İnternette gezerken oldukça ilginç bir araştırmaya denk geldim. Okuduğum metinde, bilgisayar başında oyun oynayan kişilerin bağımlıklık dereceleri araştırılıyordu. Makalede bunun bir hastalık olduğunu ve bu hastalığının küçümsenmemesi gerektiği vurgulanıyordu.
Haberlerde sürekli, “Oyun oynarken kalp krizi geçirdi. Günlerce oynadı, yatmadı, içmedi ve yemedi, sonra da vücüdüna yenik düştü” gibi başlıkları duyardık. Bunlar çok ekstrem örnekler. Ama etrafınıza baktığınızda oyun oynarken tuvalete gitmeyen veya telefonu açmayan kişileri rahatlıkla görebilirsiniz. Hatta bazıları bu ihtiyacını, altına bebek bezi bağlayarak gideriyor. Masanın altında kova bulunduran da var.
Bazı çevreler bilgisayarda oyun bağımlılığını yeni bir uyuşturucu olarak görüyor. Eskiden çocuklara ceza verirken evden çıkmama yasağı uygulanırdı. Günümüzde bilgisayar ile tanışan çocuklara cezalandırmak için onları odalarından veya evlerinden çıkarmak zorundayız.
Bağımlıların %91’i Erkek
Almanya’nın Kriminolojik Araştırma Enstitüsü‘nde yapılan bir araştırmaya göre, 15 yaşındaki gençler, günde 140 dakikayı bilgisayarda oyun oynayarak geçiriyor. 140 dakikanın 84 dakikası (%60) internet üzerindeki oyunlara ayıran bu gençler, bağımlılığa ilk adımı atmış oluyor.
Sadece Almanya’da 14.300 kişi (15 yaş) oyun bağımlısı olarak tanımlanıyor. 23.600 kişi bu senenin sonuna kadar bunlara eklenecek. İşin ilginç tarafı ise bağımlı olan kişilerin %91’inin erkek olması.
Gençlerin günde 1.5 saat oyun oynaması, oyun oynarken hobilerinden vazgeçmeleri, gerçek arkadaşlarından kopmaları ve akşamları gizlice oyunlara saldırmaları bir hayli sakıncalı. Oyun bağımlılığı, okuldaki notların düşmesi, okuldan gelince hemen bilgisayarı açması ve ebeveynlerle oyun oynamak için kavga etmesi gibi olaylarla başlıyor.
Bu, esasında çok büyük bir tehlike ve biz de bu hastalıkla yeni tanışıyoruz. Ne de olsa çocuğun erken yaşta bilgisayar ile tanışmasının, ilerisi için avantajlı olduğu bize hep söylenirdi. Çocuğun oyun oynarken reflekslerinin gelişmesi ve iş hayatında daha rahat olması için bilgisayar tavsiye ediliyordu. Fakat aşırıya kaçan bir olay olduğunda nedense bu çok iyi bir şekilde gizleniyordu. Araştırmalar çok ciddiye alınmıyordu. Hep iyi yönlerini gördük ve görüyoruz. Ama unutmayın, madalyonun iki yüzü var ve biz genelde bir yüzünü görüyoruz.
Çin’de oyun bağımlısı olan kişilere askeri eğitim veriliyor. Zaman zaman oyun bağımlılığını yenmek için, işkenceye bile yapılıyor. Bu eğitimlere dayanamayıp ölenlerin olduğunu biliyoruz. Bu yüzden bu bağımlılığı küçümsemeyin.
Oyunlar Şidetti Körüklüyor mu?
Bu konuyu araştıran kişilerin yanılma payı yüksek olabiliyor. Çünkü oyun oynamayan kişiler, ilk başlarda oyunların içeriğine bakıyor.
Örneğin Counter Strike‘da Anti terörist veya Terörist gibi karşıt gruplar yer alıyor. Oyunun tek amaçı karşı tarafı ne pahasına olursa olsun yok etmek. Kafalara sıkılan kurşunlar veya el bombaları… Bu oyunda kendi takımınzdan birini bile vurabiliyorsunuz. Diğer bir örnek GTA. Amerika’nın bir şehrindeki kahraman polisle çatışıyor, sokaktaki insanları dövüyor, araba çalıyor ve insanları ezebiliyorsunuz…
Manhunt oyunu da güzel bir örnek. İnanılmaz şiddetli olan bu oyunda, plastik poşet ile adam öldürüyorsunuz ya da Call of Duty: Modern Warfare 2‘deki gibi Rusya havalanını basıyorsunuz.
Peki, bu oyunlar şiddeti körüklüyor mu? Birçoğumuz onları oynadı. Peki hangimiz bir havaalanını bastı? Kaç kişi araba ile adam ezdi? GTA’daki gibi sokakta yürüyen yaşlı insanlara kaç kişi saldırdı? Bu sorunun cevabı çok kolay; hiçbirimiz yapmadı.
Oyun bağımlılığı gerçekten farklı bir şey. İnternetteki oyun karakteri ile evlenen ve balayına çıkan, hiç bitmeyen bir oyun olan World of Warcraft’ı bitiren veya Sims’i ikinci bir hayat seçen kişiler, sadece kendilerine zarar veriyor.
Dünyanın birçok yerinde oyun bağımlılığı yenmek için çeşitli merkezler açılıyor. Bu merkezlerde kişilerle konuşma terapileri yapılıyor. İnsanlara farklı alternatifler sunuluyor. Meşgul olabilecekleri hobiler gösteriliyor. Bu yüzden hala tanımlanmamış olan bu hastalığı kesinlikle küçümsemeyin.
tek sayfayla yaptığınız bu çalışma inanın 2-3 sayfa tıklamamıza neden olan sayfa tasarımından çok daha iyi. makaleleri bölmeniz açıkçası hiçte keyifli bir okuma rahatlığı sağlamıyordu. mtcanbay@yahoo.com
buna pek katildigim soylenemez ; silahlara ilgimi oyun oynayarak gecirmem faydalı oluyor benim icin gunde 1 saat multiplayer oyun oynamak fazla olmasa gerek… konusmak da insani sosyallestiriyor…
saplantili kisiler de sorun yarratir diye dusunuyorum…