Puan: 10/7

Son zamanlarda sinema dünyasının merakla beklediği bir yapım var; Avatar. Geçmişte Terminator, Rambo II, Aliens ve Titanic‘i yazıp yöneten James Cameron’un imza attığı yeni film, 18 Aralık 2009’da vizyona girdi.

Gizemli bir gezegen olan Pandora‘da yaşayan Na’vi halkının huzuru, bölgeye insanların gelmesiyle bozulur. Aslen barışçıl olan bu ırk, insanların agresif tavırları yüzünden savaşma raddesine gelmiştir. Pandora’da rahat nefes alamayan insanlar, gezegen üzerinde kolaylıkla keşif yapabilmek için, kendi ürettikleri İnsan ve Na’vi karışımı yeni bir ırk oluşturur. Bu ırk görsel olarak neredeyse Na’vi’lerin aynısı olmasına karşın, makineler vasıtasıyla insanlar tarafından yönetilmektedir. Kısa bir süre sonra işler karışır ve insanlar ile Na’vi’ler arasında savaş başlar… İşte bu senaryoyu ele alıyor James Cameron’s Avatar ve aynı adlı video oyunu.

{pagebreak::Sistem Dostu}

Sistem Dostu

Basit ama şık bir menü ile karşılıyor bizi yapım. Adettendir, evvela Ayarlar (Options) seçeneğine göz atıyoruz. Eğer DirectX 10 destekli bir ekran kartınız ve buna uygun bir işletim sisteminiz varsa (Windows 7 ve Vista gibi), seçenekler arasında DX9 veya DX10 arasında tercih yapma imkanı da bulunuyor. DX11 ise henüz Avatar’a uğramamış. Ancak bu dezavantaja karşın, geniş grafik ayarları sayesinde yapım, düşük sistemli kullanıcılar için bile oynanabilir bir performans veriyor.

Peki oldukça sağlam bir sisteminiz varsa, buna ek olarak 3B özelliği olan bir de monitör sahibiyseniz, öyleyse Avatar sizin için tam bir görsel şölen olacak demektir. Zira yapım, içerdiği 3B desteğiyle, görüntüde derinliği artırarak, modellemelerin bazılarını arkada, bazılarını ise önde gibi resmediyor. Tabii bütün bunlar, 3B teknolojisine sahip bir monitör ile olacak gerçeklikler.

{pagebreak::Bir Na’vi’m Olsun}

Bir Na’vi’m Olsun

Oyunun başında karakter seçme ekranı karşımıza geliyor. Burada hem tercih edeceğimiz modellemeyi, hem de onun Na’vi halini görebiliyoruz. Tercihimizi yaptıktan sonra hikaye başlıyor. Tutorial kıvamında ilk görevlerden sonra Pandora gezegenindeki maceramız start alıyor. İlk etapta insan şeklinde ilerliyoruz ve Pandora’nın vahşi yaratıklarıyla karşılaşıyoruz. Sonrasında ise Na’vi’ler ile tanışıyoruz. Bu aşamada özel yeteneklerimiz olduğunu ve geliştirilebilir becerilerimizin bulunduğunu da belirtelim. Zira bu özellikler sayesinde, kalabalık düşman saldırılarını savuşturmak ya da topuklayıp kaçmak mümkün oluyor. Ancak bunları kullanmadan da ilerlemek isteseniz, ilerlersiniz. Yani çok da mühim değiller.

İnsan formundayken kullanabilecek birçok araç mevcut. Karada, denizde ve havada ilerlemek için gerekli olan yerlerde o araçları bulabiliyoruz. Na’vi formundayken ise (Buna görev icabı oyun karar veriyor), karşımıza Pandora’nın binek hayvanları çıkıyor. Örneğin at benzeri ancak 6 ayaklı bir yaratık ile uzun mesafeleri yakın etmek çok kolay. Ancak araçlardan daha çabuk hasar aldıkları için, çatışmalara bu yaratık ile girmek pek akıl kârı değil.

{pagebreak::Oynayamayış}

Oynanamayış

Peki, James Cameron’s Avatar’ı benzerlerinden ayıran ne? Bu soruya olumlu bir yanıt vermek zor. Maalesef basit bölüm tasarımları ve ara ara oynanışı baltalayan kamera problemleri oyundan alacağınız zevkin önüne geçiyor. Hele ki, hep aynı şeyleri birbirinin benzeri yerlerde yapıp durmak, yaklaşık 10 saat oynama süresi olan Avatar’dan erkenden sıkılmanıza bile yol açabilir. Kamera problemleri ise genellikle dar alanlarda ve aksiyon anlarında ortaya çıkan bir başka problem.

Çevrenizi yaratıklar sardığında, onları bulup teker teker elimine etmek için bir de kamerayla savaş vermeniz gerekiyor. Zira ne yaparsanız yapın, istediğiniz açıyı yakalamakta zorlanıyorsunuz. Muhtemelen bu problem için bir yama yayınlanabilir. Tabii yapımın güzel grafiklerine kendini kaptıranlar için bu sorun dikkat çekmeyecektir. James Cameron’s Avatar’ın belki de en iyi yanı görselleri.

{pagebreak::Etkileyici Görseller}

Etkileyici Görseller

Yapım, başta karakter modellemeleri ve animasyonları olmak üzere, başarılı görseller sunuyor. Tabii şu ana kadar göreceğiniz en gerçekçi yüz çizimlerini bu oyunda bulamayacaksınız ancak günümüz grafik teknolojileri baz alındığında, ortalamanın üzerinde olduğunu belirtmek yanlış olmaz.

Çevre detaylarına baktığımızda, özellikle orman atmosferinin gayet başarılı olduğu gözümüze çarpıyor. Uzak mesafede bile bir hayli gerçekçi duran bitkiler ve ağaçlar, ortamın inandırıcılığını destekliyor. Su efekti biraz basit olsa da, ışıklar ve modellemeler ile yapımın grafik kalitesi genel olarak başarılı.

{pagebreak::Son Sözler}

Son Sözler

Övgüye layık görseller gibi seslendirmeler de, filmden alınmış konuşmalar içeriyor. Dolayısıyla ortaya, Michelle Rodriguez, Sigourney Weaver ve Stephen Lang gibi ünlü oyuncuların seslendirmeleriyle süslü bir James Cameron’s Avatar çıkıyor. Müzikler ise maalesef yapımın zayıf yanlarından biri. Biraz fazla geri plana itildikleri için fark edilmiyorlar. Hatta oyunun ayarlarını açıp, müzikler maksimum seviyedeyken diğer işitsel öğeleri biraz kısmanız, daha keyifli bir oynanış sağlayabilir.

Avatar, 10 saatlik pek de uzun sayılmayacak bir oynanış süresi sunmasına rağmen, bu açığı Multiplayer ile kapatmayı amaçlıyor. Ancak yapım, üçüncü şahıs görünümlü bir aksiyon oyunu olduğu için, bu çözüm de uzun vadeli bir oynanış sunmayacaktır. Zira günümüzde bu türün oyunları genellikle single player olarak tercih ediliyor. Genel olarak bakıldığında, ortalamanın biraz üzerinde bir yapım ile karşı karşıyayız. Yalnız puanının büyük çoğunluğunu grafiklerden aldığını belirtelim. Eğer filmi izleyip gaza gelirseniz, belki bir hevesle bitirirsiniz de. Buna karşın yalnızca türün müdavimiyseniz, tek düze görevlerden sıkılıp yarıda bırakmanız da olası…

Puan: 10/7

{pagebreak::Alternatif Bakış}

Alternatif Bakış

Cem Süer: Son yılların en iyi filmlerden birine hiç yakışmayacak bir oyunla karşı karşıyayız. Ucuz para kazanmak isteyen yapımcılar, merakla beklenen bir sinema eserinden birkaç hafta önce oyunu piyasaya sürerek seyircilerin zaaflarından faydalanmak istemiş. Basit yapısı olan oyunun askeri üstte geçen grafikleri yıllar öncesinden kalmış gibi duruyor. Ancak Pandora’nın ormanlarına çıktığımız zaman animasyonlar gözünüzü boyayacak. Aslında kaliteli olmayan kaplamalar sadece, pastel renklerdeki renk paletleri nedeniyle daha kaliteli duruyor. Oyunun orta, yüksek ve ultra grafik seviyeleri arasında ciddi bir farka rastlamadım. Sadece daha bir makine kasılıp duruyor. En rahatsız edici durum ise, filmin ana karakterlerinin kontrol edemeyişimiz.

Filmi izleyip, görselliğiyle büyülenip sonra da aynı maceraları yaşamak istiyorsanız yanlış adrestesiniz. Yapımda, aynı Avatar filmi gibi üç boyutlu görüntü de bulunuyor. Ancak bunun için özel bir monitör ve gözlüğe ihtiyacınız var. Ancak bu sisteme yatırım yapan yapımcılar, kaç kişide bu tarz cihazların olduğunu hesaplamamışlar sanırım. Tabii, Avatar the Game tamamıyla üstü çizilecek bir yapım değil. Ata binmek ve araç kullanmak yapımın en zevkli yanları. Özellikle Avatar’lar sayesinde ormanda maceraya atılmak gerçekten çok zevkli. Eğer bu oyun, ünlü bir filmin adına sahip olmasaydı, büyük ihtimalle sadece geri kalmış oynanış sistemi nedeniyle eleştirilebilirdi. Ancak sinema tarihini değiştiren bir filmle aynı adı taşıması, özellikle de bu yapıtı izlediyseniz beklentilerinizi bir hayli artıracaktır. Ne yazık ki bu beklentileri bulamayacaksınız. Ortalamanın üzerinde ve oynamaya layık görülebilecek bir yapımla karşı karşıyayız.

:: James Cameron’s Avatar hakkında ne düşünüyorsunuz?