1970‘li yıllardan itibaren oyun konsolları ve bilgisayarlarla birlikte video oyunları hayatımızın bir parçası oldu. İki bölümlük yazımızın ilk bölümünde, oyun dünyasının gelişiminde büyük rol oynamış, okurken “ne günlerdi be” diyeceğiniz, bilmiyorsanız da çok şey öğreneceğiniz kilometre taşlarını bulacaksınız.  Şimdi arkanıza yaslanın, zaman yolculuğumuz başlıyor!

Atari 2600, Nam-ı Diğer Karakutu

15-09/16/atari2600.jpg

İlk olarak 1977 yılında piyasaya sürülmüş ama ülkemizde ancak 80’li yıllarda popüler olabilmiş oyun konsoludur. Bunun en büyük sebebi, o tarihlerde bu tarz ürünlere kolay kolay ulaşamamızdır.

Oyun kartuşu takılabiliyor olmasına rağmen, ülkemizde bulmak oldukça zahmetliydi. İçerisinde bir çok oyun bulunurdu. Pac-Man, Space Invaders, River Raid, Atlantis gibi, o dönemin en popüler oyunlarını barındıran geniş bir arşivi vardı. Kontrolleri sadece tek tuşluydu. Konsol üzerindeki minik kolu çekerek oyunlar arasında geçiş yapıyordunuz. Eğer oynamak istediğiniz oyunu yanlışlıkla geçerseniz, sıfırlayıp baştan ilerlemek gibi, insana cidden acı veren özellikleri vardı. Oyun kalitesi olarak şimdiyle kıyaslama yapılamayacak kadar farklıydı. Oyundaki karakteriniz sadece bir kaç pikselden oluşuyordu ama eğlencesi şimdiki konsollarla yarışır düzeydeydi. Space Invaders oynarken yukardan gelen yaklaşık üç piksellik ateşten kaçmak için yaşadığınız heyecan, paha biçilmezdi.

Sadece ülkemizde değil bütün dünyada, insanları video oyunlarıyla tanıştıran Atari 2600’ü saygıyla anıyoruz.

{pagebreak::2}

Commodore 64

15-09/16/commodore64.jpg

1982 yılında piyasaya sürülen Commodore 64, dünyanın en büyük kitelelere ulaşan ilk kişisel bilgisayarlarındandır. Aynı zamanda 80’li yılların önemli ikonlarındandır. İnsanlar, evlerindeki televizyonları, Commodore 64 sayesinde kişisel bilgisayarlarına dönüştürüyordu. Bir çok oyunun yanı sıra Basic, Pascal gibi programlama dilleriyle de, program yazılabiliyordu.

Oyun ve programları müzik kasetine (evet, bildiğimiz bantlı müzik kaseti) kaydedip, Commodore 64’e takılı olan kaset çalardan oynatabiliyordunuz. Kulağa gerçekten çılgınca geliyor değil mi? Asıl can alıcı nokta ise, Commodore 64 sahiplerinin korkulu rüyası “kafa ayarı”. Modern cihazlardaki gibi istediğiniz uygulamayı koyup, starta basıp çalıştırmak, ne yazık ki bazı Commodore 64 modelleri için pek mümkün değildi. Önce kaset üzerinden yazılımın olduğu yeri bulmak gerekiyordu. Bunu da, kasetçalar üzerindeki deliğe tornavida veya toka sokup çevirmekle başarabilirdiniz. Bu bazen çok kısa bazen de dakikalarca sürebilirdi. Ekrana düzgün görüntü geldiğinde yaşanılan heyecanı kelimelere dökmek çok zor! Daha sonraları disket okuyucularıyla bu problem aşılmıştı fakat o da oldukça pahalı bir aparattı.

{pagebreak::3}

Amiga 500

15-09/16/amiga500.jpg

Takvimler 1987’yi gösterdiğinde, bilgisayar dünyasını sarsacak çok büyük bir cihaz çıktı piyasaya. Commodore firması tarafından piyasaya sürülen Amiga 500, 16-bit’lik işlemcisi, 512kb’lık belleği ile adeta yeri göğü salladı! Oyunlar artık çok farklıydı. Müzikler ve hatta gerçek insan sesleri bile oyunlarda karşımıza çıkmaya başlamıştı, grafikler muhteşemdi. Herkes evindeki Commodore 64’üne artık üvey evlat muammelesi yapmaya başlamıştı. Kaset okuyucusu yerini disket sürücüye bırakmıştı. O dönem atari salonlarına gidip oynanan oyunlar birer birer Amiga 500 için çıkmaya başlamıştı ki bu da, ebeveynlerin Amiga 500’e oldukça sıcak bakmalarını sağlamıştı.

En kötü yanı, düşük belleği ve kapasitesi yüzünden, kullanan herkesi çılgına çeviren yükleme süreleriydi. Mortal Kombat oynuyorsunuz. İlk dövüşü bitirdiniz, ekranda ikinci disketi takmanızı isteyen bir uyarı, yükleme biter bitmez üçüncü disket ve hatta bundan sonra ilk disketi tekrar takmanızı bile isteyebilirdi. Disket okuyucudan gelen “bızztt bııızzt bıııııızzzzzt” sesini, Amiga 500 kullanan herkes dün gibi hatırlar.

{pagebreak::4}

Nintendo Game Boy

15-09/16/gameboy.jpg

Nintendo’nun dünya genelinde yaklaşık 119 milyonluk satış rakamına ulaşan dünyanın en popüler taşınabilir oyun konsolu Game Boy ile, artık oyunlar cebimize, çantamıza girmeye başlamıştı. 1989 yılında ilk olarak Japonya’da, 1990’dan itibaren de dünya genelinde satışa sunuldu. Tabii ki ülkemizde o döneme göre oldukça yüksek fiyatlarda satılırdı. Yanında Tetris veya Super Mario ile geliyordu. Oyun kartuşları da o dönem için oldukça pahalıydı. Bu yüzden hayatımızın vazgeçilmez alışveriş yöntemlerinden takas, o dönemlerde aramızda oldukça popülerdi. Tam bir pil canavarıydı. 8-bitlik mimariye sahipti ve monochrome yani renksiz bir LCD ekrana sahipti. Game Boy’u olan çocuklar, parmakla gösterilirdi. Dışarda oyun oynarken diğer mahallelerden izlemeye gelenler bile olurdu.

{pagebreak::5}

Tetris (Brick Game)

15-09/16/brickgame.jpg

Özellikle Game Boy’un büyük başarı yakaladığı taşınabilir oyun sektöründe o döneme damga vuran aletlerden biriydi. Üreticisi, dağıtıcısı bile belli değildi, diyebiliriz. Fiyat olarak da Game Boy’un çok çok altındaydı. Hatta hatırlayan olacaktır, bazı modellerinde Tetris grafikleriyle oluşan bir araba yarışı bile buluyordu. Şimdinin cep telefonları gibi, o dönemin ellerden düşmeyen aletiydi. Halen satışının devam etmekte olduğunu da belirtelim.

{pagebreak::6}

Nintendo SNES ve Taklitleri

15-09/16/snes.jpg

Nintendo’nun 1990 yılında, Game Boy ile hemen hemen aynı dönemde piyasaya sürdüğü ve oldukça popüler olan oyun konsoludur. 16-bit’lik mimariyle sahipti ve oyun kalitesi Amiga 500’e oldukça yakındı. Bir çok Ninteno klasiği oyunun ilk çıkışı, bu başarılı konsolla olmuştur. 

Ülkemizde ise Nintendo Snes’in çok başarılı taklitleri,  neredeyse orijinalinden bile daha popülerdi. Üzerinde “99999 in 1” gibi ibareler bulunan ama aslında en fazla 10-15 oyun barındıran, o dönem kartuşları elden ele gezen ve bizlere bir çok oyun oynama imkanı sunan konsollarını, hala piyasada bulabilirsiniz.

{pagebreak::7}

Sega Mega Drive

15-09/16/sega.jpg

1989 yılında Sega tarafından piyasaya sürülen Mega Drive, yaklaşık 40 milyon gibi bir satış rakamında ulaşmıştır. 16-bit’lik bir sistemdir ve gerçekten çok güzel oyunlara sahiptir. Dünya genelinde çok popüler olmasına rağmen, ülkemizde büyük satış rakamlarına bir türlü ulaşamamıştır. Bunda, o dönem oldukça popüler olan ve oyunlarına çok daha kolay erişilebilen Amiga 500’ün payı büyüktür. Halen emülatörlerle bir çok oyununu oynayabilirsiniz.

{pagebreak::8}

Super Mario

15-09/16/mario.jpg

Nintendo’nun 1985 yılında piyasaya sürdüğü ve oyun dünyasının belki de en meşhur karakteridir. Özellikle platform oyunlarında tam bir kilometre taşıdır. Musluk tamirciliği yaparken, boruların içinden geçerek ulaştığı farklı diyarlarda, kaçırılan prensesi kurtarmak için canını dişine takan sevimli karakterimizin, bu yıl 30. yaşını kutluyoruz. 

{pagebreak::9}

Bonus : Atari Tabancası

15-09/16/ataritabancasi.jpg

O oyun dünyasının fenomeni! Bir türlü sırrı çözülemeyen, aklımızı yıllarca kurcalayan teknoloji! Aslında o kadar teknolojik bir ürün olmadığını üzülerek belirtmek isteriz. Örnek vererek açıklayalım. Ördek avı oynuyorsunuz. Ekrandaki ördeğe ateş ettiniz. O sırada aslında hiç dikkat etmediğimiz bir olay gerçekleşiyor. Ekranda ördeğin olduğu yer beyaz bir kareye, ekranın diğer kısımları da siyah renge dönüşüyor. Tabancanızın ucunda da basit bir ışık sensörü bulunmakta. Beyaz kısım tabancanızın ucundaki sensöre denk geliyorsa, ördeği vurdunuz, tebrikler! Bu kadar basit olmasına rağmen oldukça başarılı bir ürün olduğunu kabul etmeliyiz. 

:: Sizce oyun dünyasının en önemli yapı taşı nedir?