Bennu Asteroti’nden gelen numuneler kozmik dünyaya bakış açımızı tümden değiştirecek. Eğer NASA bu kutuyu açmayı başarabilirse. Hepimiz bir kavanozun kutusunu açmakta zorluklar yaşadık. NASA da şimdilerde tıpkı buna benzer bir durum yaşıyor. OSIRIS-REx misyonuyla Bennu Asteroiti’nden gelen numune örneklerini incelemek için NASA’nın aşması gereken bir sorun var. İşte detaylar…
NASA, Bennu Asteroiti’nden gelen parçaları incelemek için kutuyu açmaya çalışıyor!
NASA, Dünya’dan 200 milyon mil uzaktaki bir asteroide 1,16 milyar dolarlık bir görev gönderdi. Ardından ufalanan uzay kaya parçalarını almayı ve bunları mütevazi yaşanabilir dünyamıza geri getirmeyi başardı. Şimdi sıra Bennu Asteroiti’nden gelen kutuyu açmakta. Ancak bu durum hiç de kolay değil.
Özellikle, TAGSAM’daki (Dokun ve Git Numune Toplama Mekanizması) iki bağlantı parçası, mevcut araçlara boyun eğmeyi reddediyor. Yani bir türlü açılamıyor. Kutuya ve içindekilere zarar vermek istemiyorlar. Bunun için de epey temkinli yaklaşıyorlar.
Bilim insanları, Bennu Asteroiti’nden gelen örneklerin Güneş Sistemi’nin oluşumuna ve yaşamın kökenine dair ipuçları taşıyabileceğini umuyorlar. Bu nedenle örnekleri bir an önce incelemek konusunda istekliler. Şans eseri, numune kutusunun dışı bol miktarda asteroit malzemesiyle kaplı. Bu durum bazı bilimler için mesainin çoktan başladığı anlamına geliyor. Geçen ay düzenlenen bir basın toplantısında, OSIRIS-REx örnek analisti Daniel Glavin, asteroit parçalarını “bir astrobiyoloğun rüyası” olarak tanımladı.
Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden astrobiyolog Jean-Pierre de Vera, “OSIRIS-REx örnekleri, suyun ilkel Dünya’ya kuyruklu yıldızlar tarafından ulaştırıldığı iddiasını taşıyor. Aynı zamanda bu araştırma, bu durumun asteroitler tarafından da gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğini öğrenmemize yardımcı olacak. Ayrıca bu kayaların Dünya’ya taşınabilecek ve yaşamın ilk yapı taşları olarak hizmet etmiş olma ihtimaline ilişkin araştırmalar hala devam ediyor.” dedi.
Dünya’da meteorlar bulunduğunda, bilim adamlarına güneş sisteminin kökenlerini araştırma fırsatı sunuyorlar. Böylelikle güneş sistemimizin nasıl oluştuğuna dair ipuçları yakalıyorlar. Ayrıca Dünya gibi levha tektoniği açısından zengin, okyanuslarla kaplı ve canlılarla dolu bir gezegenin nasıl oluştuğuna dair bir pencere sunuyor.
Ancak bir sorun var. Dünya’ya inen meteorlar atmosferde kirleniyor. Bu da araştırmayı zorlaştırıyor. Bu yeni misyon bize doğrudan bir asteroitten bu bilgileri getirdi. Araştırma sonuçları bu sayede daha güvenilir olacak.