Hepimiz mutlaka bilgisayar başında oyun oynamışızdır. İster zaman geçirmek olsun, ister arkadaş bulmak ya da stres atmak… Bilgisayarda oyun oynamak hayatımızın önemli bir parçası oldu.
İster erkek olsun isterse de kız. Ruh halimiz ve sosyal özelliğimiz oyun seçimimizi etkiliyor. Tabii cinsiyetin önemi de büyük bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalara göre, özellikle bayanların strateji ve düşünce oyunlarına daha çok ilgi gösteriyorlar.
Burada en çok ilgi çeken kuşkusuz Sims. Erkekler buna karşın aksiyon dolu oyunları tercih ediyor. Counter Strike, erkekler arasında en popüler oyunların başında geliyor. Erkekler aksiyon dışında spor ve simülasyon oyunlarına da ilgi gösteriyor.
Hayallerin gerçekleştiği an. Bu yeni dünyada inanılmaz bir güce sahip olabiliyorsunuz
Bilgisayar Oyunları Neden İlgi Görüyor?
Bilgisayarda oyun oynamak birçok özelliği birleştirmesi sayesinde ilgi görüyor. Oyun oynayan kişilerin becerileri artıyor (FPS), tepki süresi kısalıyor (FPS), taktik beceriler kazanılıyor (RTS), oryantasyon özelliği (RPG) artıyor ve buna ek olarak kaynak yönetimi (Strateji) ve planlama (Strateji) özelliği gelişiyor.
Kullanıcılar tek bir oyuna bağlı kalmıyor. Buna ek olarak oyunun içinde farklı zorluk dereceleri seçebiliyorlar. Bu zorluk dereceleri ile yeteneklerini geliştirebiliyorlar.
Bilgisayar oyunlarının diğer bir avantajı farklı medyaları birleştirmesi. Çizgi romandan tutun, film kahramanları, dizi ve TV karakterleri ile birlikte masaüstü ve kağıt oyunları tek bir alanda birleştiriyor. Kişilere, sevdikleri karakterlere veya kahramanlara bürünerek oyun oynama imkanı sunulması, oyunculuğu daha cazip hale getiriyor; örneğin Yıldız Savaşları, Yüzüklerin Efendisi ve Batman gibi…
{pagebreak::Rekabet ve Güç}
Tüm bunlar bir hayli önemli özellikler. Fakat şunu söylemeden edemeyeceğim. Bilgisayarda oyun oynamak kişilerin hayallerinin gerçekleşmesi anlamını taşıyor. İstediğiniz zaman en sevdiğiniz futbol kulübünü yönetebiliyorsunuz, Michael Schumacher ile yan yana yarışabiliyorsunuz, Ronaldo’ya pas atıyorsunuz ya da dünyayı uzaylılardan kurtarabiliyorsunuz…
Sınırsız ve sonsuz güç. Oyunu bitiren en büyük etkenlerin başında geliyor. Sonuçta herkes güçten vazgeçmek istemiyor. Rekabet ise oyuncuların motivasyonunu belirliyor.
Hedef ve motivasyon yoksa oyundan hemen sıkılınıyor. Bu yüzden rekabet ve güç, oyun geliştiricileri için büyük bir önem taşıyor. Burada istediğiniz role rahatlıkla girebiliyorsunuz. Fakat bundan da önemlisi, bilgisayarınızın size acımaması ve rüşveti bilmemesi. Oyuncu hareket etmediğinde karakteri ölüyor, bütün yatırımlarınızı kaybedebiliyorsunuz veya yarışlarda sonucu oluyorsunuz.
Sanatcılar da oyun dünyasına kendilerini kaptırmış durumda.
İşin güzel tarafı ise her zaman ikinci bir şansa sahip olmanız. Öldüğünüzde oyuna yeniden başlayabiliyorsunuz. Yarışmada sonuncu olduğunuzda, birinci olana kadar bu yarışı tekrarlayabiliyorsunuz. Michael Schumacher veya Napoleon’dan daha avantajlı oluyorsunuz. Çünkü onların tattıkları yenilgiyi siz tatmamış oluyorsunuz.
Buna karşın online oyunlarda durum farklı. Online yapımlarda sürekli bir yarış içindesiniz. Bu oyunlar ciddi bağımlılık yapıyor ve insanları normal hayatlarında bile bu oyunu düşünmelerini sağlıyor.
{pagebreak::Sosyal Haberleşme ve Birlik}
Online oyun oynayan kişiler, ister istemez sosyal bir alana kendilerini atmış oluyor. Bu sosyal alanda tanıdık ve yeni insanlarla tanışmak mümkün. Mail ile haberleşmek, chat ve forumun yanı sıra kulaklıklarla haberleşilmesi birçok kişiyi bu alana yöneltiyor. Bu da kişileri sosyal bir birliğin içine sokuyor. Oyuncular oyun oynamakla kalmıyor, aynı zamanda da sosyal olarak haberleşebiliyor.
Online oyunların rağbet görmesinin diğer bir nedeni, birden çok oyuncunun birlik içinde savaşlara katılmaları. Takım ve klanlarla yapılan saldırıların uzun süreli bir sosyal bağlılık yaratması, bu kişileri cezp ediyor. Özellikle genç insanlar buna katılıyor. Çünkü bu sayede farklı roller deneyebiliyorlar.
Bu da ister istemez okul veya işyerlerinde çok sosyal olmayan insanların online oyunları tercih etmesine neden oluyor. Gerçek hayatta sosyal olmayı beceremeyen bu kişiler, kendi hayatlarını gün geçtikçe bu sanal dünyaya kaptırıyor.
Sınırsız güç sizin elinizde.
Elbette can sıkıntısı ve zaman geçirmek için oyun oynayan kişileri de unutmayalım. Oyunlarda herhangi bir hazırlık yapmak gerekmiyor. Bilardo veya futbolu gerçek hayattan çok daha hızlı öğreniyorsunuz. Oyunu hemen kavrıyorsunuz ve hemen oyunu başlatabiliyorsunuz.
Tüm bu özellikler toplanıldığında bilgisayar başında oyun oynamanın ne kadar zevkli, kolay ve gerçek hayattan farklı olduğu hemen anlaşılıyor. Oyunlar hayatımızın bir parçası olacak ve biz de vazgeçmeyeceğiz. Tek soru, bunu yaparken gerçek hayatı da ihmal etmemek.
Elinizden geliyorsa oyunlarda gösterdiğiniz konsantrasyonun aynısını gerçek hayatta da gösterin.
:: Konu hakkındaki yorumlarınızı bizimle paylaşın.
