Migren, birçok kişinin hayatını olumsuz etkileyen, şiddetli baş ağrıları ve çeşitli semptomlarla kendini gösteren bir sağlık sorunu, hatta bir illet. Rochester Üniversitesi’nden bilim insanları, bu illetin ardındaki mekanizmayı çözerek bu hastalığın tedavisinde önemli bir adım attı. Keşif, durumun tedavisinde yeni ve etkili yöntemlerin geliştirilmesine olanak sağlayabilir.

Rochester Üniversitesi araştırmacıları, migren ağrılarının beyin çevresindeki beyin omurilik sıvısında (CSF) hareketlenmelere neden olduğunu keşfetti. Bu hareket, belirli proteinlerin salınmasına yol açıyor ve bu proteinler sinirlerle etkileşime girerek ağrıya neden oluyor. Bu yeni bulgu, hastalığın tedavisinde hedef alınabilecek yeni proteinlerin keşfedilmesini sağladı.

migren

Çalışmanın lideri olan Rochester Üniversitesi Çeviri Nöromedisin Merkezi eş direktörü Maiken Nedergaard, “Bu çalışmada, migrenle ilişkili yayılma depolarizasyonu sırasında beyinde salınan proteinlerin artan konsantrasyonlarının merkezi ve periferik sinir sistemi arasındaki etkileşimi tanımlıyoruz,” dedi. Bu buluş, mevcut tedavileri güçlendirmek ve yeni hedefler belirlemek için birçok yeni kapı açıyor.

Migren atakları, glutamat ve potasyumun yayılmasıyla oluşan kortikal yayılma depresyonu sonrası ortaya çıkar. Bu süreç, beynin oksijen seviyelerini ve kan akışını etkileyen bir dalga şeklinde yayılır. Migren atağı sırasında beyin ağrı hissedemez, ancak beyin ve periferik duyusal sinirler arasında bir iletişim süreci başlar.

Araştırmacılar, CSF’nin bu proteinleri trigeminal ganglion adı verilen, baş ve yüz bölgesinden duyusal bilgi toplayan büyük bir sinir demetine taşıdığını gösterdi. Bu yeni bulgu, atak sonrası ağrıların nedenini açıklamada önemli bir adım atıyor.

Uzayda mahsur kalan astronotlardan ilk açıklama geldi!

Uzayda mahsur kalan astronotlardan ilk açıklama geldi!

Boeing'in Starliner mekiğinde bir süredir mahsur kalan iki astronot, dünyaya ilk mesajlarını gönderdi. İşte detaylar ve son durumları...

Nedergaard ve ekibi, atak sırasında salınan ve sinir reseptörlerine bağlanan 12 ligand protein belirledi. Bu proteinlerden biri olan kalsitonin gen ilişkili peptit (CGRP) proteini, halihazırda migreni önlemek ve tedavi etmek için kullanılan yeni ilaçların hedefi.

Sonuç olarak, bu yeni araştırma, migrenin ardındaki gizemi çözerek yeni tedavi yöntemlerinin önünü açtı. Migrenle mücadele eden birçok kişi için bu gelişme, umut verici bir geleceğe işaret ediyor. Bilim insanları, bu keşiflerin migren tedavisinde devrim yaratabileceğine inanıyor.

Dilerseniz araştırmanın orijinal yayınlanmış yazısını buradan okuyabilirsiniz. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.