Toplamda 6.5 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olan koronavirüs ile ilgili yeni bir araştırma yapıldı. Bilim insanları, yaptıkları araştırma sonucunda koronavirüs olarak adlandırılan SARS-Cov-2’nin laboratuvar ortamında üretilmiş olma ihtimali üzerinde duruyor.
Zoonoz olarak tabir edilen hastalıklar, hayvanlarda insanlara bulaşarak yayılabiliyor. Uzun süredir üzerinde araştırma gerçekleştirilen koronavirüse ilk olarak zoonoz teşhisi konulmuştu. Virüslerin laboratuvarlardan kazara sızması, birçok insanın düşündüğünden daha yaygındır. 1977’deki grip salgınının bu şekilde başladığı düşünülüyor. Ancak sızan bir virüs, tasarlanmış bir virüs anlamına gelmez. Viroloji laboratuvarları da mühendislik dışı türlerle doludur.
Koronavirüs laboratuvar ürünü olabilir
Şubat 2021’de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Wuhan’ı ziyaret etmek için bir araya getirilen bilim insanları, bir laboratuvar sızıntısının olası olmadığını açıkladı. Ancak, bu sonuca daha sonra WHO yetkilileri tarafından itiraz edildi ve bu teoriyi reddetmek için erken olduğu belirtildi.
Wuhan’da yapılan araştırmalar, virüsün dışarı sızması için birkaç farklı yol olduğunu işaret ediyor. Bir saha gezisinde araştırmacıların vahşi doğadayken virüs kapıp Wuhan’a geri döndüğü ve diğer insanlara bulaştırdığı üzerinde duruluyor. Bir başka teori ise araştırmacılara laboratuvarda vahşi toplanmış bir virüs bulaşmış olması. Ancak bazılar kişiler, sars-cov-2’nin zaten elde bulunan diğer virüslerden elde edildiğini ve sonra sızdırılmış olabileceğini iddia ediyor.
New York merkezli mikrobiyom biliminde bir girişim olan Selva’yı yöneten matematiksel bir biyolog olan Alex Washburne, konu hakkın araştırma raporu yayınladı. Farmakoloji doçenti Antonius VanDongen ve ümminoloji uzmanı Valentin Bruttel ile birlikte çalışma yürüten Washburne, bioRxiv yayınında koronavirüs ile ilgili bazı tespitlerde bulundu.
Ekip, 20 Ekim’de yayınlanan analizde, laboratuvar üretimi virüslerin bir tür genetik mühendisliği ile bir araya getirilmesi durumunda bazı genomik özellikler ortaya çıktığını belirtiyor. Bununla birlikte, sars-cov-2’nin bu genomik özelliklere sahip olduğunu öne sürüyor.
Ekip, koronavirüs kadar uzun bir genom yaratmanın, mevcut virüslerin daha kısa parçalarını bir araya getirmek anlamına geleceği varsayımından yola çıktıklarını açıkladı. Ayrıca ekip, iki popüler kısıtlama enzimi (BsaI ve BsmBI) için kısıtlama bölgelerinin dağılımının koronavirüs genomunda “anormal” olduğunu iddia etti.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlar kısmında bizlerle paylaşabilirsiniz.
Pandeminin başında, hatta henüz Çin dışına yeni çıktığı günlerde, birçok belgeli kanıt sunulmuş ve iddianın doğruluğu ortaya koyulmuşken ana akım medyanın pandemiye dahi kulaklarını kapattığı, çeşitli kuruluşlardan gelen tepkiler sebebiyle yabancı kaynaklardan ilgili paylaşımların ve içeriklerindeki belgelerin kaldırıldığı dönemin ardından bir de bu iddiaları seslendirenlere “komplocu” diyerek deli muamelesi yapıldığı gerçeklerinin üzerine pandeminin bitişinin ardından bu konunun hala soru mahiyeti ile başlığa taşınması o kadar trajikomik o kadar acınası bir durum ki hepimiz için…
aynı 3 maymuna hala aşılar için devam ediyorlar. yan etkilerini konuşan yok pfizer itiraf ettiği halde ana akım medyada 1 tane haberi yapılmadı. twitter da olmasa haber alma mekanizmamız yok olmuş durumda. her gün birileri bir yerlerde kalp krizinden ölüyor, pıhtılar sonucu felç oluyor. biz sadece ünlü olanları duyuyoruz yada sahnede ölenleri. kenar mahallede yaşana hasan amca ayşe teyzeleri yan etkiden bile saymıyorlar. eceliyle gitti sanıyorlar. lise öğrencileri kalp krizi geçiriyor. medya uyumaya devam. medyada onların çünkü bizim bizden başka dostumuz yok halk olarak. veganlık, inekler osuruyor, iklim krizi, karbon vergisi derken olan yine halka olacak. açık gözünüzü artık.
bunuda yayınlama istersen sdn. bize dürüst medya lazım. daha önce bu şekilde bir kaç yorumum yayınlanmadı.
Bu iddia değil gerçek.
Bu ahlaksızlığın çinden değil abd den geldiğine emin oldum artık.
O zaman niye en çok ölüm Amerika da oldu? Kendi halkına aşı yaparlardı.
BUNU BİR OKUYUN…..BU BILEREK ABD TARAFINDAN YAPILMIŞ BIR ŞEY NEDENMİ BUZULLAR ERİDIGINDEN VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN DOLAYI……IKINCİSİ BU HASTALIĞIN
BAŞLATILMASI İÇİN KARAR VERİLEN TARİH 2015 te PARİSTE NETFLİXTE YAYINLANAN MY SECRET TERRİUS DİZİSİNDE 1 SEZON 10.CU BÖLÜM 53:32 DAKİKASINDA MERS,SARS
VİRÜSÜ İLE BAŞLATILACAĞI ÖLÜM ORANININ %20 OLARAK AYARLANDIĞI SONRADAN %90 ÖLÜM ORANINI BELİRLEMEK İÇİN HASTALIĞI MUTASYONA UĞRATMIŞLAR. AYRICA HASTALIĞIN BITIŞ
TARİHİNİ BİLE VERMİŞLER 20 NİSAN…
1. Bu salgın bilimsel , sosyal , iklimsel digital planlı bir deneydir.
2. Aralık 2015 de Paris de imzalanan Birleşmiş Milletler iklim Değişikliği çerçeve Sözleşmesi gereğince 2020 yılından başlamak üzere 2030 yılına
kadar DÜNYANIN SOĞUTULMASI kararlaştırılmıştır.
3. Trump Obama tarafından imzalanan bu Sözleşmenin ABD ye karşı bir ekonomik savaş olduğunu söylemiştir.
4. Dünya Meteroloji Örgütü 6 şubat 2019 da yaptığı açıklama ile 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarının son 170 yılın en sıcak yılları olduğunu ve yükselme
eğrisinin devam ettiğini belirtmiştir.
5. Bu gelişmeler olurken Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyaya bir salgına hazırlanılması talimatı vermiştir. Türkiye de 13 Nisan 2019 da yayınlanan pandemi
genelgesi ile hazırlıklar başlamış ve Ağustos Eylül 2019 aylarında illerin tamamı hazır hale getirilmiş ve Ulusal Pandemi Planı yayınlanmıştır.
6. AKP ve MHP nin ortak teklifi ile Termik Santrallere verilen ilave süreye ilişkin kanun Erdoğan tarafından VETO edilerek Termik Santraller Aralık 2019
dan itibaren kapatılarak Türkiye Salgına hazır hale getirilmiştir.
7. Salgın Pandemi Bill Gates ve John Hopkins Üniversitesi tarafından Newyork da 18 Ekim 2019 tarihinde 3.5 saat süren bir simülasyon ile tüm dünyaya ilan edilmiştir.
8. Halen ABD deki tüm veriler dünyaya John Hopkins üniversitesi tarafından servis edilmektedir.
9. Salgın pandemi süresinin Dünya için 6 ay olduğu açıklanmıştır. ilk vaka 17 Kasım 2019 da Çin de başlamış olup 6 aylık süre 17 Mayıs 2020 de dolmaktadır.
Yani bu salgın Dünyada Mayıs sonu itibariyle tamamen bitecektir.
10. 10. Ulusal düzeyde yani Türkiye için ise salgının süresinin 6 hafta olduğu Ulusal Plan da açıkça belirtilmiştir. Türkiye de ilk vaka 19 Şubat 2020 de
Rize de tesbit edilmiştir. Buna göre 12 hafta 13 mayıs 2020 de dolmaktadır.
11. Salgınların başından ve sonundan 3-4 haftasının KULUÇKA ve SÖNME olarak kabul edebiliriz. Buna göre Türkiye de 20 Nisan civarında ölümler bitecektir.
Dünya da ise 30 nisan son diyebiliriz.
12. Rahat olun kendinizi koruyun. Bu salgına sebep olan koronavirüs bulaşıcı virüslerin en yumuşak kalpli en insaflı üyelerinden biridir bu planlı deney
için özel olarak seçilmiştir.
13. Bu planlı deneyle insanlar evde tutularak, fabrikalar ve küçük heryer kapatılarak, ulaşım durdurularak hayat bilinçli olarak yavaşlatılmıştır.
14. Salgın sırasında uzaydaki 22000 uydu , bilim adamları ve milyonlarca kamera ve bilgisayarlar ile her türlü bilgi derlenmektedir. Sıcaklık düşüşü ,
iklim değişikliği , okyanuslar denizler ve göllerdeki yaşam balık artışı , hayvan davranışları, kutuplar, kirlilik düzeyi vs herşey kayıt altına alınıyor
insanlığın geleceği için
15. Salgın sıradında insanlar çin de wechat rusya da ve abd de başka digital sistemlerle takip edilmekte ve yeni digital uygulamalar test edilmektedir.
16. Salgın sırasında kapitalistler özellikle Amerikan Merkez Bankası FED öncülüğünde bol miktarda para basarak Dünya varlıklarını borsalar üzerinden
yağmalamaktadırlar. Salgın bittiğinde birçok zenginlik el değiştirmiş olacak.
17. Koronavirüse rağmen çinde hayat kısmen yavaşlamasına rağmen Ocak 2020 ayı son 170 yılın en sıcak ocak ayı olarak kayıtlara geçmiş olup salgından
sonra Dünyada üretim yeniden planlanacak büyük ihtimalle termik santraller yasaklanacak ve Paris iklim anlaşması sayesinde dünyanın ısınması sona erdirilecek
ve soğuma başlayacaktır.
18. 18. Salgın sırasında denenen digital faşizan uygulamalar kalıcı hale gelecek BÜYÜK GÖZALTI daha da kapsamlı hale gelecek nefes alışımız dahi izlenecek
her türlü kaçamak imkansız hale gelecektir.
19. SONUÇ : Bu salgın pandemi planlı bir deneydir. Karantinaya ve hayata devam. 20 Nisan dan itibaren kısmi özgürlük başlıyor.
BU NETFLİXTE MY SECRET TERRİUS dizisini izleyin
Güzel bi açıklamaydı kesintisiz okudum teşekkürler 🙏
Hala yarasadan çıktığına inanan var mı ki 😂😂
Biz soyleyince komplo teorisi diyorlardi. isin ilginc yani wuhan daki lobaratuvari ABD finanse ediyordu. Ama siz wuhandaki pazar yerinden ciktigina hala inana bilirsiniz. Beyin bedava kullanirsan.
Virüsün Çin kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Salgın başlamadan ve kendi halkını evlere kapatmadan önce Çin dünya tahıl üretiminin yarıya yakınını satın alıp stoklamıştı, ayrıca bu hazırlık tamam oluncaya kadar dünyayı bu salgından haberdar etmediler. Salgın devam ederken uçaklar Wuhan’a inip inip kalkıyor ve bunun bir salgın olduğunu dünyaya duyurmaya çalışan doktorlar bir bir ortadan kaldırılıyordu. Bir arkadaş salgının ABD kaynaklı olduğunu söylemiş ancak coronavirus kaynaklı ölümlerin büyük çoğunluğu ABD’de Avrupa’da ve batı dünyasında gerçekleştiğini bu salgına Çin’in hazırlıklı Amerika ve diğer batı ülkelerinin hazırlıksız yakalanışını gözardı ediyor. Dünya nüfusunu azaltma projesi diye birşey var ancak bunu yapanlar amerikalılar olsaydı kendi nüfuslarını mı azaltırlardı yoksa Çin-Hindistan gibi ülkelerden mi başlarlardı bu işe. Bir olay gerçekleştiğinde kime yaradı, kim faydalandı bu işten diye sorup doğru cevabı bulduğunuzda gerçek suçluyuda bulursunuz..
Virüs laboratuvardan kasıtlı geliştirip, salgın üretildiyse bile, bunu yapan güç, enformasyon ve medya kontrolü ile tüm dünyayı mışıl mışıl uyutabileecek güce sahip olabilir. Eğer medyayı yeterince kontrol edebiliyorsa, her türlü cinayeti işlesen de suçlu bulunmazsın. Çünkü suçlular, aslında arkasında iz bırakan kişilerdir.
Bu yüzden, virüs gerçekten laboratuvarda üretildiyse bile, bilim adamları zaten laboratuvar virüsü olmadığına bizi ikna etmiştir çoktan. Sonuçta, bilim yalan söylemez. Farklı düşünen bilim adamlarının bir anda lince uğradıklarını da hesaba katarsak, hatta bilimse (!) tartışmalar medya önünde yapıldığı durumları da hesaba katarsak, hem aşı hem de virüsle ilgili biyolojik bir savaşın içinde olup, gayet rahat yaşamaya devam ettiğimizi düşünüyorum.
İyi uyular abilerim, ablalarım.