NASA, uzun yıllardır Hubble teleskobunun bir sonraki modeli olan James Webb üzerinde çalışıyordu. Defalarca kez yaşanan ertelemelerin artından, nihayet 25 Aralık’ta fırlatıldı. Planlanana göre, dünyadan 1.5 milyon kilometre uzaktaki L2 konumuna giderek Güneş’in yörüngesine yerleşecekti. Peki şu anda durum ne?
31 yıllık çalışmanın meyvesi: James Webb kritik aşamayı geçti
Yıllardır geliştirilme aşamasında olan ve geçtiğimiz haftalarda fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu, büyük bir kilometre taşını devirdi.James Webb, 24 Ocak’ta göreve başlıyor!
James Webb Uzay Teleskobu, 25 Aralık 2021’deki fırlatma etkinliğinden bu yana uzayda seyahat ediyor. Yakındaysa görevinde bir sonraki önemli adımla karşılaşacak ve kendisini güneşin etrafındaki bir yörüngeye yerleştirmek için bir konumlandırma işlemi gerçekleştirecek. Varış hedefininse Pazartesi olduğu söylendi.
Konumlandırmanın olacağı noktaysa, L2 veya ikinci Sun-Earth Lagrange noktası olarak adlandırılan, gezegenimize yaklaşık bir buçuk milyon kilometre uzakta bir yer olacak. Bu noktalar, Güneş ve Dünya’nın yerçekimlerinin etkileşime girdiği, böylece bir uzay aracı gibi küçük cisimlerin, onlarla birlikte hareket ederken yerinde kalabileceği bölgelerdir.
Güneş ve Dünya’ya göre farklı konumlarda, L1’den L5’e kadar adlandırılan bu Lagrange noktalarının hepsi, aslında farklı görevler ve araçlar için kullanılabilir. Fakat James Webb teleskobu gibi hassas ölçüm yapan cihazlar için yörünge olarak kullanıma uygun değil.
NASA temsilcisi Alise Fisher, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada şunları söyledi:
Tüm Lagrange noktaları yerçekimi denge noktaları olsa da, hepsi tamamen kararlı değil. L1, L2 ve L3, iki tepe arasındaki alçak, sabit nokta olan, yani biraz daha yüksek iki tepe arasındaki bir sırt çizgisinin ortasındaki bir nokta gibi, eyer şeklindeki yerçekimi gradyanlarına sahip meta-kararlı konumlardır.
Sırtın her iki tarafındaki vadilere göre hala yüksek ve dengesiz bir noktadır. L4 ve L5, her konumun uzun, yüksek bir sırtın veya tepenin ortasındaki sığ bir çöküntü veya çanak gibi olması bakımından nispeten daha kararlıdır.
L2 konumunu kullanmanın avantajı, gözlemevinin gölgede kalmasına izin vermesidir. Doğrudan güneşten gelen ışık ve ısı, Webb’deki hassas aletler için birçok soruna neden olacaktır. Bu nedenle en iyi çözüm onları gölgede tutmak olacaktır.
Webb’i L2 yörüngesine konumlandırarak, bir tarafının onu korumak için dev Güneş kalkanıyla her zaman Güneş’e, diğer tarafının ise uzayın serinliğine bakması sağlanıyor. Ayrıca gözlemevi güneşin etrafında hareket ettiğinden, seyahat ederken gökyüzünün her parçasını net bir şekilde görüntüleyebilir.
L2’nin yerçekimi özellikleri, geminin yörüngesini korumasını da kolaylaştırıyor. Ayrıca NASA’nın, Derin Uzay Ağı’nı kullanan iletişim için konusunda bazı avantajları var. Diğer gözlemevleri, NASA’nın Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Sondası, Avrupa Uzay Ajansı’nın Herschel Uzay Gözlemevi ve Planck uydusu dahil olmak üzere, L2 yörüngesini aynı nedenlerle kullanıyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Görüşüm yok. Adamlar zengin yapıyor usta.
Neler göreceğiz bakalım ilginç olacaktır mutlaka
Dünya’ya göndereceği fotoğrafları heyecanla merak ediyorum!
Hubble uzay teleskobu uzayda çalıştığından beri uzaya olan merakım daha bir arttı…James Edeb uzay teleskobuyla ilgili het haberi takib ediyorum ve de heyecanla fotoğrafları bekliyorum..
Benim de görüşüm yok.herkesin bi popisi var
Çok heyacan verici umarım biz de en kısa zamanda böyle başarılara imza atarız.
Karanlık Maddeyi ve diğer bilinmezleri hatrı sayılır ölçüde aydınlatacak bu projenin sonuçlarını heyecanla bekliyorum. İyi şanslar James Webb
james webb bir devrim bilinmezlik kapısını açacak bir anahtar