesin.
Biz göremeyiz zaten o günleri. Belki torunlarımız görür
Internet teknolojisi her ne kadar da gelişmiş de olsa kat edeceği çok yol var. günümüzün büyük paketleri ne yetişemiyor.
Tutmaz bu iş arkadaş
Bana çok mantıklı gelmedi. Güvenlik sorunlarına fazlasıyla açık gibi görünüyor. Yayın şeklinde olursa başkalarının bilgilerini ele geçirmek oldukça kolay olacaktır diye düşünüyorum.