Toplu taşıma araçlarını sıkça kullanıyorsanız, insanlarda bir değişiklik gözlemleyebilirsiniz. Bu değişikliği belki farketmemiş olabilirsiniz, hatta bu değişikliğe siz de ayak uydurmuş olabilirisiniz. Toplu taşıma araçlarına bir daha bindiğinizde insanların kulaklarına dikkat edin. Çoğunda birer kulaklık olduğunu ve müzik dinlediğini göreceksiniz. Hatta buna bakarken kendi kulağınızda da bir kulaklık olup olmadığını bir kontrol edin.

90’lı yılların sonuna doğru ortaya çıkan MP3 formatının tüm müzik endüstrisini yeniden şekillendireceğini kimse hayal edemezdi herhalde. Aynı dönemde ortaya çıkan MP3 çalarlar, Sony’nin icat ettiği Walkman’den sonra bu konudaki en büyük devrimdi. İlk zamanlarda, piyasaya çıkan modellerin yüksek fiyat, düşük kapasite gibi sorunları vardı ama insanlar yine de bu cihazlara büyük ilgi gösterdiler. Artık neredeyse hepimizde bulunan ve sıkıcı yolculukları bir nebze de olsa eğlenceli kılan bu cihazların zaman içindeki gelişimini beraber görelim.

{pagebreak::Yüksek fiyat, düşük hafıza}

Yüksek fiyat, düşük hafıza

Piyasaya ilk çıkan modellerin fiyatları yüksek, kapasiteleri düşüktü. 1998 yılında piyasaya çıkan bu iki modelde sadece 32 MB hafıza vardı ve fiyatları 250 $ civarındaydı.

{pagebreak::Bellek pahalı şeydir}

Bellek pahalı şeydir


90’lı yılların sonunda flash bellekler de MP3 çalarlar kadar pahalıydı. İnsanlar MB başına yaklaşık 4 $ ödüyorlardı. MP3 çalarların hafızaları bu yüzden düşüktü. Ancak Remote Solutions’ın Personal Jukebox adlı bu cihazı bir istisnaydı. 4,8 GB hafızaya sahip olan ürün o döneme göre iyi bir fiyatla (800$) piyasaya çıkmıştı.

{pagebreak::İçinde sabit disk var}

İçinde sabit disk var

2000 yılına gelindiğinde insanlar hala bellek için çok fazla para ödüyorlardı. Creative’in içinde sabit disk bulunan 6 GB’lık Nomad Jukebox adlı cihazının fiyatı 500 $’dı. Sony ise aynı dönemde MC-P10’u piyasaya çıkarmıştı. Bu ürünün en büyük eksisi sadece Sony’nin ATRAC ses formatını çalabilmesiydi.

{pagebreak::Ve karşınızda iPod}

Ve karşınızda iPod

2001 yılı MP3 çalarların altın çağının başladığı yıl olarak kabul edilebilir. Bunun sebebi ise bu alanda artık bir efsane haline gelen Apple iPod’un piyasaya çıkmış olması. 5 GB kapasiteye sahip olan ilk iPod’un fiyatı 400 $’dı ve sadece Mac’lerle uyumluydu. O dönemde Intel de henüz ev elektroniği bölümünü kapatmamıştı. Pocket Concert adlı ürün ilk zamanlarda beğeni toplasa da Intel’in bu bölümü kapatması üzerine bu cihazlar piyasadan kalktı.

{pagebreak::Yol ayrımı}

Yol ayrımı

2002 yılında MP3 çalarlar bir yol ayrımına girdiler. Hem özellik, hem de boyut açısından iki farklı şekil artık standart hale gelmeye başladı. Üzerinde ekran olan, daha büyük kapasiteli ve sabit disk tabanlı modeller ve daha küçük boyutlarda flash bellekli modeller bulunuyordu. Archos Jukebox Multimedia üzerinde renkli ekran olan ve 10 GB kapasite sunan ilk ürün olurken öte yandan Creative AAA pille 12 saat çalışan ve 128 MB kapasiteli MuVo serisini piyasaya sürmüştü.

{pagebreak::Farklı tasarımlar}

Farklı tasarımlar

2003 yılına gelindiğinde tasarımcılar hala bu cihazlar için belli bir standart oluşturamamışlar ve farklı şeyler deniyorlardı. Döneminin en küçük cihazlarından biri olan Sony NW-MS70D 256 MB hafızasının yanı sıra 128 MB’lık hafıza kartı da sunuyordu ancak görünüşü biraz enteresandı. Değişik bir tasarıma sahip olan Rio Karma da 20 GB’lık kapasitesiyle beğeni toplamıştı.

{pagebreak::Büyük ekranlar}

Büyük ekranlar

MP3 çalarların bazılıarının boyutarı küçülürken, bazıları da büyüme yolundaydılar. Bunun sebebi ise artık büyük ve renkli ekranların bu cihazlarda kendilerine yer bulması ve belli formatlardaki video dosyalarını oynatmasıydı. Windows Mobile işletim sistemi kullanan Creative Zen Media Center, artık bu cihazların sadece birer MP3 çalar olmadığını gösteriyordu. iRiver H300 gibi ekrana sahip olup da boyutları daha küçük olan cihazlar da vardı elbet ama bu kadar küçük ekranda video izlemek kimsenin hoşuna gitmedi.

{pagebreak::Küçük güzeldir}

Küçük güzeldir

İlk ortaya çıktığında taşınabilir olmalarıyla beğeni toplayan MP3 çalarların giderek büyümesi herkesten iyi tepki almadı. Bunu farkeden firmalar temel tasarıma geri dönerek, sadece müzik dinlemek isteyen kullanıcıları için modeller geliştirdiler. Bunların en bilineni ise Apple’ın birinci nesil iPod Shuffle’ı oldu. iPod Shuffle sade tasarımı ve basit kullanımı ile büyük beğeni topladı. Onun açtığı yoldan Dell gibi firmalar da geldi.

{pagebreak::Microsoft da işin içine giriyor}

Microsoft da işin içine giriyor

Teknoloji dünyasında hemen her şeye el atan Microsoft, ezeli rakibi Apple’ın da bu alandaki başarısını görünce dayanamayıp Zune’u piyasaya sürdü. Zune, geniş ekranı, 30 GB kapasitesi ve ayda 15 $’a istediğiniz kadar şarkı indirmenizi sağlayan Zune Marketplace ile ilgi gördü. Ancak yine de iPod’un yakaladığı başarıyı yakalayamadı.

{pagebreak::Dokunmatik dönemi}

Dokunmatik dönemi

2007 yılı MP3 çalarlarda dokunmatik döneminin başlangıcı oldu. Apple, iPhone’un telefon özellikleri olmayan sürümünü iPod Touch adı altında piyasaya sürerek büyük ilgi gördü. 16 GB belleğe sahip olan iPod Touch’ın piyasaya çıkış fiyatı 400 $’dı. Samsung’un piyasaya çıkardığı P2, dokunmatik olmasının yanı sıra Bluetooth özelliğine de sahipti.

{pagebreak::Günümüz ve ilerisi}

Günümüz ve ilerisi

İçinde bulundğumuz yılda MP3 çalarlar artık sadece müzik dinlediğimiz basit aletler değiller. İnternet’e girebildiğimiz, HD kalitesinde görüntüler izleyebildiğimiz, fotoğraf çekebilen, dokunmatik ve geniş ekranlı, geniş hafızalı ürünler. Bunlara sadece MP3 çalar demek haksızlık olur. Artık ceplermizde birer medya merkezi taşıaybiliyoruz.

:: MP3 çalarların zaman içindeki gelişimini görüdünüz, sizce bundan bir sonraki adım ne?