Wi-Fi isminin ticari olarak ilk kullanımı 1999 yılının Ağustos ayında başlıyor. Sanılanın aksine Wireless Fidelity kelimelerinin kısaltılması değil. Wi-Fi Alliance adlı şirket, The Standard for Wireless Fidelity sloganını kullandı. Öyle ki kablosuz ağlara verilen isim zaman içerisinde şirketin ismiyle özdeşleşti. Ticari olarak kullanılan kablosuz ağların tarihi yakın geleceğe dayanıyor olsa da bu teknolojinin yapı taşları oluşumu İkinci Dünya Savaşı’na dayanıyor.
NASA, Ay’da bir Wi-Fi ağı kurmaya çalışıyor!
Wi-Fi teknolojisinin mucidi: Hollywood yıldızı Hedy Lamarr
İkinci Dünya Savaşı, her ne kadar dünya tarihinde derin yaralar bıraksa da bu dönemde büyük teknolojik adımlar atıldı. Bilgisayarın icadı bu döneme dayandığı gibi Wi-Fi ağlarında kullanılan teknoloji de savaş sırasında icat edildi. Öyle ki kablosuz ağlarda kullanılan teknolojinin mucidi bir mühendis değil, Hollywood’un o dönemdeki en güzel kadın oyuncularından Hedy Lamarr oldu.
Lamarr, genç yaşta Avrupa’da yer aldığı filmlerle ünlü oldu. Ardından Avrupa’da artan gelirimin üzerine ABD’ye yerleşti. Hollywood‘dan aldığı teklifle kariyeri yükselişe geçti ve en çok aranan isim oldu. ABD’nin savaşa girmek için hazırlanmaya başlaması, Lamarr’ın Hollywood kariyerinin bitme noktası oldu.
Lamarr, savaş hazırlıklarına daha iyi hizmet edeceğini düşündüğü için Washington DC‘deki Mucitler Konseyi‘ne katılmak istedi. Donanmanın radyo kontrollü torpidolarla ilgili zorluklarını duymasıyla Wi-Fi teknolojisinin temel taşını icat etme serüveni başladı.
Buluşun arkasındaki yatan fikir, frekansları sürekli değiştiren ve radyo mesajlarının kodunu çözmesini zorlaştıran bir sistem yaratmaktı. Bunun için Besteci ve mucit olan George Antheil ile birlikte çalıştı. Çalışmalar sonunda günümüz Wi-Fi ağlarının temelini oluşturan frekans atlamalı yayılma spektrumunu icat etti. Ardından buluşun patentini aldı.
Lamarr’ın buluşu ABD tarafından hak ettiği değeri görmedi
Hedy Lamarr, buluşuyla harikalar yaratacağını düşünse de gelişmeler öyle olmadı. Buluşunu donanmaya sundu. Ancak ABD donanması bu fikirle alay ederek reddetti. Tüm bu yaşananların ardından Lamarr Hollywood’daki film hayatına eskisi kadar ilgi görmese de tekrar döndü. ABD 1960’lara kadar bu teknolojiyi kullanmadı. Fakat sonrasında hızla yayıldı. Ancak Lamarr, buluşunun patentini yenilemedi. Bu yüzden ismi bu teknolojilerin yanında anılmıyor. Yıllar sonrasında frekans atlamalı yayılma spektrumu, Wi-Fi, CDMA ve Bluetooth teknolojilerinin temeli olarak kullanıldı.
Hedy Lamarr’ın hayatı her zaman filmlere konu olacak cinstendi. Film tarihinin ilk çıplak sahnesini oynayan oyuncu olması o dönem tartışma konusu oldu. Nazi Almanya’sı ile bağlantıları olan zengin mühimmat üreticisi Friedrich Mandl ile evliydi. Rivayete göre mucit olmasının ilk adımları bu dönemde eşiyle katıldığı bilimsel toplantılarda atıldı.
2000 yılında vefat eden Lamarr, yaşantısı boyunca hiçbir zaman tazminat ya da ödül alamadı. Sadece 2014‘te Ulusal Mucitler Onur Listesi‘ne girdi. Hayatı boyunca resmi bir mühendislik eğitimi almayan Hedy Lamarr, o dönemin karanlığında bir kadının istediğinde neler yapabileceğini gösterdi.
Tebrikler SDN, yine sansasyonel bi yazı yayınlamışsınız, yılların Network mühendisiyim ve böyle safsataya ilk defa şahitlik ediyorum. Sırf gereksiz bir feminizim duyarı kasabilmek için uydurulmuş bir hikaye bu. Şayet öyle olamasa bu konuyu daha teknik bir şekilde açıklardınız. Sırf bilmeyen kesimi zehirleyip manipüle edebilmek için Wi-Fi teknolojisini kendinize alet etmişsiniz. Oysa ki bu teknolonijinin ardında Maxwel’ler, Hertz’ler, Tesla’lar, Marconi’ler yatıyor.