Puan: 10/8.9

Yarış oyunu tutkunlarının adını ezbere sayacağı birkaç yapımdan biri mutlaka Need for Speed‘dir. Son yıllarda bu isim altında çıkan basit oyunlar (NFS: Undercover), serinin fan’larının çok fazla tepkisini çekti. Duruma kayıtsız kalamayan yapımcı Electronic Arts, Need for Speed ismini üçe bölerek, 2009 yılı için farklı bir satış stratejisi geliştirdi. Tamamen online bir oyunun yanında, yalnızca Nintendo’nun platformları için raflarda yer bulacak bir NFS geliştiren EA, ayrıca klasik serinin devamı niteliğindeki Need for Speed: Shift‘i de, hazırlıyordu.

Nihayet yapımlardan biri için geliştirme süreci sona erdi ve 15 Eylül’de Amerika’da yayınlanan NFS: Shift, 18’inde Avrupa’da satışa sunulacak. Ülkemize Aral İthalat tarafından getirilen yapım, firma bu firma tarafından test merkezimize gönderildi ve bu sayede, NFS keyfini birgün önceden yaşama şansı yakaladık.

{pagebreak::Race Driver Grid’i Silebilirsiniz}

Race Driver: Grid’lerinizi Silebilirsiniz

Evvela menülerinin sade fakat dinamik görüntüsüyle dikkat çekiyor Need for Speed: Shift. Yine ne olduğunu anlamadan yarışın içinde buluyoruz kendimizi. Yeni oynanış tarzının kesinlikle geleneksel NFS gibi olmadığını belirtmek gerek. Slightly Mad Studios imzalı yapım, arcade ile simülasyonu dengelemekten fazlasını yaparak, sınırın gerçekçilik tarafına uzanmış. Hal böyle olunca, klasik NFS arayanlar için Shift, yanlış adres gibi görünüyor.

Gerçekçi sürüş dinamiklerine sahip oyundaki ilk yarışınızda, sizin yarış profiliniz oluşturuluyor. Ona göre zorluk seviyesi otomatik olarak ekrana geldiği gibi, ayrıca sürüş yardımcılarının da (Driving Asist) açık olup olmayacağı, açıksa hangi seviyede olacağı burada belirleniyor. Tabii isteğe bağlı olarak Options menüsünden düzenlemeler yapabilirsiniz.

{pagebreak::Farklı Sürüş Deneyimi}

Farklı Sürüş Deneyimi

Eğer ilk yarışı birincilikle tamamlarsanız, oyundaki para birimine göre 40.000 kazanıyorsunuz. Bu rakam, Sıralama 1’deki (Tier 1) bazı araçlara yetiyor. Basit bir şekilde teknik özelliklerini de gördüğümüz araçlardan birini seçerek, kariyerimize gerçek startı vermiş oluyoruz. Bu andan itibaren ister para biriktirip yeni bir otomobil alabilirsiniz, ister de modifiye seçeneklerine göz gezdirebilirsiniz.

Underground serilerindeki gibi ayrıntılı bir modifiye içeriğinin olmadığını belirtmek gerek. Zira, ana başlıklara ayrılan geliştirme seçenekleri, seviyelere bölünmüş. Örneğin Nitro almak istiyorsanız, önce birinci seviyede, sonra ise ikiye ve üçe geçmeniz gerekiyor… Tabii bu tür geliştirmeleri, paranız olsa dahi oyunun başında yapmanıza imkan tanınmıyor.

{pagebreak::Sürücü Seviyesi}

Sürücü Seviyesi

Oyunda, sürücü olarak biz de seviye atlıyoruz. Her yarışta, puan kazanmamız için gereken eşikler var. Bunlar için de başarılı geçişler ya da hız limitlerini aşmamız gerekiyor. Aldığımız puanlar toplanarak, bahsini ettiğim eşiklere ulaşınca, özel içerikler açılıyor. Bunları ise genellikle upgrade’ler oluşturuyor.

Yarış seçeneklerinizin üzerinde bulunan kilit logosu, bir önceki yarışlardan toplayacağınız yıldız sayısına göre kalkıyor. Örneğin ilk seviyedeki yarışlardan 20 yıldız elde ederseniz, sonrakine geçmeye hak kazanıyorsunuz. İster burada yarışmaya devam edip, para kazanabilir, ister de diğer yarış organizasyonlarında boy gösterebilirsiniz. Yalnızca kendi arabanızla değil, özel organizasyonlarda markaların belirli bir modeliyle yarışmanız isteniyor. Bu durumlarda otomobili satın almanıza gerek yok, oyun size gereken aracı tahsis ediyor.

{pagebreak::Agresif Sürücüler}

Agresif Sürücüler

Sürüş seviyeniz arttıkça, Tier 2’ye 3 ve 4’e geçmeye hak kazanıyorsunuz. Arada bir de Drift Sıralaması var. Bu yarış tipine uygun araç seçerek, Drift müsabakalarına katılabiliyorsunuz. Satın alırken, otomobillerin logolarının bulunduğu kutuda, nitro takviyesi, modifiyeli olup olmadığı ve Drift’te ayarları ufak işaretlerle belirtilmiş. Onlara bakarak seçimlerinizi yapabilirsiniz.

Sürüş tipinize göre oyun sizi “İstekli” veya “Agresif” gibi sıfatlarla nitelendiriyor. Eğer çevrenizdeki araçlara sıklıkla çarpıyorsanız, siz de benim gibi “Agresif” olarak betimleneceksiniz demektir. Yol tutuşlarının bir hayli değiştiği gözlemlenen yapımda, fren mesafelerini ezberleyene kadar, hangi hızda nasıl dönüldüğünü net bir şekilde deneyimleyene kadar, biraz zorlanmanız olası. Zira dönüşlerde otomobiller, önceki NFS’lere kıyasla fazla kayıyor ve arkasını atıyor.

{pagebreak::Frene Alışma Devri}

Frene Alışma Devri

Eskiden 200 km hızla bile gitsek, gayet rahat manevra yaparken, artık bunlar hayal olmuş. Gerçekçilik adına yapılan bu hamlelerle, Race Driver: Grid’i çokça andıran yapıma alışınca, Codemasters’ın oyunundan daha keyifli vakit geçirmeniz muhtemel. Grafikleriyle göz dolduran yapım, özellikle ayarları sonuna kadar açtığınızda bir hayli detaylı gözüküyor. İster kokpitten olsun, ister dışarıdan olsun, görseller bir hayli başarılı. Özellikle araç içindeyken, gerçekten bir yarış otomobilindeymiş gibi hissediyorsunuz. Hele ki çarpmalarda oluşan efektler, ekranın blur’laşması, bir süre çevreyi net görememek, işimizi zorlaştırsa da, gerçekçiliğe doğru atılan hoş adımlar gibi geliyor. Buradaki tek ciddi problem, araçların hasar alması için epey uğraşmak gerektiği. Maalesef kolay kolay parçalayamıyoruz.

Ben hem AMD ATI ile hem de NVIDIA markalı ekran kartıyla NFS: Shift’i deneme fırsatı elde ettim. Her ikisinde de kayda değer bir yorum farkı ya da performans farkı göremedim. Eğer güncel sürücüler kullanıyorsanız, ortalamanın üzerinde bir sisteminiz varsa, birkaç ayar grafik ayarını düşürerek de olsa, oyunu keyifle oynayabilirsiniz.

{pagebreak::Son Sözler}

Son Sözler

Araç içinden ve dışından seslerin farklılık gösterdiği yapımın belki de en iyi yanını işitsel öğeler oluşturuyor. Telsiz bağlantısı, motor sesleri, araçların çarptıkları anki tok sesler gerçekten duymaya değer. Atmosferi tamamlayan müzikler de cabası. Yapımın en büyük eksisi, uzun yükleme süreleri. Sisteminiz ne kadar güçlü olursa olsun, araç seçerken ya da yarış öncesi yükleme ekranına boş boş bakmak durumunda kalıyorsunuz.

Genel olarak bakıldığında Need for Speed: Shift, seriye yeni bir soluk getirmiş. Bu tarzı benimsemeyenler olabilir ancak bunun sebebini iyi netlemek gerek. Eğer bu bir NFS değil de, Race Driver: Grid 2 olsaydı, o zaman övgüyle söz edilebilecekken, NFS serisinin devamı diye büyük eleştirilere maruz kalabilir. Açıkçası kendi adıma, Grid’in tadı damağımda kaldığı için NFS’nin bu yeni halinden gayet memnunum. Türün müdavimlerindenseniz, Shift’e mutlaka bir göz atın.

Puan: 10/8.9

:: Need for Speed: Shift’i beğendiniz mi? Sizce iyi yönleri ve eksileri neler?