Geçtiğimiz Temmuz ayında Norveç’te oldukça ürkütücü bir olay yaşanmıştı. Anders Behring Breivik isimli Norveçli şahıs, planladığı ve düzenlediği iki ayrı saldırıda toplamda 77 kişiyi öldürmüştü. Yakalanan Anders Breivik’in duruşması başladı. Duruşmanın dördüncü gününde Breivik, mahkemeye oldukça ilginç bir detay verdi.

Suçlamaları en başından beri kabul eden ve katliamı kendisinin yaptığını belirten Breivik, katliama Call of Duty Modern Warfare oynayarak hazırlandığını açıkladı. Annesinin evinde kaldığı süre boyunca günde 16 saat Call of Duty Modern Warfare oynadığını belirten Breivik, oyunun oldukça detaylı olduğunu da söyledi.

Call of Duty ile planlamış

Bazı günler World of Warcraft da oynadığını ancak onun normal bir oyun olduğunu, saldırıları planlamasında katkısını bulunmadığını belirtti. Call of Duty’nin ise özellikle saldırıyı planladıktan sonra çok işine yaradığını, her gün oynayarak saldırılara hazırlandığını söyledi. 

Breivik, bu açıklamaları daha çok yeni yaptığı için basınımızda yer bulmadı. Ancak bulmaya başlayınca gerek ülkemizde gerek de tüm dünyada bir süredir tartışılan konuyu tekrar canlandırmış olacak. Video oyunları gerçekten insanları şiddete yönlendiriyor mu sorunu yeniden tartışılmaya başlanacak. Sonuçta birçok uzman video oyunlarını günah keçisi ilan edecek. Bazı kesim filmerin aksiyon sahnelerini savunacak ancak Breivik’in Call of Duty‘i bir simülasyon olarak kullanması bu iddiayı da çürütecek.

Gerçekte durum nasıl?

Tabii ki bir uzman ya da psikolog değilim. Ancak iletişim fakültesi mezunu olarak filmlerde gösterilen şiddetin üç etkiye yol açtığını söyleyebilirim. Bazı insanlar oyunlardaki şiddet ile şiddete eğilimi artarken bazıları ise şiddete olan eğilimini oyunlar ile köreltebiliyor. Yani bazı insanlar şiddete yöneiirken bazıları tam tersi yönde etki ediyor. Bir de hiçbir etki etmeyen insanlar var. Ancak şiddete yönelmeyen insanlar değil de sadece şiddete yönelenler ön plana çıktığı için oyunlar sadece şiddete yönelim konusunda gündeme geliyor. İçindeki şiddet arzusu olup da oyunlar ile bunu köreltenler ise doğal olarak konuşulmuyor.

Geçtiğimiz günlerde bir uzman ise bu konuda televizyonda rolleri karıştırmamakla ilgili bir konuşma yapıyordu. Bu konuda da insanların bilinçli olması gerekiyor. Ekranda gördüğümüzle empati yapmamamız, onun gibi düşünmememiz gerekiyor. En azından bilgisayarı ya da konsolu kapattığımız zaman tekrar kendimiz olmamız gerekiyor. Aksi taktirde kendini pikaçu zannedip balkondan atlayan çocuklar gibi insanların silahları kuşanıp sokağa çıkması mümkün.

Bana göre esas sorulması gereken soru şu: Eğer oyunlar bazı insanları şiddete yöneltiyor diye yasaklarsak, şiddetini körelten insanlar köreltemediği şiddeti gerçek hayatta uygular mı? Peki uygularsa kim suçlu olur? Gelin bu konuyu hep birlikte tartışalım. Buradan yorumlarınızla ve forumdaki konumuza yazarak fikirlerinizi iletebilirsiniz.

:: Siz de bu konudaki fikirlerinizi bizimle paylaşın.