Fotoğraf çekmek kendi içinde bile birçok alt kategoriye ayrılır. Örneğin anı fotoğraflarıyla, içerisinde bir kompozisyon bulunan sanat fotoğrafları, birbirlerinden tamamen ayrı kategorilerde yer alır. Bunların dışında, profesyonel alanlarda kullanılmak üzere çekilen fotoğraflar da vardır. Buna en iyi örneklerden biri de, düğünlerde çalışan fotoğrafçıların çektiği fotoğraflardır. Anı fotoğrafı olarak düşünülse de, doğru bir teknik ve uzman bir kullanım ile birlikte, anı ve sanat fotoğraflarının tam ortasında yer alır. Fotoğraf çekmenin en keyifli yanlarından birisi ise, çektiğiniz fotoğrafı bilgisayar karşısında ya da basılı halde görmektir. Tabii ki bunun için iyi fotoğraflar çekmeniz gerekiyor.

Sizin için ilk olarak, güzel manzara fotoğrafları nasıl çekilir onu anlatacağım. Manzara fotoğrafları, kompozisyonu zengin tutulduğu veya ışığı iyi yakalandığı sürece mükemmel sonuçlar verir. Her şeyden önce iyi bir manzara fotoğrafı çekmek için sık sık gezmeniz gerekiyor. Bu, zihninizde fotoğrafın nasıl zenginleşeceğine karar vermenizi geliştirir. Ayrıca bir kere gezdiğiniz yeri, bir başka sefer gezerken, sahneye farklı bakış açılarından bakmanızı sağlar. Bu, tıpkı ilk seferde anlamadığınız bir filmi, ikinci seyredişinizde daha iyi anlamanıza benzer. Bu şekilde, tüm fotoğrafı önce zihninizde oluşturmalı, ondan sonra öğrendiğiniz tekniklerle birlikte sahneyi fotoğrafa dökmelisiniz.

{pagebreak::Bakış Açısı}

Bakış Açısı

Manzara fotoğraflarında dikkat etmeniz gereken en önemli nokta; insanların göremediği bakış açılarını fotoğraflara yansıtmaktır. Örneğin görsel açıdan hoş bir manzara ile karşılaştıysanız, hemen deklanşöre basıp fotoğrafını çektiğiniz zaman güzel fotoğraf çekmiş olmazsınız. Zira, sizden önce belki de yüzlerce kişi aynı noktadan geçerken manzaradan etkilenmiş ve o bölgeyi fotoğraflamıştır. Hatta kartpostallarda veya artık internette, aynı açıyla çekilmiş yüzlerce benzer fotoğrafla karşılaşabilirsiniz. Bu da fotoğrafınızın anlamını yitirmesine sebep olur. Bunu engellemek için, daha önce kimsenin görmediği açılardan manzaraları fotoğraflamaya gayret gösterin.

Aynı şekilde yol kenarında ya da bitkilerin sık olduğu bölgelerde çok güzel bir çiçek gördüyseniz, bu çiçeği fotoğrafınıza iyi yansıtmak için, kesinlikle çiçeği yukarıdan görünümle çekmemelisiniz. Çünkü oradan geçen bir insan zaten o çiçeği tepeden görüyor olacaktır ve fotoğrafınız birçok insana anlamlı gelmeyecektir. Bir çiçeği orijinal bir şekilde çekmek istiyorsanız, tamamen yere uzanmanız gerekebilir. Böylece başka insanların görmediği bir açıyı, insanlara göstererek, fotoğrafınızı anlamlandırabilirsiniz.

{pagebreak::Oranlar Önemlidir}

Oranlar Önemlidir

Bir manzara fotoğrafı çekerken, fotoğraf makinenizin vizöründen baktığınızda yatay olarak görüntüyü üçe bölmeniz gerekir. Her bölüm, 1/3’lük bir kesre sahip olmalı. Bunun kompozisyonunuza kattığı zenginlik, yadsınamaz bir gerçek. Örneğin, eğer gökyüzünün güzelliğine dikkat çekmek istiyorsanız, fotoğrafınızda gökyüzüne 2/3 oranında yer ayırmalı, yeri ise en aşağıdaki 1/3’lük kısma dahil etmelisiniz. Aynı şekilde, yer odaklı bir çekimde, gökyüzüne en üstteki 1/3‘lük kısmı ayırmanız, oldukça iyi sonuçlar almanızı sağlayacaktır. Eğer gün doğumu ya da gün batımı fotoğrafları çekmek istiyorsanız, mutlaka görüş alanınızın içerisinde, kompozisyonu zenginleştirecek öğelere yer vermelisiniz. Örneğin, gün batımı fotoğrafında, Güneş ile sizin aranızda yer alacak olan bir cisim, ters ışık tekniği sayesinde simsiyah çıkacak ve bu da gün batımı anlatımını zenginleştirecektir.

Gün doğumu ve batımı demişken, bir manzara fotoğrafı çekmek için de en uygun zamanın sabah ve akşam olduğunu bilmenizde fayda var. Zira Güneş’ten gelen ışınlar, günün o saatlerinde yatay bir güzergah izledikleri için, oldukça yumuşak ve tatlı bir görüntü oluşmasını sağlarlar. Öğle saatlerinde yapılan çekimlerde, tepeden gelen Güneş ışınları görüntüyü keskinleştirecektir (ki bu çoğu zaman iyi bir şey değildir). Aynı şekilde, öğle saatlerinde yapılan bir çekimde Güneş, harika manzaranın ortasında bulunuyor olabilir ve bu da, fotoğrafınızın patlamasına (fotoğrafçılık sözlüğünde over exposed olmasına) sebep olur.

{pagebreak::Düşük ISO Tercih Edin}

Düşük ISO Tercih Edin

Eğer bir göl veya deniz fotoğrafı çekecekseniz, yine sabahın ilk ışıklarında çekim yapmanızı tavsiye ederim. Bir önceki paragrafta anlattığım ile aynı mantıkta düşünürsek, sabahları doğudan gelen yatay ışınlar, gölün ya da denizin üzerinde çok yumuşak bir doku yaratacak ve bu da fotoğrafı zenginleştirecektir. Diğer taraftan, fotoğrafın en alt kısmını direkt deniz veya göl ile başlatmamanızı tavsiye ederim. Bu, hem görüntüyü bozar, hem de kompozisyonu düşürür. Mutlaka yerin suyla kesiştiği yerleri fotoğrafınıza katın. Çok daha kaliteli fotoğraflar elde ettiğinizi göreceksiniz.

Şimdi de biraz teknik kısma girelim. Manzara fotoğrafları çekerken, özellikle gün doğumu ve batımını tercih edin dememizden sonra tahmin ediyorsunuz ki, size bir adet üçayak (tripod) lazım olacak. Zira öğle saatlerine nazaran, ışık debisinin az olduğu bir saatte, fotoğrafınızın film hızını (ISO) yükseltmek oldukça amatör bir iştir. Bunun yerine makinenizi bir üçayağa monte edip, düşük enstantane hızlarında çalışmanızı tavsiye ederim. Bu, tabii ki bulunduğunuz yere, saate, ışığın nereden geldiğine bağlı olarak değişir fakat, düşük ISO’yla çalışmanız her zaman daha iyi sonuçlar verir. Ayrıca bir manzara fotoğrafında, alan derinliğine çok da fazla önem vermeniz gerekmediğinden, f durağını 8, 9, 11 gibi değerlerde tutabilirsiniz. Böylece enstantane hızını düşürür ve hoş fotoğraflar elde edebilirsiniz.

{pagebreak::Lenslerin Önemi}

Lenslerin Önemi

İşin lens kısmı ise, verdiğim ipuçları kadar önemlidir. Manzara fotoğrafları çekmeye çıkmışsanız, yanınızda hem geniş açılı bir objektif (lens), hem de bir adet teleobjektif taşımanızı tavsiye ederim. Genel plan çekim yaparken, bir teleobjektif kullanmak ne kadar mantıksız ise, gün batımında Güneş’e doğru uçan kuşları çekmek için de geniş açılı bir objektif kullanmak o kadar anlamsızdır. Geniş açılı fotoğraflar için, 18-135mm, 28-75mm gibi objektifler size yeterli gelecektir. Teleobjektif olarak da 70-300mm objektifleri tercih edebilirsiniz. Zaten fotoğraf çekmeye çıktıkça, nasıl bir objektife ihtiyacınız olduğunu kafanızda şekillendireceksinizdir.

Üçayak ile yapılan çekimlerde her ne kadar sorun olmayacağı düşünülse de, özellikle ufkun gözüktüğü fotoğraflarda kadraja dikkat etmeniz gerekir. Yamuk bir kadraja sahip fotoğrafın bozduğu kadar hiçbir şey, kompozisyonu bozamaz. Bunun için yeni D-SLR makinelerde çeşitli kadraj düzeltici eklentiler olmasına rağmen, gözünüzle ufuk çizgisini yatay bir düzlemde sabit tutmayı öğrenmeniz gerekir. Bir diğer önemli nokta ise, Güneş ışınlarının fotoğraflarınıza yaptığı parlamalar. Bunları engellemek için parasoley adı verilen ve objektifin ucuna takılan bir eklenti mevcut. Fiyatları da oldukça uygun değerlerde bulunuyor. Bunun dışında, elinizle ya da bir cisim yardımıyla parlamanın olduğu yerin çaprazını kapayarak (tabii ki elinizin ya da cismin kadraja girmesine engel olarak) parlamaları da ortadan kaldırabilirsiniz.

Tüm bu ipuçlarını ve tavsiyeleri uygulamaya dökerseniz, karşınıza çıkan fotoğraflarınızdan memnun kalacağınıza eminim. Fotoğraf çekmek, ayrı bir tutkudur ve bu tutkuyu, tekniğiniz ve tarzınız ile birleştirdiğinizde, ortaya çıkan sonuç her zaman sizi mutlu eder. Haydi bakayım deklanşörünüze kuvvet

:: Bu yazı işinize yaradı mı?