Reklam

Kaçak İzlemeyelim de Ne Yapalım?

57
Reklam

Dizimag sitesinin kapatılması ile tekrar gündeme geldi çevirimiçi yasal olmayan site ve uygulamalardan dizi veya film seyredilmesi konusu. Açıkçası 2001 yılından beri hem yayıncı, hem içerik sahibi, hem de izleyici tarafında bulunmuş ve Internet yayıncılığı konusunda ahkam kesecek kadar bilgi sahibi olduğunu düşünen biri olarak ben de birkaç fikir paylaşmak isterim.

Öncelikle işin beş tarafı var. Bunu net olarak algılamak gerekiyor. İzleyenler, kaçak yayınlayanlar, yasal yayıncılar, içerik sahipleri ve reklamcılar. Neden kaçak yayın yapan siteler ve uygulamalar var ve bu kadar ilgi görüyor diye soracak olursak alacağımız cevap çok basit.

Bu siteler, en güncel (hatta sinemalarla aynı anda), en çeşitli içeriği üstelik bedava sunuyorlar, herhangi bir lisans giderleri yok. İzleyiciler de rahatlıkla giriyor siteye istediği içeriğe tıklıyor ve izlemeye başlıyor, çoğu bunun yasadışı olduğunu dahi bilmeden. Ama izleyici açısından bakarsak mecbur kaldıklarını da söyleyebiliriz.

Reklam

İzleyici sabırsız!

Günümüzde izleyiciler artık sabırsız. İstedikleri içeriğe çok hızlı ulaşmak istiyorlar ancak bu sürate yasal platformların ulaşması mümkün değil. Bunun en önemli sebebi içerik sahibi stüdyoların içeriklerin yayınlanması konusundaki kısıtlamaları. Öncelikle ben yasal bir platform kurmak istiyorum dediğinizde gidip her stüdyo ile ayrı ayrı anlaşma yapmanız gerekiyor.

Bu anlaşma sürecinde önünüze engeller çıkıyor tabiki, ilk olarak ciddi bir yıllık minimum garanti ödemeniz gerekiyor. Bu minimum garanti çoğunlukla Pazar şartları göz önünde bulundurulmadan istenen ve bu işten vaz geçmenize neden olabilecek kadar yüksek rakamlar.

 {pagebreak:::: 2}

Fiyatta anlaştıktan sonra teknik onay süreci başlıyor. Burada da stüdyoyu içeriklerin çalınmayacağına, yetkisiz kişilerin izlemesine engel olacağınıza vs. ikna etmeniz gerekiyor. Bu süreç bile başlı başına 2-3 ay süren ve ciddi testlerden geçen bir süreç. Stüdyo’nun kurallarına uymak için çoğu zaman ciddi teknik yatırım bile gerekebiliyor.

TV hakları

Tüm bu aşamaları geçtikten sonra da istediğin içeriği kafanıza göre yayınlayamıyorsunuz. Stüdyoların izin verdiği tarihlerde ve izin verilen adet kadar içeriği izletme şansınız var. Yani ben hakları aldım tüm filmleri, dizileri yayınlayabilirim diye düşünmemek lazım. Sonuç olarak ciddi bir para yatırıp, üstüne güvenli ve kaliteli yayın yapmak için önemli bütçelere altyapı yatırımı yaptıktan sonra filmleri sinemalarda oynadıktan üç ay sonra yayına girebiliyor, sadece izin verilen süre kadar yayında tutabiliyorsunuz. Dizilerde de yine benzer bir durum var ve TV hakları ile çakışmayacak şekilde yayınlamak zorundasınız.

Tüm bunlar yapılırken kaçak siteler ne yapıyor? Öncelikle içerik için bir maliyetleri yok. Torrent vs gibi yerlerde bulunan tüm içerikler onlara ait. Ayrıca altyapı, güvenlik gibi konulara yatırım yapmalarına da gerek yok gidip Rusya’da bulunan Facebook benzeri sitelere içeriklerini yükleyen bedava yayınlayabiliyor.

Yasal olarak bir satış yapmadıkları için ne vergi ödüyorlar, ne de para akışı takip edilebiliyor. Reklam gelirleri ise ya şahsi olarak yurtdışında hesaplar üzerinden ilerliyor, ya da işin boyutu büyük ise yurtdışında açılmış hesaplara aktarılıyor.

{pagebreak:::: 3}

“Elimiz kolumuz bağlı”

O zaman yasal yayın yapan uygulamalara veya sitelere yorum yapan izleyicilerin birazcık düşünmesi gerekiyor. Genelde bizler de bu tarz bir platform işletmecisi olduğumuz için sık sık rastladığımız yorumlar var. İnsanlar “burada eski filmlere niye para vereyim, gider XXXX uygulamasından veya XXXX sitesinden bedava izlerim üstelik sinema da oynayan filmler bile aynı anda yayında” diye yorumlar yapıyorlar. Pahalı dedikleri fiyatlar aylık 4 – 5 TL ama onlar maalesef daha günceli ve daha fazlasını istiyorlar ve sen yasal olarak bunu yapamadığın için elin kolun bağlı.

Geçtiğimiz dönemde birçok firma bu işlere girdi ve birinci senenin sonunda bu işe para yatırmaktan vaz geçip çekilmek zorunda kaldı. Maliyetler maalesef bu işin sürdürülebilir olmasını engelliyor. Peki burada kim suçlu? Öncelikle bence üç suçlu taraf var. Birincisi bu sıkıntıyı bilen ve boşluktan yararlanıp kaçak yayın yapan site sahipleri. Çok net suçlular ve buralarda dönen reklam paralarını bilmeyenler sanki bu siteler hayır işi yapıyormuş gibi düşünüyorlar.

İkincisi reklam verenler. Bu kaçak sitelerde birçok büyük markanın reklamları dönüyor, belki ajanslar trafiğe odaklandıkları için göz ardı ediyorlar ancak bu sitelerin ayakta kalmasını ve yenilerinin açılmasını teşvik eden en önemli etken bu reklamlar.

Gelelim üçüncü tarafa. Tabiki, içerik sahipleri. Yıllardır bu mecraya mesafeli yaklaşan, yasal yayın yapmak isteyenleri teşvik edeceklerine ciddi rakamlar isteyerek onların yaygınlaşmasını engelleyen, teknik ve yayın zamanları konusunda kuralları güncel taleplere göre revize etmeyen içerik sahipleri aslında kendilerine de zarar veren bu kaçak sitelerin çıkması önünde en önemli engellerden biri.

İzleyici ne yapıyor?

İzleyiciler ise aslında doğal olarak güncel ve bedava içerik nerede varsa oraya yönleniyorlar. İnsanlar aslında para vermekten çekinmiyorlar veya illa kaçak bir siteden izleyeceğim demiyorlar. Ama ben yasal izleyeceğim diyen kişinin önünde çok fazla seçenek kalmıyor, üstelik aylar önce oynamış içeriklerle karşılaşıyorlar.

Açıkçası bu konuda en güzel gelişmeyi müzik sektörü yaptı. Zaten ülkemizde büyük operatörlerin servisleri yaygın birşekilde kullanılırken, Karnaval gibi yeni mecralarla müziğe erişim oldukça kolay ve çeşitli hale geldi. Son olarak Spotify’ın ülkemize gelmesi ile artık çok rahat korsan müzik indirme işinin bundan iki sene önceye göre ciddi düştüğünü söyleyebilirim.

Sonuç olarak kaçak sitelerde yayın izleyenlere kızmak yerine onların taleplerini anlayıp aynen müzik alanında olduğu gibi daha güncel ve zengin içeriği sağlamak için çalışmalıyız. Tabi bunu yapabilmek için yukarıda bahsettiğim gibi içerik sahiplerinin ve reklam verenlerin de ellerine taşın altına koyması gerekiyor.

Yazar: Mete Bayrak

mete.bayrak@motiwe.com

:: Yasal dizi izleme platformlarını kullanmayı düşünüyor musunuz?

 

57 Yorum

  1. ck-xe Nickli Üyeden Alıntı
    Mantığı beğendim. Televizyondan izlemesi bedava ama internetten izlemesi ücretli…

    Mantıken tv de izlemesi ücretsiz değil. Tv de izlemek içinde 60 dk bir dizi için 20 dk. reklam seyretmek zorundasın. Böylece ücret olarak hem reklam izlemiş oluyorsun hemde 20 dk. zaman fazladan harcıyorsun. Fakat internette reklamsız seyrediyorsun.
    Sonuç olarak yasal ve bedava olan hiç bir yayın yoktur

  2. bu işin yasal olarak ilerlemesi imkansız kimse bir diziyi 2-3 gün geç izlemek için para vermez.Herzaman yasal olmayan siteler olacaktır onlar kapatılırsa insanlar torrente yönelir.

  3. bir buçuk saatlik türk dizisini özet,reklam,göme reklam ve dizi içindeki senaryoya dahil ederek resmen dizinin içine ederek bize sunan türk kanalları , tek diziyle saat 20:00-23:15 arasını öldürmeye çalışıp, 3 saat 15 dk bittirmeye çalışırsa tabiki de izleyiciler online sitelere yönelecekttir ve raklamsız izlemenin tadını çıkaracaktır. rtük sansür yerine birazda bu reklam çılgınlığı üzerinde durmalı bence. genelde tv izlemem ama arada denk gelip izlediğimde gerçektende bunaltıyor reklamlar. yok 3dk ara ,5 dk ara,7 dk ara, tek reklam,sponsor reklamı say say bitmez. en saçmasıda dizi tam bitecek 7 dk ara ardından 1 saniyelik devam mantığı, resmen izleyiciyle dalga geçmek gibi birşey. bu nedenle yaşasın online dizi/film,torrent ve tıkla indir siteleri 🙂

  4. Bence bu olayda mesela bir film sahibi firma korsan yayın yapan site ile anlaşmalı. Burada reklam gelirlerinin bir gelirini firma almalı. Yada kaçak sitede kendi çıkarları için reklam çalışmaları yapmalı.

  5. abi bak spotify’a, bak itunes’a. türkiyeye açıldılar türk kullanıcıları nasıl da patır patır satın aldı şarkıları. hatta bununla ilgili bir araştırma vardı korsan müzik indirme miktarımız düşmüştü bayağı. ama yazıda da bahsedildiği gibi güncel olmalı. atıyorum netflix gibi bir servise para vereyim ama izlemek istediğim bazı diziler orada olmasın, ya da izleyeceğim dizinin bölümleri 1 ay geriden gelsin, ne yapacağım ben ya torrent ya dizi siteleri.

  6. bir buçuk saatlik türk dizisini özet,reklam,göme reklam ve dizi içindeki senaryoya dahil ederek resmen dizinin içine ederek bize sunan türk kanalları , tek diziyle saat 20:00-23:15 arasını öldürmeye çalışıp, 3 saat 15 dk bittirmeye çalışırsa tabiki de izleyiciler online sitelere yönelecekttir ve raklamsız izlemenin tadını çıkaracaktır. rtük sansür yerine birazda bu reklam çılgınlığı üzerinde durmalı bence. genelde tv izlemem ama arada denk gelip izlediğimde gerçektende bunaltıyor reklamlar. yok 3dk ara ,5 dk ara,7 dk ara, tek reklam,sponsor reklamı say say bitmez. en saçmasıda dizi tam bitecek 7 dk ara ardından 1 saniyelik devam mantığı, resmen izleyiciyle dalga geçmek gibi birşey. bu nedenle yaşasın online dizi/film,torrent ve tıkla indir siteleri

    Sırf bu yüzden işte..

  7. Dizi sektörü için değil de sinema sektörü için kesinlikle esneklik göstermeleri gerekmektedir. Bir sinema filmi çıktıktan sonra önce korsana çıkıyor sonra orijinali çıkıyor. Kimse de kalkıpta niye orijinal izlemiyorsun diyemiyor.

  8. o kadar reklam verip süreyi uzatıyor, dizinin yeni bölümünü iki hafta sonra yayınlar, eski dizi veya eski bölümleri veren kanal yok zaten hepsini yayınlayamaz
    işte bu yüzden internetten izleniyor

  9. Bana Türkiye’de aylık 4-5 liraya film izleme sitesi göster anında 1 yıllık abone olcam. HADİ!!!!!

  10. Güncel olarak içerik sunabilen 1 tane yasal site yapsınlar ,ayda 10tl dahi olsa üye olucam.Nerede bu yazıdan çıkarımla mümkün değil,korsana devam arkadaşlar.

  11. Ultrayer6 Nickli Üyeden Alıntı
    ZİYARETÇİ

    15.01.2014 17:22

    Bana Türkiye’de aylık 4-5 liraya film izleme sitesi göster anında 1 yıllık abone olcam. HADİ!!!!!

    ——
    buyur kardeş seni mi kıracaz. 4,90 tl aylık. yıllık alırsan 39,90 tl.
    https://uyelik.tivibu.com.tr/web

    film 9 liralık pakette.Gayet de güzel.Geçen aya kadar kullanıyordum.Yoğunluğum dolayısı ile gereksiz olmaya başlamıştı.
    Tek bir kusuru diziler ve filmler çok geç geliyor.torrente düştükten aylar sonra ekleniyor.Bu da gerçekten can sıkıcı.

  12. Dizi izlemiyorum zaten Kurtlarıda tv den seyrdiyorum game of thrones i netten izledim ne yalan söyliyim

  13. Yasal olarak dizileri çıktıktan bir gün sonra alt yazı ile sunsunlar yıllık ne kadar ise üye olmazsam neyim.

  14. Yasal siteler uygun fiyatlı ve hızlı bir şekilde versin satın alırım.ama bu dediklerim olsa dahi kalitesi bedava siteler gibi olursa bedava siteye yönelirim.

  15. herkes kendince haklı işte. ama sanatcı dediklerimizde yalancı bi yerde. Sanat sanat sanat diolar hersey sanat için kitlelere ulasmak vs die bi ton zırva ondan sonrada korsana hayır demeye baslıolar para kazanayınca.

    Madem sen sanatcısın filmi yaparken zaten aldın belli bi mebla sanat icra ettin amacın kitlelere ulasmak bırakta ulassın ozaman ne zırvalıon korsan die.
    İmkanın varsa sanatı bukadar savunuosan ozaman sen bedava yap filmide senden izleyelim .

    Ayrıca ben izlemekten cok indirmekten ve biriktirmekten zevk alıyorum.

    işin içinde para varsa herkesin dogrusu kendine olur herkes kendince haklı olur o yüzden bu konuyu hiç tartısmaya gerek yok deiştirilemez.ayrıca adınada korsan denmesi sacma .

    Bi diziden 1 haftada 100 bin tl alan oyuncu var hala gelmiş orjinal alın dio nereye götürceniz lan okadar parayı bırakında 1000 tl için 1 ay anası koşalanan millette parasız bişeylerden zevk alsın .

    Fakire yardım ediceklerine bu zenginler de fakiri sömürüo.

  16. İnternet üzerinden yasal dizi izlemek isteyen biri olarak bu yazıyı çok faydalı buldum. Mete Bayrak sayesinde konu hakkında çok önemli bilgiler almış oldum. Kendisine teşekkür ederim.

    2000li yılların ortalarında tanıştığım yabancı diziler hepinizin olduğu gibi benim de hayatımda büyük etkiler yarattı. Farkında olmasanızda yabancı dil gelişimine en çok katkı sağlayan etmenlerden biri bence o dilde yayınlanan sanat eserleri özellikle dizi, film ve şarkılardır.

    Ben yabancı dizilerle tanıştığımda internet kavramı Türkiyede yeni yeni gelişme aşamasına girmişti. O dönemin torrentleri hepimizin bildiği CD Shoplardı. Bu dükkanların sahipleri ve/veya dükkanı işleten kişiler ironik bir şekilde korsana 5 kuruş para vermeden işlerini yürütürlerdi. Filmleri, dizileri ve oyunları orjinal olarak temin edip bunları bilgisayar ortamında çoğaltarak insanlara satarlardı. Torrent o zamanlar pek bilinmeyen ve ülkemizin o zamanki internet hızı sebebiyle de kullanışsız olan internet siteleriydi. CDci’den alışveriş yapmak maksimum 1 saat sürüyorken o dönemin internet hızıyla torrent kullanarak aynı ürünü elde etmek saatlerinizi hatta günlerini alabilirdi.

    Peki o dönem orjinal ürün Türkiye’de satılmıyor muydu? Tabi ki satılıyordu ama bu orjinal ürünleri yalnızca metropolde yaşayan elit kesim elde edebiliyordu. ‘Saçmalama lan!’ diyenleri duyar gibiyim. İster inanın ister inanmayın o zamanlar böyleydi. Orjinal ürün çok pahalı olmakla birlikte erişimi de çok zordu. Çoğunuzda benden yaşça büyük olduğunuz için o dönemi benden daha iyi biliyorsunuz. Yani o dönem için Anadolu’da yaşayan halkın orjinal ürün kullanması çok ama çok zordu. Hatta imkansız bile denilebilir.

    Ve günümüze geldik.

    Sonra ülke olarak internet hızımız arttı ve insanlar CDcilere verdikleri parayı internet servis sağlayıcılara vermeye başladılar. Hala inatla öğrencinin ve çoluk çocuğun parasını yiyen korsan CDciler mevcut olsa bile onların dönemi bence kapandı. İnternet hızının artmasıyla ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla korsan ürünlere doğrudan erişim imkanı sağlayan insanlar çılgınlar gibi korsan kullanmaya başladı.

    Ve bundan %100 kar sağlayabileceğini farkeden girişimci ruhlar ortaya çıktı. Belli altyazı çevirme sitelerinin çevirdiği (divxplanet, türkçealtyazı vb.) altyazıları hatta dizimag gibi kendi altyazı çevirme ekibini kurarak çevirdiği altyazıları indirdikleri dizilerin üstüne ekleyerek internete yükleyip para kazanmaya başladılar. Bizim işimizi gördüğü için sesimizi çıkarmıyorduk ve hala çıkarmıyoruz.

    Altyazı çevirmenin gerektirdiği emeği bizzat yaşadığım için bu insanlara teker teker teşekkür edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama gerçek emek harcayan herkes gibi altyazı çevirmenleri de bu işleri hiçbir gelir elde etmeden tamamen gönüllü olarak yapıyorlar. Bu insanların yaptıkları işten para kazanabilecekleri bir sektöre acilen ihtiyaç var bence.

    Ama aynı zamanda diğer ülkelerde insanların internet üzerinden de yasal olarak film ve dizi izleyebildiklerini, bütün bir albümü satın almadan istediği şarkıyı satın alarak dinleme özgürlüğüne sahip olduklarını gören ve şirketlerin bundan iyi paralar kazanabildiklerini farkeden Türk şirketleri bu sektöre atılmaya karar verdiler. Fakat Mert beyin yazısında söylediği gibi bu işte büyük zorluklar vardı ve belli bir sermayesi olmayan bir bireyin tek başına bu maceraya atılması sonu hüsranla bitecek bir rüyadan başka birşey değildi. Bu hizmeti sağlayan benim tanıdığım ilk şirket Türk Telekom oldu. İlk çıktığında sadece TTNET abonelerinin kullanabildiği hatta tanıtım amaçlı ücretsiz olarak sunulan TiViBu servisi ile insanlar internet üzerinden yasal yollarla televizyon kanallarını o kanallarda yayınlanan yerli dizileri ve vizyondan çooook önce çıkmış bazı filmleri seyredebiliyorlardı. TTNET’in internet kalitesi son zamanlarda kanser edici düzeyde yavaş olduğu ve bana Uydunet kullandığım için şükrettirecek hale gelse de bence TiViBu Türkiye’de bu sektörde yapılmış bir devrimdir. Ve çok başarılı bir şekilde kendi rakiplerini doğurmuştur.

    Ama bu platformlardaki içerikler şu an bile çok kısıtlı. El oğlunun NetFlix’i Hulu’su Tivo’su varken biz neden hala bu kadar kısıtlı içerikle yetinmeye zorlanıyoruz sormak istiyorum. Kendilerini takdir etsem bile neden CNBC-e üzerinden dizileri bir sezon öncesinden takip etmeye zorlanıyoruz? Zaten para verip satın aldığımız TV platformlarına (Digitürk, Teledünya, D-Smart vb.) neden bir daha para verip dizi ve film kanallarını açtırmak zorunda kalıyoruz?

    Bu tür ürünleri somut olarak alabileceğimiz mağazalarda çok şükür giderek yaygınlaşıyor. D&R’ın başı çektiğini düşündüğüm bu pazarda da yaptığı işin hakkını vererek yapacak yeni yatırımcılara da ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim.

    Yazının burasına kadar gelebildiysen sonuna ulaştın demektir. Eğer kaçırdığım, hata yaptığım, salladığım bir nokta varsa lütfen beni bilgilendirin ki düzelteyim. Şimdilik sorduğum çok soru var ama hiçbirinin cevabını bilmiyorum ama ilerde bu cevapları elde edeceğime yürekten inanıyorum. Sizin görüşlerinizi de merak ediyorum. Okuduğunuz için teşekkürler..

  17. Torrent için ayrı bilgisayarım var.Pardus kurulu.Torrent programı zaten ücretsiz.Kaçak göçek bir durum yok ortada

  18. türk dizilerini youtube a yüklüyorlar zaten ertesi gün sorunsuz izleyeiblirsiniz, yasadışı bir durum da yok çünkü yapımcının kendisi yüklüyor youtube’a

  19. İzlediğim dizi cnbc-e de bile 1 sezon geriden geliyorsa, diğer diziler ülkemizde yayınlanmıyorsa, neyine para verip izleyeyim?
    D-smart var, bir sürü sinema kanalı da açık olduğu halde çok nadir güncel filmler yayınlanıyor. Güncel dediklerim de 1 yıllık filmler.

  20. okudum ve güldüm.herşeye para zaten dünyanın en pahalı interneti ve dandik internetini kullanıp bi ton para veriyoruz.Bide 3-4 ay geriden gelen ücretli platformlara mı para verecez.Zaten türkiye deki mantık şu ”Eğil ve yalamaya devam et” Bizi eğmeye çalışıyorlar artık gerisinde ne varsa…

  21. en iyisini pana film yapiyor diger yerlerde yayinlanan icerikleri engelliyorlar kendi sitelerinde yayinliyorlar kurtlar vadisi pusu disinda bi dizi izlemedigim icin bi sorun yok 🙂 her dizi programi kendilerine site acip ordan yayinlasalar cidden sorun kalmayacak diye.dusunuyorum yerli diziler icin yabancilar icinde torrente el mahkum… kvp televizyonda bittigi gibi yayina dusuyor hemen izleye biliyorsun

  22. Her konuda 1. olabiliriz ama ücret ödeyerek dizi izlemek mi? sırada bile olmayabiliriz. Herkesin kendine göre geçerli sebebleri var. Madem korsana karşısın o zaman yasal olarak bir film – dizi sistemi kur ama ücretsiz yada çok makul bir ücret fakirinde bende alabilirim diyebileceği bir ücret.. Belki o zaman başarılı olabilirler.

  23. İstediğim dizi veya animeyi istediğimde online izleyebileceksem aylık 5-10 tl arası vermekten çekinmem. Nitekim quella servisine ayda 9 tl verip konser izliyorum ama aynı hizmeti dizi için verbilen bir site yok.

    korsan yayın yapan siteler yasal olanlar kadar rahat çalışamadıkları için doğru düzgün çözünürlükte veya her daim sağlam linklerde yayın yapamadıklarından sadece bununla uğraşmamak için dahi bir servise abone olurum.

    bir de şu var. özellikle sinema izleyicisi filmi korsan bulamadığı için değil sinemaya gitmeyi sevdiği için gidiyor. bu yüzden içeriğin ücretli ve sinemayla aynı anda ya da ilk 10 gün içinde yayınlanması durumunda da insanlar gene para verip alırlar. o kadar ev sinema sistemleri vs para döken insan varken film için 3-5 tl’ye kiralayacaklar (itunes) epey olacaktır.

    yayınlayıcılar aynı zamanda reklam geliri de elde edeceği için fiyatlar daha da aşağı çekilebilir isterlerse. bu durumda herkes mutlu olur. ben esas sorumluların ilk önce içerik sağlayıcı ve stüdyoların sonra da yayınlayıcıların fiyat politikalarında buluyorum yani.

  24. :: Yasal dizi izleme platformlarını kullanmayı düşünüyor musunuz?

    Kesinlikle hayır. En güzeli izlemeyi bırakmak.

  25. dünyanın vergisini veriyorum bide filme diziyemi para verecegim benim verdigim ötv den kesin ozaman
    lüks yatların ullandıgı mazottan ötv almaz benim kullandıgım mazottan alır ne güzel hayat
    3kuruş 5 kurşa indirgemden geneli düşünerek yazın

  26. Eğer dizimag kadar güncel olacaksa ben aylık belli bir miktar parayı gözden çıkartabilirim. Bi ara spotify almayı düşündüm ancak öyle offline’ın bana pek bir yararı olmadığı için vazgeçtim ancak deneme sürümünü kullandım aylık 10TL’yı kesinlikle hakediyor. Biz zaten öyle çok da cimri bir toplum değiliz hizmet iyi oldu mu hak ettiği paradan fazlasını bile veririz ancak dizi yayınlandıktan en geç 1 gün sonra alt yazılı olarak elime ulaşıyorsa ve saçma sapan cnbc-e sansürleri yoksa neyleyim TV’yi.

  27. zaten insanlar çok kolay para kazanıyor ya… herşey bitti bide dizilerin dvdlerini alacaklar o kadar para verip. Bu işleri geçecekler. Bedava yayınlanan bişeye para vermek aptallıktır. mp3 ün önüne geçemedikten sonra deezer gibi lisanslı müzik sitesi kurulduysa bu dizi işi için de kurulabilir. Haftada belli saat bedava izleme hakkı verilir. Sınırsız isteyen de premium vs. alır. Ancak bu şekilde mantıklı bi noktaya getirilebilir.
    Teknolojinin dünya paraya satıldığı güzelim ülkemde diziye de para vermem kimse kusura bakmayacak.

  28. Originally Posted by El Padrino
    Dizi izlemek içinde para veremeyiz yani kusura bakmayın.

    tüm korsan siteler bizzat TR tarafından yetkili merciler tarafından günlük bloklanır ise ve Rusya sitelerini kapatır ise yani kısacası dizi izleyecek hiçbir kaynağınız kalmaz ise emin olun TTNET’e heray para verir gibi herkez izlemek ister.

    (zamanında cine5 içinde aynı muhabbet vardı , TV ye paramı verilir ,Bkz digitürk evet verilir )

  29. Kusura bakmayın biraz uzun ama bilmediğiniz yada yapıp yapmadıklarınızdan bahsetmedim zaten bilineni hatırlattım.

    Öncelikle Bende yabancı dizi sever biri olarak katıldığım çok konu olmakla kaltılmadığım konularda var.

    1968 yılında ve sonrasında Amerika 3. Dünya ülkelerinden başlayarak ki, ülkemizde bu furya Dallas ve Şahin tepesi ile başlamış, kara Şimşek ve Havakurdu

    ile devam etmiştir. Burda asıl amaç insanları manipule etmekti. Yani düşünmeyen, sorgulamayan, ekonomik yada küresel sorunlara uzak bir birey

    toplumu yaratmaktı. Ve bunu başardılar. Televizyon ve Radyoculuk okuyan arkadaşlarınıza sorun ! İnsanları nasıl manipule edersiniz adı altın dersleri var.

    Yani sizi bizi nasıl uyutacaklarını anlatıyorlar bu derslerde. Yalnış hatırlamıyorsam 2005 senesinde hükümet televizyonlarda Amerikan filmlerine içinde

    silah kavga gürültü var diye basbas bağırdı ve eleştirdi. Ve o tarihten sonra Yerli dizi furyasındaki çıkış bugün zirve noktaya ulaştı. Eleştirilen silahlı

    bombalı filmlerin yerini şimdi daha beter yerli diziler aldı. En masumunda tecavüz, en berbat olanında her halt var. Silahı bombası, enses ilişkisi.

    Ve tanıdığım bir çok insan, sabah işe geldiğinde Konya’da soğuktan ölen 40 günlük bebeği konuşmak yerine, Med Cezir denen paçavradan sabah sabah

    bahseder olmuş. Bu ne kadar duyarsız ve umarsız bir toplum yaratılmaya çalışılmışın açık kanıtıdır. Ben mümkün mertebe 2 yabancı dizi dışında evde TV

    açılmaz.

    Katılmadığım konu, birçok insanın bu formlarda yaş sınırı 16 ila 40 arası. Burada bir anket yapsak, beleşçilerin çoğunun yaşı küçük olan kesim olduğunu

    görürüz. İlerlemiş yaşta olan insanlar, iş yaşantısında çalıştıkları hakların, emeklerin yendiğini gördükçe, kendisine yapılmasını istemediği şeyi

    başkasına yapmamaya başlıyor. Ben geçken bende oyuna para vermemek için indirirdir, kaçak CD ler alırdım. Filmler download ederdim. Hee sonrasında

    hakkım mı yendi yooo! Ama şunu anladım istersiniz yada istemezsiniz, seçme konusunda özgürsünüz, ancak birileri birşeyler yapmak için emek harcıyo

    saatlerini ve günlerini veriyor. Oyun grafikerleri ofislerinde sabahlıyor, yazılımcılar 1000 kere deneyip hatalar yapıp sırf sizin işinize yarasın diye

    yazılım yapıyor veya kafasındakini hayallerini hayata geçiriyor. Al yada alma, tercih hakkınız var. Bu telif hakları ne istiyorsanız bence ödenmeli.

    İnsanların emek ve haklarını yemeyelim. Hobitleri beğendiniz mi ? Ne güzel çekmiş di mi adamlar, görsellik süper. İyi D&R da 9.90 DVD si alabilirsiniz.

    Ben bu fiyattan aldım. ilk çıktığında 25 ti. Bekledim ve 9.90. Çok zor değil artık satın almak. He TV series denen ürünler hala pahallı. ama onu birazdan

    katılmadığım noktalar kısmında dile getirecem. Türkiye büyük bir çoğunluğu %80 gibi diyelim, artık dar gelirli. ve TV ler Amerika yada avrupadaki

    gibi değil bizim ülkemizde. Amerikada karasal yayın ( beleş olan ) izliyorsanız her küfürde bir dııddd duyulur. Paralı ama düşük paket kullanıyorsanız

    sigara ve içki mozaiklenir. Ancak full pakete para verip izliyorsanız sıfır sansür sıfır mozikle izlersiniz. Türkiye dar gelirli olduğundan karasal yayın

    hala baskın TV. Burada oynayan dizilerin bedellerini ödemeleri için tek gelir kaynakları olan sponsor ve reklam olayını kullanmak zorunda.

    (sizden para talep edemiyecekleri için ) haliyle bir dizi 20.00 başlayıp 23.50 de bitiyor. Tabii reklemlardaki dayatmacılığı artık konuşmuyorum bile.

    bir ariel reklamını günde 40 kere gören bir ev hanımı gidipte omo almaz… Neyse haliyle ortaya artık mide bulandıran bir TV yayımcılığı çıkıyor.

    Ancak bunu yapmazlarsa, bir televizyon stüdyosunda çalışsan arkadaşınız, veya kameraman olan babanız, veya ışıkçı olan kuzeniniz, basın yayında

    görevli anneniz işsiz kalır. O reklamlar onlara gelir oluryor. Hee Bu saçma sapan insanın kendine ayıracağı boş zamanınızı hancerleyen TV olayına

    meraklıysanız bunlara zaten katlanın. Ama her zaman emeğe saygı duyun. O an almasanızda biraz bekleyip indirimde yada kampayada parasını verip alın.

    Çünkü yarın sizlerin emeği çalındığında neler hissedeceğinizi biraz düşünün. Katılmadığım noktalar gelince ;

    Bir arkadaş yazmış, parasını verdiğim halde bir sezon geriden geliyoruz diye, Evet haklı, sen maden bu diziyi yayımlamak içim telif haklarını almışsın,

    ve bende de parasını alıyorsun o zaman yeni sezonu yayımla. Ama bahaneleri şu; yeni sezon pahallı ve sizlerden o parayı karşılayacak

    parayı kazanmıyorlar. ( kabahatin adı bahane olmuş ) O benim sorunum değil. Bir üyeden yıllık en kötü 240 TL para kazanıyorsunuz, ben o dizinin

    bir önceki sezonunu zaten 100 boxset olarak alabiliyorum, o zaman sana ne ihtiyacım var. Neden sana aylık para veriyorum. tamamen sineğin yağı

    muhabbeti. Bakın Türkiyede artık dürüst ve doğru bir ticaret anlayışı bitti. Çoğu dışa bağımlı, ve bunu da koz olarak kullanıyorlar. Bunun yanında vergi

    sistemi halkın yanında değil, bu kapitalist sömürücülerin yanında. Bu da her koşulda fiyatları etkiliyor. Çok astronomik rakkamlarda para istenen şeyler var.

    Mesela PS3’ün yeni oyunu yurt dışında 100TL ye denk iken, Türkiyede 319 TL. Arkadaş yapma, bunun neresi vergisi neresi senin kar’ın? kime ne ödüyonda

    beni bu kadar kucağa alıyorsun, bu ülke o kadar zengin mi? Hee zengin bebeleri hava atmak için o rakkama bakmadan alıyor zaten.. Böyle bir

    talep varken adam arz’ı neye aşağı çeksin ki. Maksimum kazanacağına bakar. Yani burdaki fiyat politikaları ve vergilendirme gene birilerinin ekmeğine

    yağ sürüyor. Katılmadığım nokta işte burda devreye giriyor. %300 benden kar yapmak istersen %0 karsız bende bunu indirirm zihniyetini uyandırırsınız.

    Al karını %15 çek, vergi ona göre gelir üstüne, 319 olmazda oyun, 110 olur. Daha anlaşılabilir ve daha ulaşılabilir olur. Ben senin emeğine saygı duyup

    para vermek istiyorum, ama gidipte senin torununun okul taksitini bizim çocuğumuz devlette okurken de ödeyemem arkadaş. Kısa yolda değil

    uzun vadeli zenginliği ve adının getireceği itibarı düşün. Bunu şöyle örnekliğim. belli bir zamana kadar 5 TL lik şemsiyelerden aldın. 3 günde parçalanan

    cinsten. Sonra birgün hesapladım. Toplamda 120 TL ödemişim. Ve şuan onlardan bir tanesi bile sağlam değil. Maliyet düşük mü düşük, alım gücüne

    uygun mu uygun. Dar gelir li bir kesim bu işten para kazanıyor mu ? evet. Peki ben ne kadar daha eneyi olup bu ucuzcuları zenginleştirecem ? işte

    orası muamma iken, 5 sene önce Celal Birsen şemsiye aldım. Hala en ufak yırtığı yok. 85 TL verdim. Şuan bana 5 senedir hizmet ediyor. Enayi olan

    Celal Birsen mi şimdi ? Öyleymiş ki benim gibi geç kalıp biraz kaliteye para vermeyip çingene işi yapanları zengin ettiler ve Celal Birsen geçen sene

    iflas kararı almıştı. İşte Emeğe makul olduğu süre para verilir. 3. Dünya üklesi isem kalkınmakta olan, zaten adım burda yazılı kalkınmakta olan diye

    belirtiliyor, o zaman bana makul ölçüde fiyatlama yap. Kaçak göçek olduğunda da milletin sırtına binipte cezalar yağdırma. Tüm insanlar eşit ise

    ( en zenginide tuvalette kabız oluyor unutmamak lazım ) o zaman kapitalist olarak eşit davranmıyorsanda makul davran ki bende senin telifini 1. baskı da

    değil de 5. baskıda ödeyeyim. Son bir örnek, gidin palto almaya kalkın, 200 – 1000 TL arası marka ve fiyatlar var. Birde Nisanda almak isteyin.

    bu fiyatlar 70 – 200 arasında kadar düşüyor. Peki kış ayında ihtiyacı olan varken bunun fiyatını zıplatıp %500 kazanıyorsun da, neden nisan milletin

    ihtiyacı kalmayınca %20 lerde karla satıyorsun ? 2 tane satışla bütün parti malın yükünü bizden mi çıkartıyorsun yoksa, kısa yoldan zengin mi oluyorsun.

    Kaldı ki maliyetleri 20-50 TL olan maldan bahsediyoruz. Bugün fasoncular bu fiyata ünlü markalara dikiyor bunu bilmeyen kalmadı. Bir de kumaşı yurt

    dışından geliyor yalanı artık sadece fıkra kadar komik. Evet uyanın, uyanık olun, insan emeğini heba etmeyin, ama birilerinide zengin edecek kadar

    enayi olmayın. Manipule edildiğiniz aptal kutusundan uzak durun. O dizilerde tipleri yada karakterleri huy edinmeyin, takliti olmayın. TV nin esiri olmayın.

    Herkesin ağızında kapitalist dünya, emperyalist dünya lafı dolaşıyor ama hiç bir birey bunları bir nebze olsun yavaşlatmak için birşey yapmıyor.

    Ucuzlayınca alın, ucuzlamıyorsa almayın. Her türlü zaten onlar işçi hakkı vs. yiyerek zaten kazanıyorlar. Kapitalist dünyadan rahatsız olan arkadaşlar,

    internetten alış veriş yapmayın. İnternet üzerinden yaptığınız her kuruşluk alış veriş, sizin mağazada çalışan, oğlunuzun, kızınızın, akrabağınızın işsiz

    kalması demek. Zamanımmmm yoooookkkk. Kaldır totonu TV başından zaman yarat o zaman… Zaman ölüdürüyorsun boş zamanını o aptal kutusunda

    kalk birine faydan dokunsun. En azında sana soranlara " kapitalist dünya için ne yaptın " sorusunada cevabın olur.

  30. @bakinci çok güzel yazmışsın, yazdıklarının hemen hemen tamamına katılıyorum; fakat cümlelerin ortalarında enter tuşuna basmak yerine paragraflara bölseydin çok daha iyi olurdu.

  31. Bu işlerin çözümü gene bizim yapımcılardan gelmeyeceği ortada, ne zaman yabancılar müzik sektöründe olduğu gibi bu işe el atar o zaman çözülür. Ayrıca bu dizi olayının muazzam bir takipçi kitlesi var üç beş kişi bir araya gelsek sohbetin bir yerinde bu dizi olayları illaki geçiyor, üstelik ergen yaştaki kişilerden yaşını başını almış amcalara kadar.

  32. Bir tuketici olarak dünyada yayinlanandan çok daha sonra seyret sen diye beni, ülkemi ve benim paramı küçümseyen yayıncıyı bende adam yerine koymam. Ayrıca yine satın almak istediğim bir çok filmin ne dublajı ne de altyazısı var, ne de türkiyede satılıyor. Adam gene beni, ülkemi ve benim paramı umursamıyor. Oysa dizimag gibi sitelerde her istediğimi buluyorum. Kısacası hak yerini buluyor. Pisman degilim.

  33. Bu zamanda televizyon alıp üstüne dijital yayına para ödeven gerçekten aptaldır. Adamı mecburen yasal olmayan platforma yönlendiriyorlar. Biz mi söyledik gidin filmleri sansürleyin diye. Ne güzel izliyorduk bundan 6-7 yıl evvel. Ben televizyonun başından ayrılmazdım bir zamanlar. Şimdi 5 metre yakınından geçmiyorum. Korsanın sebebi sansürdür. Kimse kimseyi bunu yaptığı için de suçlayamaz. Paranızı dijital yayınlara film – dizi izlemek için yatırmayın. Almayın gitsin. Ekmeklerine yağ sürmeyin.

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version