Tarih 26 Eylül 2022’yi gösterdiğinde, NASA tarihe geçen bir başarıya imza atmıştı. DART görevi kapsamında, bir uzay aracı tam anlamıyla bir asteroidin yörüngesini değiştirdi. Bu başarı, insanlığın uzayda karşılaşabileceği potansiyel tehditlere karşı savunma stratejilerinde büyük bir adım olarak görülüyor.
NASA, görevi nasıl başarıyla tamamladı?
66 milyon yıl önce Dünya’ya çarpan devasa bir asteroidin dinozorları yok ettiği biliniyor. Günümüzde, aynı büyüklükte bir asteroidin Dünya’ya çarpma olasılığı oldukça düşük. Ancak çevremizde dolaşan daha küçük, şehirleri yok edebilecek boyuttaki asteroidlerin sayısı binleri buluyor. Bu tehditlere karşı henüz net bir savunma planımız olmasa da NASA, bu durumu değiştirmek için harekete geçti.
NASA’nın DART (Çift Asteroid Yönlendirme Testi) görevi, şehir büyüklüğünde bir asteroide çarparak onu yörüngesinden saptırmayı amaçladı ve bunu başardı. Bu tarihi görev, insanlığın karşısına çıkabilecek uzay kaynaklı tehlikelere karşı bir umut ışığı olarak görülüyor. Bilim dünyasında devrim niteliğinde kabul edilen bu çarpışma, uzay bilimleri ve gezegen savunması adına önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçti.
NASA açıkladı: Uzayda mahsur kalan astronotlar oy kullanabilecek mi?
Ödüllü bilim gazetecisi Robin Andrews, bu olağanüstü görevi yakından takip etti ve deneyimlerini yeni kitabı How to Kill An Asteroid (Bir Asteroidi Nasıl Yok Edersiniz) ile okuyuculara sundu.
Kitap, DART misyonunun perde arkasını, ekibin yaşadığı zorlukları ve kontrol odasındaki heyecan dolu anları tüm gerçekçiliğiyle aktarıyor. Andrews, DART projesini bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi hissettiren bir başarı olarak değerlendiriyor ve NASA’nın bu hamlesini gerçekçi ve iyimser bir bilim hikayesi olarak tanımlıyor.
Andrews, bilim dünyasında uzay misyonlarının çoğunun mümkün olduğunca uzun süre dayanması gerektiğini belirterek, DART’ın tersine bir mantıkla tamamen yok olmayı hedefleyen bir görev olduğunu vurguluyor. Bu görevde bir başarısızlık, aracın hedefine ulaşamaması anlamına gelecekti ve bu da görevin başlıca korkusu olmuştu.
Tabi canım tabi tabiii…