Her geçen gün daha fazla insanın akıllı telefonlara yönelmesi, sosyal ağlardan teknoloji şirketlerine kadar iş dünyasının önemli bir bölümünü mobil odaklı kullanıcı kitlesine özel iş modelleri geliştirmeye teşvik ediyor. Sosyal medya kullanımından video izlemeye, internette gezinmekten konum tabanlı aramalar yapmaya kadar toplumun dünyayla iletişim içinde kalmasını sağlayan ana yüklenici mobil cihazlar oldu. BI Intelligence tarafından yapılan araştırma da benzer sonuçlar veriyor:

Mobil veri kullanımının patlama yaptığı belirtilen rapora göre, kullanıcılar medya tüketiminin beşte birinden fazlasını mobil cihazlar üzerinden yapıyor. Bu oran, 2009 yılında yapılan araştırma sonucunun beş katını ifade ediyor. Medya dışında da kullanıcıların genel olarak vakit geçirdiği cihazlar arasında mobil cihazlar, masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarla başa baş gidiyor.

Raporun bir diğer önemli ayrıntısı mobil içeriklerin, ABD’deki günlük ayrılan vakit bazında 2010’dan 2012’ye artış gösteren tek medya çeşidi olması. Bunun anlamı ise teknoloji kullanıcıları arasında geleneksel medya (video, müzik, fotoğraf görüntüleme, sosyal ağlar vb.) tüketimi azalırken, bunları mobil cihazlardan gerçekleştirme oranında artış görülüyor. Üstelik kullanıcılar sadece daha fazla video izlemekle kalmıyor. Bilgisayar başında oturduklarında izlediklerinden çok daha uzun sürelerde mobil cihazlarından online video seyredebiliyorlar.

Sosyal ağlar için de durum farklı değil. Facebook’un 1 milyarı aşkın kullanıcı kitlesinin yüzde 20’ye yakını, 219 milyon kullanıcı, paylaşım yapmak için yalnızca mobil cihazlarını kullanıyor. Aynı oran Pinterest’te yüzde 28’e ulaşmış durumda. Facebook ve diğer sosyal ağlar, büyümekte olan mobil kullanıcı kitlesinden gelir elde edebilmek için ciddi tasarım değişikliklerine gitti ve bunun meyvesini topluyor: Facebook’un toplam reklam gelirinin yüzde 41’i aşkın payı tamamen mobil reklamlara ait.

{pagebreak:::: 2}

Mobil etkileşim faktörü

Mobil etkileşimin böylesine güçlü olduğu bir dünyada, kurum içerisinde kullanılan kişisel mobil cihazların da (BYOD) ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Bağımsız araştırma şirketi Gartner, 2016 yılında uygulanan kurumsal BYOD programlarının beşte birinin başarısız olacağını söylüyor. Bunun sebebi ise yine Gartner raporuna göre kullanılan mobil cihaz yönetim kurallarının çok katı olması.

Kişisel mobil cihazların işyerinde kullanımı, Gartner’ın “BYOD’de Temel Zorluklar” raporuna göre yönetişim ve uyumluluk, mobil cihaz yönetimi ve güvenlik başlıkları altında toplanıyor. BYOD ile kural, güven ve fikri mülkiyet ihlali yapmak kolaylaşırken, işletmelerin çalışanları tarafından beklenen mobilite ihtiyaçlarına yanıt vermesi de zorlaşıyor.

En önemlisi de doğru yönetilmediği takdirde BYOD’nin kontrol boşluğu oluşturarak, ağ kullanılabilirliğine olumsuz etki etmesi ve veri kaybına neden olabilme tehlikesi. Mobil veri güvenliği alanında ihtiyacınıza uygun çözümler sunan Supercom, veri güvenliği alanında yaptığı başarılı projelerle edindiği deneyimi mobil cihazlar üzerinde kurumsal ölçekte güvenlik yapılandırılması için kullanıyor. Supercom’un çözüm ortaklığıyla mobilite trendinin vazgeçilmez bir parçası halini alan ve büyümeye devam edecek olan BYOD’nin zorluklarıyla ile daha kontrollü ve etkili biçimde mücadele etmeniz mümkün.

Supercom hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.

:: Mobil dünya hakkında ne düşünüyorsunuz?