Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net

Milli Dikey Atım Sistemi hız kazanıyor: İşte tüm bilinmeyenler!

Ana sayfa / Savunma Sanayi

Geçtiğimiz günlerde, Savunma Sanayi Başkanlığı ve ana yüklenici STM şirketi arasında 2016 yılında imzalanan sözleşme ile birlikte geliştirilen Türkiye’nin ilk istihbarat gemisi TCG Ufuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılım sağladığı törenle birlikte envantere girdi. Yapılan açıklama sırasında yeni Milli Dikey Atım Sistemi projesinin de hız kazandığı ve yeni gelecek MİLGEM projelerinde kullanılacağı söylendi. Biz de sizin için projenin genel hatlarını bir araya topladık.

Mavi Vatan’a yeni MİLGEM’ler geliyor!

Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımla Mavi Vatan'a 3 yeni MİLGEM geleceğini duyurdu.

Milli Dikey Atım Sistemi, önümüzdeki yıl hizmete girecek

Aselsan ve Havelsan ortak girişimi ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında 2018 yılında imzalanan Barbaros sınıfı fırkateynlerin orta yaş modernizasyon projesi kapsamında, eski MK-29 Sea Sparrow fırlatıcıları iki adet 8 hücreli Mk-41 dikey fırlatma sistemi ile yenilendi. Ayrıca bildiğimiz kadarıyla halihazırda G sınıfı TCG Gaziantep gemisinde de 1 adet 8 hücreli modül bulunuyor.

Daha sonraki dönemdeyse, STM’nin ana yüklenicisi olduğu MİLGEM projesi altında, TF-100 sınıfı fırkateyn olarak geliştirilen İstif sınıfının, Ada sınıfı korvetlerin artırılan dayanıklılığıyla birlikte, çok amaçlı kullanımlar için Mark 41 dikey fırlatma sistemiyle geliştirilen bir türevi olması planlanıyordu.

Fakat ABD tarafından uygulanan gizli ambargo nedeniyle fırkateynlerde Mark 41 sistemlerinin kullanılmasının önüne geçildi. Bu durumun ardından, halihazırda geliştirme süreci devam eden MDAS’ların (Milli Dikey Atım Sistemi) kullanımı gündeme geldi.

Yakın gelecekte envantere girmesi beklenen MDAS’ların İstif sınıfı fırkateynler başta olmak üzere, şu anda fizibilite çalışmaları devam eden ve Türk Deniz Kuvvetleri için Savunma Sanayii Başkanlığı’nın MİLGEM programı kapsamında planladığı hava savunma muhribi ve destroyeri TF-2000 gemilerinde de kullanılması planlanıyor.

Ayrıca Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda 6, 7 ve 8. gemilerin ihale sürecinin başlatıldığını duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da yaptığı konuşma esnasında bu açıklamayı yinelemişti. Dolayısıyla bu yeni İstif sınıfı gemilerde de kullanılması bekleniyor.

12’li Mk-41 dikey atım sisteminin, gemi başına maliyetinin 55 milyon dolar olduğu söyleniyor. Tabii ABD’nin kullandığı destroyer gemilerinde güvertede 90 adete kadar bulunabiliyor. Dolayısıyla gemi başına maliyet 1 milyar dolara yaklaşıyor. Fakat ortaya çıkan test sonuçlarına bakıldığı zaman 3 adet füzenin bir gemiyi batırmaya yeterli olduğu söyleniyor.

Bu durumda, Türkiye’nin geliştirdiği MDAS sistemlerinin 16’lı hücre yapısıyla gelecek olması, başlangıç ve modernizasyon süreci için fazlasıyla yeterli olacak gibi gözüküyor. Ayrıca, 16’lı MDAS sisteminin 70 milyon dolar civarında bir maliyete sahip olması bekleniyor.

Genel özelliklerine baktığımızdaysa MDAS’ların Mk-41’lerden yapısal olarak biraz daha farklı olması bekleniyor. Örneğin MK-41’ler 7 metre 70 cm iken, MDAS’lar 8 metre uzunluğunda olacak. Ayrıca fırlatma sistemine daha az basınç uygulanması ve sensörlerin en az düzeyde etkilenmesi için Soft Launch tekniğinin kullanılması hedefleniyor.

ABD kadar büyük bir seri üretim sürecinden geçmiyor da olsa, maliyetlerin yakın olması ilk üretim için oldukça olumlu bir gelişme. Ayrıca bu proje kapsamında harcanacak paranın Türkiye sınırları içerisinde kalması, yerli şirketlerin gelirini artırması ve iş gücüne katkı sağlaması da başlı başına bir tercih sebebi olacaktır.

Tarih olarak baktığımızdaysa, Milli Dikey Atım Sistemi’nin 2022 yılı içerisinde geliştirilme sürecinin tamamlanması ve envantere alım aşamasına geçilmesi bekleniyor. İlk kullanımıysa, 2017’de yapımına başlanan, 2021’de denize indirilen ve 2023’ün ikinci yarısında hizmete girecek olan İstif sınıfı gemimiz TCG İstanbul ile birlikte gerçekleşecek.

Buna ek olarak, bildiğimiz kadarıyla MDAS sistemleri direkt olarak Mk-41’e rakip olacak. Fakat ilerleyen yıllarda gerekli görülürse, geliştirme süreci devam edecektir. Dolayısıyla, 4’lü ünite ile birlikte gelen Mk-57’ye rakip olan bir sistemin ilk adımlarını da gelecek yıllarda görebiliriz. Ancak bunun tamamen ihtiyaçlar doğrultusunda ilerleyeceğini unutmamak lazım.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Yorum Ekleyin