EA’nin geliştirdiği ve son yıllarda düşüş yaşayan Need for Speed serisi, bu yıl adına yaraşır şekilde gaza yüklenerek, müdavimlerini sevindirdi. Özellikle PC platformunda büyük beğeni toplayan yapımı, inceleyip 10 üzerinden 8.9 puan vermiştik. Bu kez Need for Speed: Shift‘i çoklu oyuncu açısından değerlendirip, hem yapıma alışmamış olanlara, hem de müsabakalarda beklediği sonucu alamayanlara küçük bir rehber niteliğindeki bu yazıyı kaleme aldık. Doğru modifiye ve araç tercihleriyle, adınızı bir numaraya yazdırmanız hiç de zor değil.
Evvela bir süre yapay zekaya karşı mücadele edip, para kazanmanız gerekiyor. Bu yüzden oyundaki ilk yarışınız çok önemli. Zira birinci müsabakanızdan sonra sürüşünüze göre Driving Assist’leriniz belirleniyor. Bunun anlamı şu, eğer sıkı bir simülasyon oyuncusu değilseniz, otomobili sürmekte çok zorlanmanız muhtemel. Hatta karşılaşacağınız ilk virajda kendinizi kum pistinde bulabilirsiniz. Bu yüzden Driving Assist‘ler sayesinde, yapay zeka sizin adınıza virajlara yaklaşırken hız kesiyor ve ayrıca manevralarınızı da dengeliyor.
Eğer ilk müsabakanızda kötü bir yarış çıkarırsanız, o zaman assist’ler daha fazla devreye giriyor. Bu da otomatikman sürüşünüzü etkiliyor. Dolayısıyla, hangi zorluk seviyesinde oynarsanız, yarışları üst sıralarda bitirip para alma ihtimaliniz farklılaşıyor.
{pagebreak::Online Arenaya Ne Zaman Çıkmak Gerek}
Online Arenaya Ne Zaman Çıkmak Gerek?
Oyunda online arenada boy göstermek için acele etmeyin. Zira çaylakların çoklu oyuncu istatistikleri daima kötü oluyor. Kendi kurduğum yarışlardan da gözlemlediğim kadarıyla, kariyerde 3-5 yarış kazanıp (Rakiplerinizin istatistikleri görülebiliyor), ardından internet üzerinden yarışlara katılanlar, genellikle müsabakayı ya en arkada bitiriyor ya da daha mücadele sona ermeden oyundan çıkıyor.
Bu yüzden deneyim kazanmak için yapay zekaya ile yarışmak şart. Kişisel düşüncem, 20-30 yarıştan sonra online arenaya geçiş yapmanızdır. Bunun anlamı, Tier 3 seviyesine gelmeden ya da henüz geldiğinizde, 20-30 müsabaka aşamasına gelecek olmanızdır.
{pagebreak::Hangi Otomobili Almalıyım}
Hangi Otomobili Almalıyım?
Bu deneyimin size getireceği en önemli avantaj, çaylak olmayacağınız için yarışlarda ilk sıralara oynayıp, iyi bir istatistik yakalamanız olacaktır. Ancak her şey sürüş kabiliyetleriniz değil tabii ki. Altınızdaki arabanın da performansı iyi olmalı. Bu yüzden otomobil alıp, modifiye yapmaktan çekinmeyin. İstediğiniz seviyeye gelmiyorsa, sattığınızda ona harcadığınız tüm parayı geri alıyorsunuz. Dolayısıyla ortada bir kaybınız olmuyor, zamandan başka.
Audi TT 3.2 Quattro ve Audi R8, yapımın keşfedilmiş ve modifiyeye iyi yanıt veren otomobillerinden. Ayrıca 2010 model Ford Shelby GT500 de, yeni parçalarla beraber şaşırtıcı sonuçlar verebiliyor. Ancak online ortamda bu otomobil henüz keşfedilmediğinden, rakiplerinizde pek sık görmeyeceksiniz. Koenigsegg CCX ya da Pagani Zonda gibi otomobillerde modifiye seçeneği olmadığı için (NFS: Pro Street’de Pagani Zonda modifiye edilebiliyordu), bu sınıfa oynamak çok fazla keyif vermiyor. Ancak yine de hızı ve dengeli yol tutuşuyla 1994 model McLaren F1, alanında gayet iyi.
{pagebreak::Modifiyenin Püf Noktaları}
Modifiyenin Püf Noktaları?
Sakın aracınızı satın alıp, tüm modifiyeleri yapmakla uğraşmayın. Neden mi? Çünkü onlardan bir çoğu aracınızın hızını düşürüyor. Özellikle yol tutuş (Handling) ile ilgili çok fazla şeyi kafanıza takmanıza gerek yok. Bu özellik düşük bile olsa, zamanında fren yaparak sorunsuz dönemeyeceğiniz viraj yok. Dolayısıyla aklınız fikriniz hız (Speed) ve hızlanmada (Acceleration) olsun. 0-100 kilometre arasına 3 saniyenin altında çıkabilen ve puan olarak 10’un altında olan bir otomobil, gerçekten iyi demektir. Ancak bunun için, yani puanı düşük tutmak için (Puan sistemi rekabet konusunda dengeyi sağlamak için düşünülmüş) her modifiyeyi yapmamak gerekiyor.
Örneğin seçeneklerde maksimum 10.00 puana kadar olan rakiplerle yarış yapmak istediğinizi belirliyorsunuz. Sizde Dodge Viper SRT10 var ki, bu otomobilin puanı 10.00. Karşınıza 9.90’lık bir Audi TT geldiğini varsayalım. Mantıken sizin aracınız daha yüksek puana sahip olduğu için avantajlı gözüküyor. Ancak buradaki kandırmaca şu, frenlerle ya da yol tutuşla ilgili yaptığınız modifiyelerde puanınızı artırıyor. Dolayısıyla yarışa başladığınızda sizden çok daha hızlı bir araç ile karşı karşıya geldiğiniz gerçeğiyle karşılaşabilirsiniz.
{pagebreak::Tunning Ayarlarına Gerek Var mı}
Bu tablonun oluşmaması için, modifiye yaparken, bar ikonlarına aldanmayıp, diğer menü olan performans değerlerine bakmanız. Bu sayede, hangi parçayı eklediğinizde, hızda ne gibi bir değişim olduğunu anında görüyorsunuz (Örneğin Body Kit’leri kullanmayın, zira … Bu deneme yanılma aşaması için epey zaman harcayabilirsiniz fakat bitirdiğinizde, şahane bir otomobiliniz olacağını da unutmayın.
Tuning Ayarlarına Gerek Var mı?
Bu soruya tek kelimeyle yanıt verecek olursak, diyeceğim “Var” olacaktır. Ancak gelişmiş ayarlara girmeden de bu ürkütücü düzenlemeleri yapabilirsiniz. Burada en çok kullanmanız gereken hız ve hızlanma arasındaki denge olacaktır. Pistleri tanımaya başladıktan sonra, hangisinde hızlanma gerekecek, hangisinde son sürat gerekecek, bunları ezberleyeceksiniz. Ona göre ayarlarınızı yaparak yarışa katılabilirsiniz.
Buradaki tek problem, ayarlardan sonra rakamlara baktığınızda, hiçbir performans farkı gözükmüyor oluşu. Ancak değişimi yarışta hissedeceksiniz… Genel olarak aracınızı seçip doğru modifiye ve ayarlarla güçlendirdikten sonra, iş sizin sürüş deneyiminize kalıyor. Eğer kariyerde 20-30 yarış yaptıysanız, online arenada da çok zorlanmayacaksınız. Hatta kendinizden çok daha deneyimli oyuncuları bile yenmeniz söz konusu. İyi yarışlar…
:: Online ortamda Need for Speed: Shift oynuyor musunuz? Oynuyorsanız, yaşadığınız problemler neler?