Mobil Cihazlar Ve Radyasyon Gerçeği

Yazar

12 Ağustos 2010

Reklam

Beyin tümörü, envai çeşit kanser, şiddetli baş ağrıları… Yayılan elektro-manyetik radyasyon nedeniyle, mobil cihaz kullanıcılarının endişeleri gün geçtikçe artıyor. Peki, bu işin aslı nedir? Cep telefonları, gerçekten de bu çapta zarar verebilir mi?

:: 2015 yılı güncel akıllı telefonların SAR değerleri listesine buradan bakabilirsiniz…

Reklam

2010 itibariyle, dünyada cep telefonu kullanıcılarının sayısı 4.6 milyarı buldu. Cep telefonları, iletişim kurmak için az veya çok miktarda elektro-manyetik radyasyon ve mikro dalga ışın yayıyor. Bunların çoğu insan sağlığına zarar verecek düzeyde değil. Lakin bazıları, tehlikeli sınıra “tehlikeli” biçimde yaklaşıyor.

{pagebreak::WHO Araştırmaları ve SAR}

WHO Araştırmaları

World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü) ya da bilinen ismiyle WHO, konu hakkında titiz çalışmalar yürütüyor. Araştırmalara göre, kanser vakasına doğrudan neden olan bir cep telefonu vakası görülmüş değil. Ancak WiFi, Bluetooth, WiMAX gibi protokollerin işin içine girmesiyle yayılan radyasyon oranında artış görülüyor. Bu da, işleri biraz daha karmaşık hale getiriyor.

SAR, SAR… Peki nedir bu SAR?

Specific Absorption Rate (Özel Soğurma Oranı) yani SAR, insan vücüdu tarafından absorbe edilen elektro-manyetik radyasyon oranı anlamına geliyor. Vücut ısısını yükseltme etkisine sahip. Amerika Federal İletişim Komisyonu tarafından, cep telefonlarında izin verilen SAR oranı, 1.6 olarak belirlenmiş. Daha yüksek SAR oranı içeren telefonların satışına izin verilmiyor. Ne var ki RIM, Sony Ericsson, Motorola, Apple ve Nokia gibi markalar sınırın eşiklerinde dolaşıyor. Şunu önemle belirtmemiz gerekir ki, 1.6’dan düşük SAR oranının herhangi bir sağlık sorununa neden olduğu saptanmış değil. Yine de, 0.50 seviyesindeki oranların 1.59’a göre çok daha rahatlatıcı olduğu kesin.

{pagebreak::Isı Etkisi}

Isı Etkisi

Cep telefonu kullanan kişinin, öncelikle yüz bölümünde bir ısınma gerçekleşiyor. Yüze ateş basma vakası, rahatsız edici düzeye ulaşabiliyor. Vaka, doğrudan güneş ışığına maruz kalmayı andırıyor. Beyindeki kan dolaşımı artıyor ve vücut da bundan nasibini alıyor. SAR değeri ne kadar yüksekse, göz bebekleri ve korneanın, elektro-manyetik radyasyondan etkilenme şansı, o kadar yükseliyor. Tavşanlarla yapılan bazı testlerde, “katarakt” vakalarının görüldüğü de rapor ediliyor.

{pagebreak::Yüksek Radyasyon Nelere sebep olabilir?}

Yüksek Radyasyon Nelere Sebep Olabilir?

Elbette, Çernobil patladığında ortaya çıkan türde bir radyasyon zehirlenmesinden bahsetmiyoruz. Cep telefonlarının, mobil cihazların hatta gelişmiş TV’lerin yaydığı dalgaların yükselmesi halinde nelerle karşılaşabileceğimizi ifade etmek istiyoruz sadece. Ritim bozukluğu benzeri kalp sorunları, tümör riskinin artması, depresyon ve nevroz türü psikolojk sorunlar, bağışıklık sisteminin zayıflaması, baş ağrıları ve sürekli mide bulantısı, ortaya çıkabilecek sağlık problemlerinden bazıları…

{pagebreak::Dünyada Mobil Radyasyona Bakış Ve Ülkemiz }

Dünyada Mobil Radyasyona Bakış Ve Ülkemiz

Kanada, işi ciddiye alan ülkeler arasında. elektro-manyetik radyasyon ve mikro dalga ışınlar hakkında genel bir endişe mevcut. Bu yüzden de, ülkede sürekli testler yapılıyor ve üreticiler uyarılıyor. Özellikle okul ve üniversite kampüslerinde, bırakın belirtilen sınırı aşmayı, sınıra birkaç birim yaklaşılmasına bile izin verilmiyor. Yönetim, çocukların radyasyonla başa çıkmasının, yetişkinlere göre daha zor olduğunun farkında.

Ne yazık ki, ülkemizde konuya gereken önem gösterilmiyor. Görüşlerini aldığımız bazı cep telefonu satıcıları, ancak bir veya iki kullanıcının, satın aldıkları cep telefonunun SAR değerini araştırdıklarını ortaya koydu. Ülkemize çok sayıda telefon ithal ediliyor, Bunların bazıları da ucuz ve nispeten kalitesiz olmasıyla bilinen Çin malları. Maalesef, bu gibi telefonlar üzerinde yapılan denetimler yeterli değil.

{pagebreak::WHO, işin peşini bırakmıyor}

WHO, işin peşini bırakmıyor!

Dünya Sağlık Örgütü WHO ise boş durmuyor. 2010 yılı Sonbahar aylarında, WHO yetkilileri, cep telefonu üreticilerini toplayıp, kapsamlı bir toplantı yapmayı planlıyor. İlgili toplantıda, telefon üreticilerine çok sayıda öneride bulunulacak ve SAR oranını aşağı çekmenin yolları aranacak.. Araitırmalarımıza göre, Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, İsveç, Japonya ve İsviçre hükümetleri de, 2010 ve 2011 yıllarında firmalara telkinde bulunacak ve çeşitli “teşvik” kampanyalarını devreye sokacaklar. Düşük SAR değeri bulunan telefonlardan, az vergi alınması fikri somutlaşıyor.

{pagebreak::Önlemler}

Önlemler

SAR değerlerinin artmasıyla birlikte, yepyeni bir pazar doğdu: Radyasyon önleyiciler. Bu ürünler genellikle sticker şeklinde bulunuyor. Antene monte edilebilen çeşitleri de mevcut. Çoğu firma, cihazlarının, radyasyonu yüzde 99 oranında engellediğini iddia etse de, araştırmalar bu oranlara pek yaklaşılamadığı yönünde. Kaliteli ürünler, yüzde 30 seviyesinde başarı elde edebiliyor. Sokak satıcılarında bile bulunan bazı bantlar ise, genellikle tamamen yararsız. Yine de, iyi araştırma yapılır ve bilindik bir ürün alınırsa, belli ölçüde radyasyon engellemek ve az da olsa baş ağrılarından kurtulmak mümkün.

{pagebreak::Son Söz ve Geleceğimiz}

Sonsöz Ve Gelecek

Ülke yönetimlerinin ve Dünya Sağlık Örgütü’nün de işe el atmasıyla, şirketler köşeye sıkıştı. Yaptırımlar ve teşvikler havada uçuşuyor. Bazı cep telefonu üreticileri, yakın zamanda gerekli önlemleri alıp, radyasyon oranını asgari seviyeye düşüreceklerine dair söz vermekten geri kalmıyor. Birkaç yıl içerisinde, önlemlerin de sıkılaştırılmasıyla cep telefonları daha az riskli hale gelebilir. Olumlu gelişmelerin yanında, gelişen ağ teknolojileri ve bunların cihazlarımıza bir bir eklenmesi, aşılması gereken bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü, eski modellerde 0.50 seviyesinde bulunan SAR oranı, yeni teknoloji harikalarında 1.59’lara dayanmış durumda.